Ona rastlayana kadar bir ölüydü
Onun adı "R"
Henüz gençlik denen en yaşanası en dinamik yaşlarının henüz başında ve acemi bir zombi adayı.
Zombi adayı diyorum çünkü tam olarak zombileşmiş değil.
Tam olarak zombileşenler tam bir iskelet yığınına dönüşüyor.Onlara kemikler deniyor ve onların sanırım hiç şansı yok.
Bizim"R"ye gelirsek.
Nasıl zombi olduğunu o da hatırlamıyor ama o artık bir zombi.
Üstelik insanlara öykünen ama yinede onları yemekten kendini alıkoyamayan bir zombi.
Zombi olarak yaşamanın zorunlulukları ile insan olarak henüz yaşayamadığı duyguları bir zombinin hissetmemesi gereken yoğunlukta hissediyor.
Ve hemen her tekdüze zombi günü kendi acınası hayatını sorgulamaktan fena halde yorulmuş durumda.
"Hayatım neyden ibaret ki? Çok solgunum. Dışarıya daha çok çıkmalıyım. Daha sağlıklı beslenmeliyim. Berbat haldeyim. Daha dik durmalıyım. Daha dik durabilseydim insanlar bana daha çok saygı gösterirdi. Benim sorunum ne? İnsanlarla iletişim kurmak istiyorum. Neden insanlarla iletişim kuramıyorum? Doğru ya. Ölüyüm de ondan. Kendime bu kadar yüklenmemeliyim. Yani, hepimiz ölüyüz sonuçta..."
Bir gün zombi avına çıkan bir grup insanla karşılaşıyorlar.
İçlerinden öldürülen zombilerde oluyor.Onların yedikleri insanlarda.Sonuçta ne kadar ağır aksak hareket etselerde insanları yinede alt eden zombiler oluyor.
Bizim "R" de payına düşen ilk avının beynini yerken zaten insan gibi hissetmeye eğilimli zombimizin insan yanı beynini yediği kişinin anılarınada sahip oluyor.
Bizim "R" nin ne kadar insancıl bir zombi olduğunu düşünürsek arayıpta bulamadığı bir nimet.
Ve o anılarda bir kızla karşılaşıyor.İnsan olsa sanırım böyle bir kıza aşık olabilirdi.
Daldığı hayallerden sıyrılmasıyla o kızı diğer bir zombi tarafından yenmekten kurtarması saniyenin onda biri kadar kısa bir süre içinde gerçekleşiyor.
Sonrası bir insan ve bir zombinin ya birlikte zombileşme ya da birlikte insanlaşma mücadelesine dönüyor.
Kolay olmuyor tabiki.
Biri insan diğeri insanlara hayran bir zombi.
Önceleri onu diğer zombilerden saklamak için biraz zombilik dersleri vermesi gerekiyor.
Ama daha çok insan olmak ne demek,
insanlar yaşamak için neye ihtiyaç duyar,
bu zombileşmiş dünyada zaman geçirmek için bir insan ne yapar,
tüm bunları gözleyerek insan gibi hissetmeye çalışan zombimiz,
farkında olmayarak bir bombanında pimini çekiyor,
ve onun hissettikleri ile değiştirmeye başladığı bu zombi kolonisindeki yaşam tarzının etkileri,
diğer zombilerede bulaşıyor,
hepsi insan oldukları günlerdeki anılarının yavaş yavaş canlandığını hissetmenin şaşkınlığını,mutluluğunu yaşıyorlar,
nasıl bir virüsle zombi oldularsa aynı şekilde farkında olmadan kaptıkları bu insani virüslede kalpleri yeniden atmaya başlıyor,
ve en beklenmedik şey oluyor,
zombiler insanlaşıyor,
iyileşiyor,
hissediyor,
ve yaşam durduğu yerden yeniden akmaya başlıyor,
ve tıpkı jenerik müziği "hungry heart" ta da dediği gibi her kalp açtır.
Evet,her kalbi sevgi iyileştirir,insanlaştırır.
Tıpkı hikayemizde olduğu gibi...
Not:Son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden birisi "warm bodies" etkisi ile yazılmıştır.İzlemek isteyenlere tavsiye olunur.
YORUMLAR
Sevgi ab-ı hayattır. Kurumuş toprağın içindeki nice tohumları filizlendirdiği gibi insani duygularında kalpte uyanmasına vesile olur.
Yazınız bana mistik bilgelikleride hatırlattı. Şu dünyada gıybet ile nice insan eti yiyenler olduğu gibi, sevgi ile ayıp ve kusurları görmeyenlerde var.
Başarılar diliyorum kardeşim.