- 361 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Uygarlığa Dair 9
Bir zamanlar kurulun gizli kararlarını Utnapiştim’e bildirerek kurulun ihanetçisi olan, kurul sözcüsü Ea, şimdi de insanlarla (kulların) otoriter güç arasın da; tek ağız olmanın sözcülük aracısı olacaktı. Bu yeni dönemle birlikte panteon totemleri arasında hiyerarşik konuma bir görev dağılımına giden totemlerden biri; söz gelimi Ea ilah totemi, haber getirip haber götüren bir elçiye dönüşmüştü. Beyinle (kurulla), organları (sosyal yapı) arasında iletişim ağı olmakla diğer totemlerin her biri bir görev dağılım misyonunun içine girecektiler.
İlerleyen süreçlerde gök ehli insanlar olan yukarı yerlerin melekleri ile tatlı suyun aşağı yerin Ea’sı yaratan (kurulun) gücüyle insanlar arasında, aracı elçi totem görevini yapıyordu. İlerleyen Babil süreciyle tüm düzenleyen ilahların anlamı bu günkü görev melekleri kavramınına doğru dönüştü.
Diğer yandan da Ea mesajcılığı olan melek, Cebrail olmuştu. Cebrailin insanlar arasındaki teması da Sümer Zisudrası; Babil Utnapiştim’i, İsrail Nuh’u gibi rabbaniler soyuna dönüşecekti. Kurulun yaratan gücü tek Tanrı gücü ve düzenleyen ilahlar anlayışı somut olan konulardı.
İşin icabı bu somutluklar iyice soyutlaşmağa başlayacaktılar. Tanrı ile insan arasına ilahlar girmişti. Şimdi Tanrı ile kul arasına melek girmekte. Tanrı ile kul arasındaki alan boşluğa meleğin girmesi yatmeyecekti. Melekle insan arasına İsrailiyattaki gibi bir totem soy kahin soy olacaktı Levililer gibi.
Sosyal birliklerin grup totemi dönemindeki yaşantılardan edinilen gerçek deneyimleri okuyup, totem aracılığıyla, atalar sözü olarak ataların torunları için aktarılan seslenmeler şimdi; ittifakı sürecin ortaya koyduğu birçok alternatiflerden bir ya da birkaçı oluşla, ittifakın kendi deneyimlerini söylemek, etnik totem mesajları olmak yerine, ilahi olan tek tanrı mesajlarına dönüştürmüştüler.
Totem dönemi büyücü ya da kam olan bilgin kâhinleri; akıllı, duyarlı kişiler de, yeni dönemden sonra rabbiler (resul) soyu olacaktılar. Yaptıran, gözeten, koruyan; torunlarını terbiye eden, torunlarının acı çekmesi karşısında merhamet eden ATALAR da; köleleri terbiye eden, köleye acıyan RAB, olmuştu.
Böylece, sosyal ortamda birikmiş olup ta, seçilen yaşantı düzenleyici ilkeler ortalaması; sayıca belli bir çokluğun kabulüne ulaşana kadar taraftarlarını, kendi ekseni etrafında toplanmasına sıra gelmişti. Siz bu hal ile tarihin bin yıllarının etnik kültür kemerini kırıyordunuz. Bunu rabbiler denen çok duyarlı ve erdemli kişiler olan peygamberler yapıyordular.
İttifakı süreç, etnik yapılar ittifakında İMANI ortaya koymuştu. Sosyo toplumlara uzun bir süre din ve imani düşünce ekseninde bakılacaktı. Arap Yarımadası’nın da 6. yüz yıl başlarına gelene kadar birçok inançları ve birçok iman konuları vardı.
Bunlar namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekât vermek gibi ibadeti ve davranışsal aitlikler olduğu gibi bir de toplumsal tabanlı iman konuları vardı. Köle ruhlu ve köle kaderli olup, köle doğmak. Zengin doğmak. Anlınıza zenginlik ya da fakirliğin yazılması. Sudan yaratılmak. Topraktan yaratılmak. Yumurtadan yaratılmak. Ağaçtan (kişidumdan, hurmadan) yaratılmak. Çok eşlilik. Toplumsal kurum olma gerekçesi ortadan kalkmış ama gelenek oluşla iman konusu olan süt emme yoluyla kardeşlikler. Yine atalarla yol birliği içinde olmanın kutsallığı gibi birçok anlamlar ifade eden, birçok kültürleri vardı.
Sevgili Peygamber bu oluşmaların içinde kendi seçmelerini yapıp; seçilenleri kendi eğip bükmesiyle düzenleyip; özlü güzel cümlelerle ilan edip; kendi taraftarlarını toplayışla etraflarındaki kişileri yeni bir kimlik, yeni bir aitlik olan ülkü gücü içinde çevrimleyip, grupların yöneten gücünü ortaya koyacaktı.
Seslenme yakından uzağa olmanın genel ilkesi ile işleyecekti. Bu seslenme aslında Arabın övünme âdetinde olduğu gibi kendi aile ve kabilesini övmekle başlayacaktı. Önce Kureyş’in; birlik dirlik ve esenliğine seslenilmiştir. Küreyiş’linin mülkü gibi olan ve Kureyş’lilerin yönettiği mülk olan; "şehirlerin anası Mekke’ye ve çevresine (Ummul Kura’ya)" seslenilmişti. Mümtaz insan olan sevgili peygamber işe böyle başlayacaktı. Uzun uğraşla, 13 yılda 80 kişiyi irşat edecekti. Asıl başarısı Medine’de olacaktı.
Bin bir zorluklarla elde edilen iyi kötü mücadele ve başarılar sonundaki gelişmelerle; seslenme hep kendi soydaşlarına olamazdı. Soydaşlarının geçinmek zorunda olduğu; içiçe oldukları Yahudi Hristiyan, Mecusi ve başka Arap kabilesinden insanlar da vardı. Bu başka başka insanların inancından ötürü de ey iman edenler genel vurgu ve açılımıyla, iman etmeyen insanlığa (Medine ve Mekke’de ki Arap ve Arap olmayan insanlarla, mevalilere!) seslenirken, Yüce Allah bu çağrısını; imparatorlukları eliyle de yeryüzü âlemine seslenmeyi direktif edecekti! Çünkü imparatorluklar yeryüzü egemenliği savaşıdır.
Nitekim İç Arabistan Tarihinde İlk kez; iç Arabistan periyottu ve iç Arabistan kaynak salınımlı düzenle; sosyo-toplumsa yapılı merkezi otoritesini ortaya koyan Arap dehası, çok büyük bir güçle ve çok büyük bir gayret ve düzenlemeyle insanlık kültürünü de ortaya koyacaktı.
Bu kültür, ileri süreçlerle muntazam inşalaşacaktı. Muazzam bir sosyo-öznel ve sosyo-toplumsal kültüre dönüşecekti.
On binlerce akıl toplamı inşasıyla bu kültürün varyasyonlarını size miras edecekti. On binlerin bilinç bileşkesi sizden büyük olmanın cesameti ile de sizi inşanın kendisine hayran eden bir inanır kılacaktı. Böylesi bir inşacı tutumlaşmayı Arap dehası ortaya koyacaktı.
O günlerin geçer akçe olan siyaseti sizi inandırarak uyruklaştırıyordu. O günler siyaseti bu günkü gibi entegre olucu eşit talep yapmanın hizmetiyle girişici uyrukluk oluculuğun bir konsensüslüğü değildi.
Yine bu yeni ve güçlü kültür, asıl inşa amacını, günahıyla sevabıyla Emevi devletiyle başlatıp, Abbasi imparatorluğuna; oradan Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu ile olgunlaşmalarını yapıp (diğerlerini de unutmamak kaydıyla); insanların ruh dünyasında inşalaşmağa devam eden bir mutmainliğin kesikli sürekliliğine dönüşmüştü.
19.07.2013
*İslam, kendi kurumlaşmasını yaparken, birliği sağlayan panteon totemi yanındaki aracı totemelere; yeni olan inşanın inançları bağlamında, put deyip te dışlanması ve eski yapıyı put sembolizmi üzerinde sosyal yapının dışına atması kadar normal bir şey olamazdı. Ancak genel bağlamla tarihselliği içindeki totemleri de hep imanı kavlin putu olarak görmek te, bir o kadarı da oldukça yanlıştır.
İslam’ın kurumlaştığı dönemde eski totem fikri, uygarlıklar kurmuş kimi dünyada demode olmuştu. Ama 6. Yüz yıl Arap yabancılaşması içinde totem hem bir fosil kalıntı durumundaydı, hem de bir işlev oluşla sürüyordu. Bunu da tespit etmek gerekirdi. Yapıyı değiştirirseniz, elbette yapının totem algısı da; totemin yeni işlev devindirmesi de, değişecekti.
19.07.2013
**Eski Ahit-Yaratılış-4. Bölüm bap 4-15
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.