- 750 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
r.ş.y.bir bölüm
sanat evinde şiir atölyesi yönetiyordum. O kadar yoğun olmama rağmen birileriyle bilgiyi paylaşmak bana keyif veriyordu. Bazen kafamı şişiriyorlardı paylaşmanın bana verdiği olan üstü haz mutlu olmamı sağlıyordu. Şiir atölyesinin gösterisine üç gün kalmıştı son çalışma için odaya girdiğimde bütün ilgi bana odaklandı. Endam her zaman olduğu gibi çocuksu bir tavırla ilk önce şiirini okumak istedi üç defa tekrarlatmak zorunda kaldım. son tekrarda hayal kırıklığıyla sonuçlanınca bir kenarda oturup sessizce okumasını önerdim, diğer arkadaşlar okuduktan sonra tekrar dinleyeceğimi söyledim kabullenmediği başarısızlığı yüzünde asi bir sesiz çığlığa dönüşüyordu, ardında ökkeş ökkeşin etkileyici bir ses tonu vardı, şiir seçimi sesine göre yapmayı biliyordu, ve şiir okumayı seviyordu his ederek okuyordu, ökkeşe olumlu not verince endam gözlerini ağartıp bana baktı arkadaşlar şiirle bütünleşmelisiniz aksi takdirde his edemezsiniz diğerlerini de dinledim bazılarının ne için şiir atölyesinde bulunduklarına anlam veremiyorum artık bunalma derecesine geldim on dakika ara verdim arkadaşlar ben bir çay içip geliyorum biraz çalışın gelince sahne sırasına göre sizi dinleyeceğim endam önce ben…. Hayır sen ikincisin ikinci olarak dinleyeceğim haydi arkadaşlar hamiyet hocam haksızlık bizde çay içmek istiyoruz hayır önce şiirlerinizi okumalısınız bir haftadan beri çalışma alıyoruz lakin sonuç ortada… kapıyı kapayıp girişteki büyük salona adım attım sanat evi çalışanı biriyle oturmuş konuşuyordu birden ikisi de bana döndü düz saçlı kavuruk benizli şişmanca adamın sıcak bir görünüşü vardı, sanat evi çalışanı beni masaya davet etti tokalaştık ismi aptiydi Siverekliydi öykü yazıyormuş büyük bir istekle hemen öykü dosyasını masaya bıraktı anlaşılan sanat evi çalışanı beni uzun, uzun anlatmış hocam benim ilk öyküm bakarsanız memnun olurum , çayımı yudumlarken öyküyü inceliyordum şiirsel bir anlatım tarzı vardı. Son zamanlarda soy ağacımı araştırıyordum baba tarafım kürttü bu öykünün ilgimi çekmesinin nedeni siverekte geçen bir aşk öyküsü olması Kürtlerin yaşam biçimlerini sergilemesinden kaynaklanıyordu öyküye dalıp gitmişim birden endamı karşımda gördüm öfkeli bir tavırla hocam sizi bekliyoruz aptiyide çalışmaya davet ettim öncelikle aptiyi tanıtım şiir atölyemize katılmak istediğini ve çok güzel öykü yazdığını anlattım nasıl bir öykü der gibi suratıma bakıyorlardı öykünün giriş kısmında şiirsel dilin yoğun olduğu bölümü aptiye okumasını rica ettim apti yazdıklarının taktir görmesi gururunu okşamış olmalıydı ki doğulu olduğundan kaynaklı Türkçeye pek dili dönmezken öyküyü gayet düzgün ve doygulu okudu doğrusu öğrenciler büyülendi bende etkilenmiştim doğrusu aptiye teşekkür edip sahne sırasına göre şiirleri tek, tek dinledim aptinin etkisi mi acaba ilk okuyuşta hepsi hatasız okudu tebrik ettim aptinin yüzünde hoşnut bir tavır vardı. Aradığını bulmuş gibi sevinçliydi kendini geliştirmeye istekliydi edebiyat alanında kendisine destek olacağımı söyleyince yüzündeki gülümseme daha da netleşmişti bütün öğrencilerin yüzünde başarının getirdiği gurur ifadesi vardı birden endam tekrar atıldı hocam lütfen bir daha okuyabiliriyim şiirimi doğrusu bu şımarık haylazı kırmak istemiyordum tamam oku lakin arkadaşlar yorumlayacak yorumlanmasını hiç sevmezdi endam of ya hocam tamam çabuk oku çalışmayı sonlandıracağım. Sanat evinde ayrılıp yine kendimle baş başa kaldım ve ona benziyordu bütün her şey caddeler sokaklar ve irili ufaklı bütün kadınlar özlüyorum onu ahhhhhh bir gelse ayrılığımızın henüz ilk günü ve ben onu çok özledim mail adresini kapatmış telefona cevap vermiyor onu nasıl kırabildim
………………………………………………………………………………………..
Uzanmıştım yatağıma ayrılığın yıl dönümünde baharın nakışlarının renk, renk işlediği cıvıl, cıvıl bir gündü ben köhne odamda ucuz şarap şişelerini boşaltmakla meşguldüm yaşamımın çekilmez anlarını yaşarken sadık dostuma ihanet te olsa beni anlıyordu şimdi şu anda kapıdan içeri girse hiçbir şey olmamış gibi yanıma uzan sa başını göğsüme koysa öylece uyusa sonra yüzünde tatlı bir tebessümle öpücük kondurup uyandırsam. Gözlerinden odama sızan ışıltıları toplasam, sevincimi sığdırsam yüreğime ışıltıları bana yansıdığında hayatın bütün renkleri coşkuyla buluşuyor, yitirilen umutlar küllerinden doğarak yaşamı yeniden yaratıyordu.
Dokunduğum tenlerde senin tenini aradım tutuğum ellerde senin sıcaklığını bulamadım, hiç kimsenin bakışı içimde yanardağları uyandırmadı, o haylaz bakışın içimi kıpır. Kıpır bulutların üzerinde tüy gibi hafif hissi ile olağan üstü doyguların cilveleşmesiydi yaşamımın bütün sıkıntılarını özlediğim duyguları senin olan üstü varlığında buldum ne olur geri dön….
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.