- 975 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÜÇ IŞIKTAN YANSIMALAR
Kitap adı: ÜÇ IŞIKTAN YANSIMALAR
Yazar: Mehmet Erkan
Yayın evi: Cihan yayınları yayın tarihi İstanbul 2012
Yazarın hayatı ilginç. 1945 yılında Seydişehir’in kavak köyünde doğan yazar. Demokrasinin adının bile olmadığı yıllara rastlıyor. İkinci dünya savaşı yılları. Baskının insanı ürperten insan haklarının olmadığı yıllar. Öyle okula gitmek kolay değil. Devlet okullarına gidememiş. Dışarıdan kendi kendine tamamlamaya çalışmış. Niye böyle olmuş kendine sormalı. Bir yaştan sonra Alman yaya işçi olarak gitmiş Türkiye de göremediği hak ve hukuku Avrupa da görmüş sonun kadar değerlendirmiş. Avrupa’nın nefsi özgürlüğünü değil de fikir özgürlüğünden istifade etmiş biri. Yinede önsöz kısmında nerde hangi ilimle meşgul olduğunu belirtmiş. Hangi işlerde çalıştığını belirtmemiş.
Üç ışıktan yansımalar, Mehmet Erkanın ikinci kitabı. Cihan yayınlarından çıkan üç ışıktan yansımalar ismiyle ilgi çekici.
Üç ışık ne acaba neyi anlatıyor üç sayısı. Niye dört ışık ya da beş ışık değil de
Üç ışıktan yansımalar. Hatırladığımız kadarıyla, merhum Alpaslan türkeşin dokuz ışık kitabı var. Okudukça anlıyoruz ki konuları çok farklı. Birbirlerine benzemiyorlar.
Denizin dalgalarla kumsala, oturduğumuz yere kadar getirdiği inci, konu başlıkları bizi kendine çekiyor. Her konu kendine has olgunlukla ele alınmış, anlatılmış örneklendirilmiş. Satırlar okuyucuyu sıkmıyor. Makaleler sonuna kadar okunuyor. Okuyucu sıkılmıyor.
Yazar bazı konuları Şiirle örneklendirip zenginleştiriş. Ama şiirlerin kime ait olduğunu, şairini söylememiş. Okuyucu şiirin şairinin kim olduğunu bilmek ister. Buda yazıyı sıradanlaştırmıştır.
Kitabın sayfalarında ilerledikçe inancın ve tefekkürün yollarında ilerliyoruz. Ve keşiflere başlıyoruz. Kitap önce biz kimiz, bize anlatıyor. Bitmeyen serüven, her yy da yeni ifadeler var. Yazarlar, feylesoflar bu yolda bıkmadan usanmadan yol almışlar. Biz kimiz, niye varız. Nasıl varız. Yazar Erkanın kitabı satırların alanlarına düşüncelerin zirvelerine, soruların sarmalına okuyucuyu çekiyor.
İnsan niye yazar, yazdı diyelim niye yayınlar derdi nedir amacı nedir. Yazmasa olmaz mı?
Biliyoruz ki insanlık tarihinde yy lar içerisinde, bu kadar dil din ve edebiyat içerisinde, yayınlanan milyonlarca kitap içerisinde, bir kitap bir ömür sürecinde bir nefes alışveriş gibi. Bazı kitaplar var ki, uzun ömürlü. Baharda açan bir çiçek. Kurumuş düşünce ve iman topraklarını yeşerten bir akarsu. Samanyolu’nda milyarlarca yıldızdan sadece biri. Yıldız olabilmek ne güzel ama.
Demek ki yazar var olmak istiyor ve bu düşüncede bir eser bırakmak istiyor. Kitap makale ve deneme türünde yazılardan oluşuyor. Bazı yazılar birbirinden bağımsız işlenirken, bazı yazılar konu olarak peş peşe birbirini tamamlıyor. Yazar erkan özellikle, inanç ve iman izahları ve ispatları üzerinde duruyor. Bunu başarıyor da.
Okudukça sayfalarda ilerledikçe, bize sunulan anlatıan bilgileri günlük hayatımızda kullanabileceğimizi anlıyoruz. anlatım soğuk, soyut ve mekanik değil. aklımıza ve kalbimize değiyor ve sesleniyor. gayet sanatkarane anlatılmış. Mehmet Erkan bir halk feylosofu giibi, okuyucuya bilgiyi düşünceyi sevdiriyor.
Kırsal kesim insanı için ideal bir kitap. Bu kırsal kesimi küçümsediğimiz anlamına gelmesin özellikle önemsediğimiz için bunu söylüyoruz. Bir memleketin köyünde şehrinde inanç ve kültür uçurumu yoksa o halk dolayısıyla devlet güçlüdür. Bu ekonomide, inançta ve kültürde böyledir. Üç ışık kitabının buna hizmet ettiği kanaati okuyucuda oluşması ne güzel.
Üç ışık kitabı köylüde okuma alışkanlığını kazandırırsa ne güzel olur.
Kitabın sonuna bir kaynakça konulsa, çok iyi olurdu. İlmen daha güçlü olurdu. Sayfaların altımna konan kaynakçalar yetersiz kalmış. Cihan yayınları kitabın baskısına gereken önemi vermemiş. Kitapevleri bir sanatkar gibi değil de bir amele gibi çalışıyor. Bilmeliler ki dünyaca ünlenecek bir yazarı piyasaya sürüyor olabilirler. Sıradan bir yazar sıradan bir kitap olmayabilir bazı kitaplar. Daha güzel olabilirdi.
Ümid Harun
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.