Bi'şey
“Ah!
İçim”
Anladım, anladım.
Yerin kulağı duymak istemediğine sağırmış!
Bi’şey oldu.
Hızlıca, acımasızca.
Kimsenin kimseyi bütün olarak anlayamayacağını gösteren bi’şey. Herkes haklıydı, herkes doğru. Mutluluk bir ağacın en kırılgan dalıydı. Hepimizdeki kırıktı. Uzaktık çok uzak. En yakın olanların arasında fersah fersah yol vardı. Aynı karından doğduklarımızla bile bir zaman sonra yabancılaşabilirdik.
Bir başkasının taptığı harflerden ölesiye nefret eden insanlar vardı. Hep içimden ben, “en büyük duygu özlemdir” diyordum. Özlem herkesi birleştirir diyordum. Bir çizgi daha attırdı bana bu fikir, yanılgılarımın yanına.
Bi’şey oldu.
Bir baskın, bir sözlü saldırı.
Onca harften nefret ettiren bi’şey. Güçlü Ç’den, aptal C’den, Basit M’den, burnu büyük A’dan, Küçük d’den. Dişlerimi ve yumruklarımı sıktıran bi’şey. Bir infilak, bir hezeyan, bir öfke, bir hüzün, bir kıskançlık.
O harflerin hepsini dişlerimin ve yumruklarımın içinde buldum. Sonra avuçlarımdaki ağrıyı ve boşluğu fark ettim. Bir kalemin ucundaki silgiyi. Yazıp yazıp nasıl kolay silinebileceğini. Zamanın durmadığını ve daimi tekrar edeceğini.
Durdum, öylece zamanın karşısında.
Durdum öylece.
Ve denize baktım kenardan. Ahmakça bir soru düştü aklıma . Deniz beni nasıl görüyor acaba dedim. Çırpınırken mi mesela.
Daha az konuşmak ya da yazmak taşlaştırır mı insanı? İçini bilmediğimiz bir hal’in başına ve sonuna bakmak anlamaya kafi midir? Ve bütün başlara gizlenmiş sonlar. Sizi görünce sonrası için ağlamak geliyor içimden.
Siz yeryüzü!
Neşelerime ortak, hüzünlerime yabancıydınız hep. Kahkaha nasıl en iyi diyalogsa, gözyaşı da öyleydi. Bunu bilmeyen ben değil, sizdiniz yeryüzü! Oysa ben, bir şiirle ölümde, bir harfle yalnızlıkta, bir sözcükle gözyaşındaydım .. Oysa siz o amansız kederimde beni yalnız bıraktınız.
Siz niye ses etmediniz hiç, benim yürek zarımı yırta yırta devam eden bu hayata?
Yalan, yalan sözlediniz siz! “Hayat narin” değildi hiç.
Hem siz cehennemi yanlış bir yerde aradınız. Cehennem sizsiniz.
Beni teselli etmeye çalıştı oysa;
“ Her şeyden biraz kalır diyor birileri,
Kavonozda biraz kahve
Kutuda biraz ekmek
İnsan da biraz acı" Diyen şair.
Biraz kalmadı şair, biraz kalmadı. Çoğun çoğu kaldı bende .Siz neden şu karşıdaki ulu dağlar gibi uzaktınız? Bir köprünün orta yerinde ben, gidemediği her ucu cennet sanan ben. Cehennem ile böyle mi tanışmalıydı?
Bi’şey oldu evet bi’şey.
Yalnızlığın üstünde, ölümün üstünde, sağırlığın ve körlüğün üstünde bi’şey. Gamzelerimi söküp atan bi’şey.
İşte cehennem bu, görün istedim, görün istedim siz de kalbinizle.
“Ve işte sırrım: Bu çok basit. İnsanlar gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. En temel şeyi gözler göremez”
dedi tilki. “Temel olan şeyi gözler göremez” diye tekrarladı Küçük Prens.
Sinem Ilgın Omay (Nun)
Bi'şey Yazısına Yorum Yap
"Bi'şey" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.