- 650 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Metroda Ahlaksız Teklif!
Efendim, şu sıralar kimi dinlesek, bir ‘ahlak’ mesajı alıyoruz. Bir televizyon dizisinden tutun da sokaklarda el ele dolaşan çiftlere kadar herkes ve her şey hedef tahtasında… Ben de bu toplumun ‘ahlaklı’ bir bireyi olarak üstüme düşeni yapacağım. Kimsenin fark etmediği, içimize, bilinçaltımıza yerleştirilmeye çalışılan striptizciliği ifşa etmek istiyorum. Öhömm!
Dedim ki kendi kendime, “yahu ben bu milletin bir ferdi değil miyim? İlla ki vardır etrafta ahlaka aykırı bir şeyler.” Bunu dememe kalmadan metroda bir uyarı işareti gözüme takıldı. Amanın!
Trenin kapısında ilk gördüğüm şey “kapılara yaslanmayınız” işaretiydi. Davetkâr şekilde durmuş bir adam figürü? Çoluğumuz, çocuğumuz var, ayıptır! Şoku atlatmaktaydım ki mp3 çalarımda çalan Kenny G. eşliğinde kafamı diğer tarafa çevirdim. (slovmoğşın vaziyeti alınız) Yazımda da görselini utanarak kullandığım gibi bir görüntüyle karşılaştım. Kapıyı bacaklarının arasına almış, (tövbeee) ellerine yukarıya keyifle kaldırıp striptiz yapan bir adam figürü… Bak hele ya!
“Kapıya sıkışmayınız” demek istiyormuş gibi yapıp, bilinçaltımıza striptizciliği aşılamaya çalışıyorlar! Ben yutmam!
O kadar sarıklı amcalar, çarşaflı teyzeler biniyor. Abdest bozulacak sonra. E buluttan ahlaksızlık mesajı algılayan muhafazakâr kesim uyuyor mu? İlkokul, lise çağında çocuklar biniyor metroya. Yarın, öbürsü gün demezler mi “ anne ben arkadaşlarla striptizciliğe başladım” diye? Yaaa!
O değil de İslamcı basın da mı uyuyor? Bu figürden memnunlar mı yoksa? Yahu eşimiz, sevgilimiz biniyor, ya tahrik olurlarsa? İçim çekildi, sinirlerim bozuldu. Abdestim kaçtı.
Kenny G de ne çalmış öyle, bütün libidom alt üst oldu. Sonra “dur, kendine gel” dedim kendi kendime. Ki genellikle kendi kendimi sakinleştirmeye çalışmam pek. İneceğim durağa gelinceye kadar gözlerimi ayıramadım bu uyarı işaretinden. Hakikaten de her anlamda “uyarı” işareti bu.
Efendim, yazımı ciddiye alanlar için, özellikle sonuna kadar sabırla okumuş olanlar için yazdığım her şeyin bir şakadan ibaret olduğunu söylemek istiyorum. Bunu söyleme gereği duydum, çünkü bazımız okuduğumuz her şeyi yüzde yüz gerçek sanabiliyoruz. Hatta yazdığım bu yazının bir iftira olduğunu iddia edecekler için de önceden bir savunma mekanizması çalıştırıyorum şu an.
Yazıda dikkat çekmeye çalıştığım şey şu. Hemen her gün, sanatsal, edebi ve diğer fikirsel üretim alanlarına yönelik, ‘ahlak hafiyeliği’ yapan insanlara rastlıyoruz. Görmek istedikten sonra, her şeyi ‘ahlaksız’ bir obje olarak görebiliriz. Çıplak bir kadına benzettiği ağacı kesen adam var bu ülkede. Leonardo Da Vinci’nin “Vitruvius insanı” figürünü sansürlemiş bir televizyon kanalımız var. Kitapları ‘ahlaksız’ bulup yasaklayanlar var.
Sen ne görmek istersen, onu görürsün kısacası. Ahlak algısı, her kafada başka türlü yer alıyor. Bak, benim de fesatlığım tutmuş. “Kapıya sıkışmayınız” uyarı işaretinden neler anlamışım.