DENİZLE KARAYI BULUŞTURAN RÜZGÂR
Denizle karanın buluştuğu kıyıda, şehrin meydanında bir pazar günü nisan yağmuru yağmaktadır. Düşleri elinden alınan, geleceği çalınarak haramzadelere peşkeş çekilen işçiler, işsizler, memurlar, öğrenciler, kadınlar ve çocuklar doldurmuştur meydanı. Yoksullaşmaya, soyguna, vurguna, vurgunculara söylenecek sözler tasarlanmıştır birer birer akıllarda. Kaybettiklerini bu meydanlarda toplayacak ve hesap sorma gününe koşacaklardır.
Kaybedecekleri gün be gün azalmaktadır. Üniversitedeki sınavı, hastalığın iyileşmesi, adliyedeki davası aleyhine gitmektedir. Birer birer çıkmışlardır evlerinden. Caddelerden bulvarlardan meydana akmışlardır kaybettiklerini geri almanın bir yolu olduğunu düşünerek. Denizle karanın buluştuğu kıyıda buluşmuşlar binler, onbinler olmuşlardır. Hep bir ağızdan haykırılmaktadır bugünlerini çalanların yarınlarına el uzatmasına karşı. Buna izin vermeyeceklerdir.
Şimdiye kadar haramzadelere yüklü banka hesabı, pahalı ve lüks tüketim olarak yağan yağmur meydandakilerin üstüne bir bahar üşümesi, hücrelerin titremesi olarak yağmaktadır. Haramzadelere hak etmedikleri nimetleri veren yağmur, onlara hastanelerde sıra bekleme, çocuğuna ilaç alamama, yanlış tedavi ve teşhislerle canlarıyla oynanma, yeterince ısınamama, haklıyken haksızlığa uğrama, yok pahasına çalıştırılma olarak defalarca, acımasızca yağmıştır. Şimdi bir anlığına kopan deli fırtına, haykırışlarını alıp haramzadelerin kapılarına taşımaktadır. Haklarının gasp edilmesine karşı meydandan yükselen meydan okuma, rüzgârı arkasına alıp sefa sürülen iktidar odalarının sıkı sıkı kapatılmış kapılarını pencerelerini aşmakta kapalı kulakları çınlatmaktadır. Doğayla, toprakla işbirliği içinde hayatı üreten bu meydan okuma susmayacaktır.
Rüzgâr yağmurun yönünü değiştirmektedir. Rüzgâr çiçeğe durmuş ağaçların polenlerini meyveye duracak çiçeklere taşımaktadır. Şimdiye kadar haramzadelerin kasalarına akan yağmur kurumaya yüz tutmuştur. Rüzgâr ağaçları, bitkileri, kuşları, diğer canlıları doyuracak bin bir meyve meydana getirecek gücünü cömertçe ortaya koymuştur. Meydan rüzgâr olup topyekûn esmektedir. Şüphesiz yaz bol meyve verecektir.
Tek vücut meydan, geldikleri caddelere bulvarlara yönelmiştir. Her beden meydanı kendinde taşıyarak gitmektedir evine. Bilmektedir ki yapacağı daha çok şey vardır. Sesini daha çok yükseltmesi gerekecektir. Kazanacağı kayıplarından çok fazladır. Yarına hazırdır ve devam edecektir.
İsmet Evren
06.04.2008
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.