ŞİZOFREN SEVMELERİM
İçinde senin olduğun bir rüya görmek istiyorum.
Bir koyun
İki koyun
Üç koyun
Hay Allah …Bak düştü işte!..
Yok artık!..
Neden normal insanların rüyaya dalmak isterken saydığı koyunlara benzemiyor ki bunlar !..
Bak yine bütün hevesim kursağımda kaldı .Benim işlerim neden hep böyle!.. Sakar koyun ne olacak!..
Balkona çıkıp bir sigara tüttürürsem belki sinirim geçer. Karşımdaki çam ormanlarına üflüyorum dumanı.
Orman ölür mü acaba?
Darılır mı onu kirlettiğim için ?
Gece kollarını belime doluyor.Enseme soğuk bir rüzgar değiyor.Gel diyor sırtımdan giren rüzgar alıp uçuruyor beni.
Rüzgarın koynunda ,ormanın yanındaki mezarlığa uçuyoruz .Ölüler dinlenmede çıt yok.Ürpertiyor içimi bu sessizlik.Karanlık dehşet verici.Bir mezarın üzerinden dil çıkaran ölüyü görüyorum.Bana mı ki?Hapşırıyor öteki.Aniden iki kolunu dışarı çıkaran bir ölü,kaşıyor eliyle diğer elini.
Rüzgar beni sürükledikçe ona inat geri adım atıyorum.Sonunda beni bir mezarın içine sokuyor ve ensemden tutup içine bastırıyor.Burada yatacaksın diyor.Hayır deyip ani bir manevra yapıyor ve elinden kaçıyorum.Madem öyle tamam diyor ve sırtımdan savurup atıyor bulunduğum mahallenin ara sokaklarına.Giremiyor dar ve tenha sokaklara.
Eskiden bu sokağın karanlığı beni korkuturdu.Artık korkmuyorum.Geceyi dinleyerek ilerlerken ,ekmek almam gerektiği geliyor aklıma.Bakkala girip iki ekmek diyorum.Bakkal hemen unu önündeki tezgaha döküp üzerine su ekliyor ve yoğurmaya başlıyor.Raflara bakıp hay Allah tuz nerede acaba derken boynu her yana dönüyor.Bir pakette sigara diyemeden kaçıyorum.Aslında kaçmak istiyorum ama ayaklarım ilerlemiyor ,donmuş kalmış ayaklarımı zorlayıp kendimi dışarıya atıyorum.Bakkalın önünde oynayan çocukları fark edince rahatlıyorum.Çocuklara yaklaşınca kollarının normalden çok uzun olduğunu fark ediyor ve ağlayarak koşuyorum.Koşarken bir kedi rastlıyor.Kedi vah diye bağırıyor bana.
Kalbim küt küt atarken nefesimi toparlamaya çalışıyor iki dakika dinlenmek zorunda kalıyorum.Ellerimi dizlerime koyup eğiliyor ve derin derin soluk alıp veriyorum.Hızla alıp verdiğim soluk boğazımı yakıyor.Boğazım ağrıyor.Kalbimin sesi bütün sokakta atıyor.Yüzüm ter içinde.Kendime sakin ol diye telkinde bulunuyor ama sakinleşemiyorum.
Sakin olmaya çalışarak yürüdüğüm sokakta hamile bir kadın rastlıyor.İyi akşamlar deyince kadının karnından çıkan minik bir elin bana el salladığını görüyorum.Tekrar bütün gücümle koşmaya başlıyorum.
Evin yanına gelince elleri belinde şişman bir kadın görüyorum.İyi akşamlar deyip geçmek isterken kadın gülümsüyor ve sarılmış metrelerce bir hortumu andıran dili ,zorla bir dolaba tıkılmış gibi dışarı dökülüyor.Hayır deyip ağlayarak asansöre kaçıyorum fakat bu arada kaçtığım rüzgar bileklerimden yakalayıp asansörle mi gitmiştin ki deyip beni hızla balkona atıyor.
Ne olduğunu anlayamadan kendimi yatağımda buluyorum.Bir rüyanın ortasındayım, sen varsın. Bacağı kırılan o aptal koyundan sonra rüyaya daldığımı anlıyorum .Sana sarı laleler aldım deyip uzatıyorken sen , ben acele edip bakalım kokuyor mu diyorum.Uzattığın laleler aniden sarı dev solucanlara dönüşünce burnumu koparıp yiyorlar.Git aşımdan al bunları da seni de bunları da istemiyorum diyorum.Sen böylede güzelsin diyorsun.O kadar kızgınım ki sana .Hırsla itiyorum .Derin bir çukura düşüyorsun.Sadece gözlerin parlıyor kuyunun dibinden.Oh olsun diye bağırıyorum ardından.Uzunca bir yoldan gelen tükürüğüm yapışıyor alnının tam ortasına ve gülüyorum.
Üzerine biraz havuç rendeliyorum .Aniden kendimi mutfakta buluyor ve şaşırıyorum.Ne arıyordum ki mutfakta diyorum.Sonra sana patates katacağım geliyor aklıma.Yemek pişince ilk önce gözlerin çıkıyor tencerenin üzerine.Ellerime alıp öpüyorum gözlerinden ve dudaklarım yanıyor.Biraz soğuyunca gözlerinden emiyorum .Çok güzel olmuş artık çık tencereden diyor çıkman için elimi uzatıyorum.Ayakkabılarının içi pişmiş domates ve pirinç dolu.Hadi dök şu yemekleri yeter diyorum.Yüzüne bakıyorum çok tatlısın.Seni çok seviyorum ama bu kulak buraya olmamış deyip kulağını koparıyor ve bir iple boynuna takıyorum.Şimdi saçlarını da dağıtalım diyorum.İki elimle saçlarını dağıtınca seni çok beğeniyorum.Yerlerde kirlettiğim ellerimi yüzüne sürüp hah şöyle diye bağırıyorum.Sonrada seni öpüyor ve üzülüp üzülmediğini ,istersen eski haline getirebileceğimi anlatıyorum.Yok diyorsun sen mutlu olda.
O halde devam edelim diyorum.Parmaklarımla gözlerini oyup yaşasın artık benden başka kimseyi göremeyeceksin diyorum.Sonra diğer kulağını da koparıp cebine koyuyorum.Beni öper misin diyorum ama duymuyorsun.Birden kulakların olmadığı geliyor aklıma ,ellerinden tutup öpecekmiş gibi kendime yaşlaştırıyor ve dilini koparıyorum.Artık kimseye şiir okuyamayacaksın diyor ve gülüyorum.Bir köpeğin kemiğini sakladığı gibi büyük bir özenle seni gömüyorum.
Artık benimsin !..
Seni paylaşamam deyip başına kocaman bir E harfi dikiyorum.Sana dualar ederken su isteyip istemediğini soruyor sonra dilin olmadığını hatırlayıp üzerine bir şişe su boşaltıyorum.
YORUMLAR
İnception filmini izlediyseniz şu an yazıyı okurken hissettiğim rüya içinde rüya görme durumunu çok canlı bir şekilde yaşattığınızı söylemek isterim.Rüyalar bilinçaltı yansımaların akıl almaz kılık değiştirmiş bir forumda canlanması demek ya kimi zaman.Genelde gün içinde veya farkında olmadan bilinçaltına ötelediğim korkularım rüyalarımda canlandıkça iyiki rüyalarımın tersi çıkıyor diye de şükrederim.Burdaki rüya anlatımında sevgi,sahiplenme,kıskançlık,mutfak,uzaklar,düşler, efkar,duman her şey var nerdeyse ama birbiriyle çok güzel bağlantı kurulmuş hoş bir anlatım olmuş.Kaleminize sağlık,teşekkürler.