- 633 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
DÜNYADAKİ SAVAŞIMIZ
Bu nasıl dünyadır anlamadık gitti geldik geleceğimize pişman olduk, doğduğumuz günden bu yana sorumluyuz sorumluyuz. Hiç birimizde yok sorun sorun dünyanın kendisinde, içinde barındırdığı tüm değerlerle, ekseni etrafında sürekli dönüp durarak kafamızı karıştırmasında mı?
Dünya mı dönüyor yoksa biz insaoğlu mu dönüp duruyoruz .Kendi ellerimizle inşaa ettiğimiz canı, cananı, cihanı mihanı yok etmekte yok üstümüze. Anneler ağlıyor babalar çırpınıyor, çocuklarsa hep heder olmakta, kim vurduya gidenler, kiminin elinde kalanlar, kiminin ihmal ettikleriyle yol alanlar, görüp görmemezlikten gelenler, ne bu hal diyenler, nereye kadar diyenler, ne olacak diyenlerle dopdoluyken bile durum bu.
"Herşeye rağmen dünya bu ya dönüyor",
"Gün doğmadan neler doğar" diyerek teselliyi bulanlar,
"Yerin üstü de bir, altıda bir mi? " sanki diyenler
Yaşamın içinden dışından kenarından kıyısından bakanlar. Yaşam hakkını önce verip sonra alanlar. Toprağa gömüleceğiz diye mi bu kadar hengame? Birde gömülmesek ne olurdu acaba. Doyumsuzlaşan insanoğlu yedi yedi tüketti koca bir yaşamı dünya üzerinde. Hiç insan insanı katleder mi, katleder de bu kadar vahşete dehşetle nasıl bakar.
Bir soluk almanın nimetini,
Bir elin ayağın tutmasıyla tutmaması arasındaki farkını,
Bir gözün görüp görmemesi ile arasındaki uçurumu hiç hesap etmez miyiz?
İnsan kendine paha biçilmez olarak bakmayı öğrenebilseydi de, görseydi kendine ait gerçek rakamları;
tahmini eski para birimi ile
Bir Aciğer naklinin maliyetinin en az 800 milyar 1 trilyon ettiğini
Bir Böbrek naklinin en az 100 milyar olduğu,
Bir karaciğer naklinin 120 milyar olduğu,
Bir kalp naklinin ise 150 milyara yakın olduğunu bilseydi eğer
bir insanın dünyaya geldiği andan itibaren tüm yaşamında en az 300 milyara büyüdüğü de varsayılırsa insan değerinin ekonomik ölçüde ne olduğu ortaya çıkar. Daha insanın insana verdiği emeği de hesap edemeyiz. Hangi unsurlar hangi hırs ihtiraslar, insanı insanlıktan çıkarabilir ki. Savaşın etkilerinin kaç nesilin şuurunu bozduğu kaç ömürü de arkasında bıraktığı, kalanların yaşamının yarım yamalak yaşamasında etken olduğu ile yaşamayı gerektirir.
Hiç hesap etmez miyiz ki!
Bu dünyayı emanet aldık çocuklardan?
Hava iklim değişiklikleri, depremler, seller, tusunamiler görülmedi mi?
Herşeyi bırakıp birbirimizi yemekten başka bir yol yokmu dur sanki.
Hiç aklı ermez mi insanoğlunun, dünyadaki tüm nimetlerin insanın doğru faydalanması için var olduğuna
Yanlış kullanımın insana yan etkisine hiç mi akıl erdiremez.
Sosyo eknomik şartlar, duygusal yaklaşımlar, akıldan yoksun davranışlar,
insan hayatlarını yok sayanlar unutmazlar mı onları da.
Bir anadan doğan insan bir babanın öğrettiği binbir doğruyu yok etmenin
kendini yok etmek olduğunu hiç mi anlamaz.
Analar doğurdu da insan neslinin devamını sağlasınlar diye yaşamda birbirlerine sosyal dayanışma içinde olsunlar insan gibi yaşasınlar diye. İnsana düşünme yetisi verilmişken bu düşünmeyi öç almaya, bencil olmaya dönük kullanmalarının dünyadaki para denilen illete kendi ürettikleri kağıtlara değişsinler diye mi. Yok yok hiç bir ana bunu kabul etmez edemez.
İnsan hayatına mal olan tüm değerlerin petrolü, altını, parası, pulu, batsın dünyanın insan değerini düşürmesinden dolayı elbette. İnsan kendi doğasında da kendini yeniden tanımlamalı yeniden insan nedir, insanlık nedir, insanca bakabilmek nasıl öğretilmelidir. Bir sürü çıkar ve menfaatleri berteraf ederek insanın kendi içindeki savaşına dur demeli. İnsan her nerede, nasıl, ne şekilde yaşarsa yaşasın, kendi savaşının çözümündeki sorununu kendi çözsün.
Mevcut sorunları ise kat kat artırdığı gerçeğini göz ardı edilmesin.
Sonuçları baba anne çocuğa mal ediliyor tüm insanlık nasibini alıyorsa dur diyelim.
Ey anneler, dur yapma oğul diyemez mi?
Babalar yol yol değil, gidiş gidiş değil sonu yok bunun diyemezler mi?
Çocuklar haykırıp ey büyükler dünyaya neye geldik, bize bıraktığınız dünya bu mu?
Bu dünyayı çekilmez hale getiren ey insanoğlu dur bir ya yerinde, dünya gibi dönüp durma artık ne alıp veremediğiniz var sanki insanoğluyla
Bırakında sizin yerinize şu koca dünya sizin yerinize de dönsün.
Bakın yukarıdaki fotoğrafa aile olmak kolay mı?
Evlatlara sarılmanın samimiyetiyle bakında görün sadece
Kendimize içimizdeki savaşımıza hayır demek ne kadar zormuş demeyin sakın.
Ne kadar hırsınız ihtirasınız olursa olsun, bir ömürün ortalama da sadece 70- 80 yıl yaşanmak üzere gelindiği bir dünya var ve bu dünyadan sorumluyuz sorumlusunuz.
Savaşın yerine ona karşıt barış, sevgi insanlık tohumları ekelim,doğayı canlıları koruyalım,
Savaşacaksak kendimizle savaşalım iyiyi doğruyu güzeli bulma adına yapalım,
Dünyadaki açlıkla sefaletle, insan yoksunluğuyla savaşalım
Evrende bir sürü görevimiz var diyebilelim
" Silah icad oldu mertlik bozuldu" diyen bizler,
"Ak akçelerimiz kara gün için saklayan" bizler,
"Saklayalım samanı gelecektir zamanı" diyen bizler,
"Bir tohum ekelim, bir fidan olsun, bir fidan bir ağaç olsun" diyen bizler olsun
"Kimsenin malında mülkünde gözümüz olmasın" diyen bizler,
"Bin kez düşünelim bir kez konuşalım," diyen bizler
"Büyük lokma yiyelim ama büyük laf asla etmeyelim diyen bizler,
"Ağzımızdan çıkanı azda olsa kulağımız duysun" diyen bizler,
"kendimiz söylemeyelim, kendimiz dinlemeyelim" diyen bizler,
"Eşeğimizi sağlam kazığa bağlayalım, komşumuzu hırsız çıkarmayalım" diyen bizler
" Bir kulağımızdan giren lafın öbür kulağımızdan çıkmasına müsaade temeyen" bizler
"Al sana kulağına küpe olsun" diyen bizler
gibi olsun.
İnsana, doğaya, hayvana yaşamda var olan tüm canlılara değer verelim, yüzsüzleşmeden dünyaya bakacak kadar yüzümüz olsun emi . En büyük derdimiz insan olmak olsun. Temeli ekonomik çıkarlar üzerine hareket edenlerin sadece dünyanın yaşanamaz hale geldiğinde ona verecekleri cevap ne olacak biz ettik sen etme mi? dünyanın ne hale geleceğini bilmeliyiz henüz geç kalmadan.
Var olma kavgamızdan vede yok etme çabamızdan uzak güzel bir dünyayı ÇOCUKLARA bırakabilmek adına her türlü DÜNYADAKİ SAVAŞLARA sadece "HAYIR" demeniz dileğiyle.
Yazan/ Hülya COŞKUN - 2012
Fotoğraf/ Levent YAVUZ