SON NAMAZ
Aynaya baktı ama öyle uzun uzadıya değil.Kendini üzüp ,kararından caydıracak hiçbir düşünceye pirim vermek istemezcesine ,öyle bir bakıp geçti.
Abdest almaya başladı.Ağır ağır aldı abdestini .Su dokunduğu her yeri yakıyordu.
Kafasındaki ile yaptığı bağdaşmıyordu biliyordu bütün bunları ama çaresizdi.İki kapı arasındaydı artık.Hangisinden gireceğine ise çoktan karar vermişti.
Aynaya bakmadan kurulanmaya başladı.Odaya girdi ve üzerini giyindi.Seccadesini serdi.
Bunların hepsini ağırdan alarak yaptı.
Namaza durdu .Her anını doya doya yaşamaya çalıştı.Dualardan içti.
Ve özür diledi Tanrıdan…
Güçlü olamadığı için ,başaramadığı için yaşamayı…
Önceden hazırladığı suyu ve ilaçları doldurdu avuçlarına.Hepsini tek tek içti ve yatağına uzandı.Uyursa kolay olacaktı yolculuk ,uyumaya çalıştı.Artık bütün acılar bitecekti.Belki de daha kötüleri başlayacaktı kim bilir?
Tanrı onu affedecek miydi?
Her zaman kalbinde yaşamıştı bu aşkı. Tanrıya olan sevgisi çoktu ama her şeyden haberdar değil miydi Tanrı ?
Öyleyse bilirdi onu ne kadar sevdiğini !..
Düşünmek istemedi olanları,düşünürse zor olacaktı.Sadece uyumaya konsantre olmak istedi.
Kaçmaya çalıştı düşüncelerinden.Tek düşündüğü gittiği yerde nasıl karşılanacağıydı.Bunca yıldır kalbinde olan sevgi ,işe yaramayacak mıydı?
Artık ilaçlar etkisini göstermeye başlamıştı.Dudaklarından zorla dökülüyordu kelimeler.
Güçlü olamadığım için beni affet dedi.Bunu yüzlerce kere tekrarladı belki de.
Ve ekledi:
‘’Tanrım bana kızacaksın ,beni sevmeyeceksin,beni ateşe atacaksın belki ama ben seni hep çok seveceğim.Sen beni sevmesen de ben ateşe girerken bile seni çok sevdiğimi haykıracağım .Yaşamayı başaramadığım için beni affet’’
Gözleri kapanırken yatağın içinde ince bir tüy gibi duruyor,bütün acılardan azat olmuş bir halde, kendini bekleyen yeni aleme koşuyordu.Elinde giderken bıraktığı not vardı.
’Çok sevdim ’
YORUMLAR
Evet efendim...Konu içerik olarak her ne kadar itici ve hoş gelmese de yadsınmaz bir gerçek...Ve toplumun yaşama tarzını gayet başarılı tarif etmiş...Fazla olan; kendini infaz etmeden abdest aldırılması gibi geldi...Tabii acizane kendim ce...Çünkü abdest almaya ve seccadeye aşina bir zihin bilir ki Hayat, Allah'ın bize bahşettiği en büyük nimettir...Kuranı Kerim de“. Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayınız.” (Bakara, 2/195) ..Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın ifadesi ile:
Hak şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Ârif anı seyreyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler.
diyebilmeli insan...Onu diyebilmek için ise hakiki samimiyette inanma ve Hakka güvenme gerekli....
İçerik olarak çok hoşnut etmese de yazı olarak toplumun NET BİR GERÇEĞİNİ İFŞADA YARDIM ETMİŞ....İnanmış gibi iman edersen yaşamış gibi ölürsün...Saygılarımla
Yazıyı da, altına yapılan yorumları da okudum. Gülümsedim, düşündüm, yüzüm asıldı, bir sürü şey hissettim. Bir kere yazı bunları doğurabilmişti, o yönüyle kutlanmalı.
Ölümün ölümsüzleştirilmek istenilmesi ve bir kurtuluş bir çare olarak görülebilinen intihar ile bizzatihi karşılaşanlardanım. Mesleğim icabı bu türlü vakalara temas etmem gerekebildi bu güne dek. Hangi zaman dilimlerinde, hangi yaş gruplarından, hangi nitelik ve niceliklerine göre hangi insanlar intihara eğilim duyar ve intiharı benimser sorusunun yanıtı yok. Yani her inanış sisteminden insan bu yolu seçebiliyor. Çünkü intiharı gerçekleştirmeye kalkışan bir birey aslında ölmek istemiyor. Öncelikle etrafındakilere bir yardım edin çığlığı gönderiyor. Bu çığlık duyulsun isteyenler sadece intihar girişiminde bulunmakla yetiniyorlar. Hazırlıklarını bile buna göre yapabiliyorlar. Ancak malesef bir girişim olarak kalmasını istedikleri şey gerçekleşebiliyor ve onları yaşamaktan koparabiliyor.
Bazi insanlar ise tüm her şeyi denediklerini düşünüp artık başka çarelerinin bulunmadığına inandıkları anda intiharı seçiyorlar. Hangi türlüsü olursa olsun intihar eden insanların kendilerine fayda sağlamasını hiçbir şeyden umut etmediklerini biliyoruz. Karşılaşacakları bir olumsuzluğu bertaraf etmek için de intiharı seçen insanlar var. Örneğin akademik başarısızlıkları yüzünden intiharı seçen, bir yanlış davranışın ardınca intiharı tercih edip bunu bir kurtarıcı gibi gören insanlar var. Bilhassa gençlik yıllarında, yaşam daha kolay vazgeçilir bir şey olabiliyor galiba. Galiba gençler başta olmak üzere herkese yaşamanın güzelliğini anlatmalı. Tabi bunu yaparken, güven duygusunu da aşılayabilmeli ki, insanlar kurtarıcı gibi görmesinler ölmeyi, intiharı.
Ölümden, özellikle de intihardan söz eden yazıları sevmem. Severek okumam. Ancak bilirim ki, malesef çok ta doğa üstü veya doğa dışı şeylerden söz edilmemektedir bu yazılarda. İçimi burksa da bu yazılar, okunmalıdırlar. Çünkü ne anlattıklarını bilmemiz gerekir bu türlü yaklaşımların da. Ben bu yazıyı yazanın eski yazılarına bakınca, yeni bir kurgusal deneyim çabasında olduğunu farkettim. Bir yaşam kesiti olarak düşünmedim yazıyı. Bu yüzden yazanın yaşamakla arasındaki bağı kuvvetlendirmek gibi bir gayem yok. Ancak hepimizin yaşamakla aramızda güçlü ve yıkılmaz bir köprü, bir bağ bulunmalı. Zira dünyaya geliş amacımız ölmek değil yaşamak. O bir sonuç. Bir de şu var ki, Sami ağabey gibi girişimcilerden bazıları da beceremeyecekler. Bazı intihar girişimleri mide yangısı ve mide kanamasıyla yetinmez, kişiyi sakat bırakır. Beyin fonksyonlarımızı, duyu organlarımızı, sağlığımızı yitirmemizi getirebilir beraberinde. Bir ömür, belki de hani o bir an önce kaçıp kurtulmak istediğimiz ve bizi sıkıp bunalttıklarını düşündüğümüz kimselere muhtaç yaşamamızı doğurabilir. Bu yüzden herkes okuduklarından üzerine düşen payı alsın, yaşamayı ve tüm güzellikleri sinesine çeksin. Düşünebiliyor musunuz? Bunları size söyleyen adam kör. Yani yaşamak diyor bir sürü şey diyor ama kör bu adam. Bir kör kadar dahi zevk alamayacak mısınız yaşamaktan? Güneşi doğarken görmek, denizi çırpınırken izlemek, yüzlere bakmak... Lütfen... Unutmayın ki, filmi siz başlatmadınız. Ve siz bitiremeyeceksiniz.
Hımmm!...
Nasıl yorum getirsek bu yazıya?
İyi niyetli, temiz, duru kalpli olduğu belli kaleme alanın.
Edebi yönü de taktire şayan...
Abdest. namaz, tanrı argümanları da güzel kullanılmış.
Ama,
Allah'ın verdiği canı, sadece Allah alabilir sözünü duymamış mı?
Sevgi, hayatın realitesi.
Bu sayfalarda gezinen çoğu kalemlerin, o sihirli olguyu yaşadığı, o zehirli meyveyi tattığı kesin.
Yoksa, bu kadar güzel yazılar kaleme almaları mümkün değildir.
Ve,
bu yazanları çoğu,
zamanın çemberinden geçmiş, yüreğindeki ateşin acısına dayanarak onu küllendirebilmiş,
hatta,
onunla yaşamanın mümkün olduğunu fark etmiş, mutluluk dediğimiz sihrin gizemini çözmeyi başarabilmiş insanlardır.
Sözün özü;
kara sevdaya tutuldum, sevdama kavuşamadım diye, ölüm yolunu seçmek çok yanlış ve çok saçmadır.
Aciz, kendine güveni olmayan, zayıf insanların seçebileceği yoldur.
Ama,
olayın en acı tarafı nedir biliyor musunuz?
Edebiyat becerinizi kullanarak, allayıp pullayarak, intiharı sevimli göstermeye çalışmaktır.
üstelik de, insanların inanç argümanlarını kullanarak.
Çok şaşırdım.
Bir tutam hayat tarafından 7/30/2013 1:20:21 PM zamanında düzenlenmiştir.
hakikatten çok iyi.Bir tek ilk başta Ağır ağır aldı adbdestini " dediğin yerde abdestini yazmasaydın daha iyi olurdu.Zaten abdestten bahsediyorsun.
Bu arada Sami abinin nasıl beceriksiz biri olduğunu anlamış olmalısın.Adam intihar ediyor bi de şikayete bak "İlaçlar midemi yaktı" ..
y aa sen ölmeye karar vermişsin midenşi mni düşünüyorsun. eerzurumun erkekleri Kurtuluş Savaşına gitmiş.yaşlılar ve kadınlar çocuklar kalmış.ermeniler Erzurumu basmış Yaşlı erkekleri sıraya dizip sıra ile kellerini kesiyorlarmış...yaşlı Erzurumlunun biri yanındakine dönmüş "dadaş hele az bah...Sıra bene gelende ben Ermeninin üstüna atlim sen de tüfegi kap he mi?" demiş ..yandaki Dadaş " dadaş ne diysen cigerik kıtlim..Başan belaya sohacahsan" demiş..yani başını belaya sokarsın boşver demiş.
hadi hoşçakal.
Sevgili Neslihan
Bazı insanlar vardır. Bir şey anlatmaya başlayacakları zaman. '' Benim bu dünyada yemediğim halt kalmadı '' Diye başlarlar lafa. Bu cümleden olarak benim de bu dünyada yemediğim o kadar az halt kalmıştır ki. Mesela intihara teşebbüs de bunlardan biridir.
Yalnız diyim sana. Üç defa denediğim bu olayda hiç bir zaman önce namaz kılmak aklıma gelmedi. Çünkü Allah'ın en sevmediği şeyi, Allah'ın en sevdiği şeyin hemen ardından yapmak çok mantıksız geliyordu bana
Şimdi diyeceksin ki '' Abi üç defa intihara teşebbüs ettin de hâla nasıl yaşıyorsun?'' Eh buna yaşamak denirse yaşıyoruz işte..Yine de Allah'a binlerce şükür. Benden bin beter durumda nice insanlar var.
Sonuç: İntihar çok b.tan bir şey...Son seferinde içtiğim haplar mide kanaması yaptı. Ciddi ciddi gidiyordum. Kaderde seninle bu sitede arkadaş olmak varmış.
La boş ver..İy ki de ölmemişim. Yoksa nasıl sana yorum yazardım değil mi?
Selam ve sevgilerimle.