- 2098 Okunma
- 6 Yorum
- 1 Beğeni
YENİDEN BAŞA DÖNMEK.
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
YENİDEN BAŞA DÖNMEK
........ Takvimlerin 27.07.2013’ü, saatlerin ise 00.20’yi gösterdiği anlardı. Temmuz ayı sıcaklığının verdiği bunaltı ile evimin balkonunda eşimle söyleşiyor ve bir yandan da sanal alemde geziniyordum. Telefonumun ileti sesi ile irkildim. Çünkü gecenin bu saati ileti için uygun bir zaman değildi. Gündüz saatlerinde özellikle bankaların, telefon şirketlerinin ve de alış veriş merkezlerinin iletileri gına getiriyordu. Telefon numaralarımızı nereden ve nasıl buldukları ise ayrı bir sorun.
........ İleti sesini duyunca içimdeki tanımlanamaz bir acı ile " Acaba !.." dedim. Acabanın da gerçek olduğunu iletiyi okuyunca büyük bir acı ile gördüm. Kendisine çok değer verdiğim arkadaşı, dostum ve siyaseten de yoldaşım olan Fikri DEDE’NİN sevgili eşin dünya tatlısı bir insan olan Emine Yengemizin uzun zamandır direndiği kanser illetine yenilip yitirdiğimizi gördüm. Hastalığının son zamanlarında her ne kadar kanıksamış olsak ta ölümü kabullenmek yine de zor geliyor ve acı veriyor insana.
........ İletiyi okurken yüzümde beliren görüntüden eşim iyi bir şey olmadığını anlamıştı. "- Emine Abla mı?" dedi. Evet demek zorunda kaldım kısaca. Bir kaç dakika kimiz de hiç bir şey konuşmadan durduk. Ben bir kaç telefon görüşmesi yaptıktan sonra Ali MERDAN ÇELİK arkadaşımla evlerine gitme kararı aldık. Ali Arkadaşım arabası ile gelerek beni evden aldı ve Fikri arkadaşımın evine gittik. Onlar henüz Hastaneden gelmemişlerdi. Yolda olduklarını öğrendik. Kısa bir beklemeden sonra geldiler. Arabadan inen Fikri arkadaşımın hali içimi daha da acıttı. O kadar bitkindi ki; anlatamam.
........ İçeriye birlikte girdik. Baş sağlığı ve bir kaç cümlelik rutin konuşmadan sonra Fikri arkadaşım yüzüme baktı ve; "- Yeniden başa döndük adaş." dedi. Önce bir şey anlayamadım. Bir kaç saniyelik şaşkınlıktan sonra içimin taa derinliklerinde büyük bir acı hissettim. Aslında bu sözü ben yıllar öncesi eşime söylemiştim. 202 yılının Ekim ayında büyük oğlum Tuncay evlenip ayrı eve çıkmıştı. Kasım ayı sonunda da küçük oğlum Arda’yı askere gönderdik. Hiç te alışık olmadığımız bir yalnızlık içine düşmüştük. Bu yalnızlık bizi o kadar etkilemişti ki; iki odalı o küçücük okul lojmanı bize sanki sekiz- on odalı içinde kaybolduğumuz büyük bir ev gibi geliyordu. İçinde bulunduğumuz boşlu bizi duygusal bir bunalıma doğru sürüklüyordu. İşte böylesi bir anda, biraz da göz yaşları içinde eşime ; " Yeniden başa döndük Fatoş. Bak yine ikimiz yalnız kaldık." dedim.
........ Bunlar gözlerimin önünden bir kaç saniyede bir film şeridi gibi geçti Geçti ama içimi de acıtarak geçti. Çünkü asıl yeniden başa dönmenin bizimki olmadığını anladım. Meğer yeniden başa dönmek şu an Fikri arkadaşımın yaşadığı olaymış. Yaşamın bir iken iki olmakla başlayan uzun bir yolculuk olduğunu anladım. Çocukların önce var olup sonradan yaşamımızdan çıkmaları, otobüse binen ve belli duraklarda inen yolcular gibi bir şey. Onlar iş veya evlilik gibi olaylarla yaşamınızdan çıkıp kendi yaşam yolculuklarına başlarlar. Ama iki kişilik yolculuk yine de devam ederdi. Taa ki, birlikte yola çıkan iki yoldaş va candaş insandan birinin yitip gitmesine kadar. İşte " Yeniden başa dönmek" o zaman başlıyormuş meğer.
........ Gece saat 03.00 gibi eve geldim.sabah erken kalkmanın gereği ve sorumluluğu ile yattık. Gözüme uyku girmiyordu. Gözümü yanımda yatan eşimden ayıramıyor ve bir elini de sıkı sıkı tutuyordum. Daha iki gün önce 25 Temmuz günü evliliğimizin ve birlikte yaşam yolculuğuna çıkışımızın 37. yılını kutlamıştık kendimizce. Bir an Fikri Hocamın yerine koydum kendimi. "Aman tanrım!.. Ben onsuz ne yaparım? Kalan yolu yalnız nasıl tamamlarım?" diye iç çektim. İyice dolmuştum ve ona sıkıca sarıldım. Duygularımı anlamıştı yol arkadaşım ve bana " Sıkma kendini. Ağlamak istiyorsan ağla." dedi. Ben zor tuttuğum gözyaşlarımı bıraktım ve hıçkırarak ağladım bir süre.
........ Yaşamın acı ama gerçeği olan " Yeniden başa dönmek" meğer ne acı birbir şeymiş böyle. İnsan yüreğinde ne derin yaralar açıyormuş. Hele de belli bir yaştan sonra. O evde yalnız başına nasıl yeniden başa dönüp başlayabilirsin ki? Birlikte yaşanan onca acı ve tatlı anılar, verilen mücadeleler izin verir mi buna? Ya da güç yeter mi yeniden bir yaşam kurmaya ?
........ Offfff of!... İçim acıyor içim. Ben, yeniden başa dönmekten korkuyorum ve de istemiyorum. Ama sanırım o da yaşamın kaçınılmaz bir gerçeği......
........Ölüm adın kalleş olsun.
................... Selamettin PULAT Erenler / SAKARYA / 29.07.2013
YORUMLAR
Yeniden başa dönmek evet insan oğlu doğar kundaktan ,emeklemeye,sonrasında tay tay durmalar ilk adımlar yürümeyi becerdikten sonra koşmalar işte bazı insanlar ta o çocukluk yıllarından itibaren hayatın yükünü yüklemiştir kendisinin dışında herkes omuzlarındadır temposuz bir yaşam koşumundadır Hayatın içeriğinde yaşanmışlıklar yaşanmamışlıklar başkalarının hikayeleri acıları ,dertleri hep tasadır duygu yönü çok yoğun olan kimselerde ,dostluklar, ,arkadaşlıklarda, bağlılıklarında hep fedakarlığın ayak izleri bazen tek taraflı kalmıştır Günümüzde bazı yada çoğu kesimlerde kadının adı yoksada kadın eştir kadın annedir kadın yuvayı yapan ömrünce hep çalışıp didinen hareket halinde hep kendini ailesine adamış biridir bazı evliliklerde her ne kadar evde erkeğin borusu öter diye düşünülsede ana kartal kadındır noktayı koyan bazı sevgiler kavuşulmuş,sevgililer vardır kimi görücü usulünle yapmıştır evliliğini ta ilk geceden eşini seven bağlanan karşılıklı hisleri sönmeyen çiftler vardır öyle veye böyle geçen yıllar bir ömür vardır birde hayatın diğer acımasız yönü her canlı mutlak ölümü tadacaktır bunu bilsekte sanki bize,kendimize,yakınımıza uğramıyacak gibi yaşarız başkalarının acısında gözyaşı dökerizde ateş düştüğü yeri yakar biz acıyı yaşıyanın acı derinliğini bilemeyiz insanın kendi başına gelmedikten sonra olaki hak vaki olduğunda ise şok oluruz inanamayız,kabüllenemeyiz yıllar geçsede alışamayız hele heleki gerçi ölümün intikamı olmaz aman kötüydü ,zulüm yapıyordu kurtulduk diye geçiremeyiz içimizden bazı hayatımızdaki kişiliklere ,kimide yıllar geçsede sevdalı saygılıdır siz gibi arkadaşınız gibi eşlerine zaten ben hep derim olsa iyi olurda Aşk ,sevda ,fakat bence en önemlisi huzur ,saygı ilişkide bunlar yitirilmemişse zaten sorun yoktur ikili ilişkilerde zaten yılların alışkanlığı birbirine nefes olan kenetlenmişliklerde ,ölüm denince şimdi bu Rabbimin işine karışılmaz o en iyisini bilir hani derler ya keşke sıralı olsa hele ben çocukluğumdan kalan bir aklımda yer etmişlikle bilirim ki eşini çok seven kadın yada erkek karşılıklı hislerdekilerden bir taraf gerçek dünyaya göçtümü diğeride 3,6,yada bir seneye kalmadan eşinin ardı sıra vefat eder bu ya bir yazgı yada var bir hikmeti bilinmez işte kadın erkek sıralaması diye bir şey ayırt edemeyiz her ikiside can önce şu bu gitsin diyemeyizde yinede düşündüğümüzde geride kalan kadınsa o bir şekilde hayatını devam ettiriyor baş edebiliyor yada ediyor görünüyor fakat geride kalan erkekse onun işi biraz daha zor hele heleki eşi tarafından el bebek gül bebek hizmetlerle alıştırılmışsa ,vede erkeğin her yere sığmasıda zor yani ölüm haktan amma yaşam biçimi altüst olunca insan bakınız sizin arkadaşınız bunu daha ilk günden anlamış size söylediği sözlerle (yeniden başa döndük adaş)(sahi hocam bu içli yazınızda buda dikkatimi çeken bir söz neden (ADAŞ)diyor arkadaşınız size vede şunada değineyim sırası gelmişken gece saat 10 dan sonra sabah erken yine 10 dan önce gelen çalan telefon sesi beni hep ürkütür hep eyvah acaba karahabermi düşüncesi oluşur çevremi tenbihlerim bu saatlerin dışında aramayın kalbimi hoplatmayın sanki böyle olunca tez duyulan karahaber uzak mı kalacak bana şimdi arkadaşınız ne alemde yarası daha çok taze kimin yanına sığabilir evlatlarda bir yerde yeterli kalamıyor yada çok duygusal insanlar alınganlıklarından gururlarından çocuklarının evinde bile diken üstünde dir Rabbim yardımcısı olsun eşide mübarek ayda gitmiş nurlar içinde yatsın size gelince sağlık sıhhat ve afiyette kalınız eşinizle sizin zaten Rahmetli babanıza sözünüz var bunu hep hatırlıyorum sizede yazıyorum arasıra Ozan büyüyecek düğünü olacak o güzel yılların hayali sizi eşinizi dinç tutsun beraberliğiniz daim olsun selam saygılarımla (biraz karışık dağınık oldu yorumum anlatmak istediğimi iyi ifade edebildim mi bilmem )Bu arada sizin adınıza sevindim kutlarım günün yazısı seçilmiş yazınız tebriklerimle
hülya hicran tarafından 8/4/2013 12:53:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
yaşamın acı gerçeği ölüm Şair ne demiş
her ölüm erkendir ..heleki arkada yıllarca hayata yol aldığı eşini
bırakıyorsa gerçek bir sevgiyi bırakıyorsa ,çok acıdır ölüm sessizliğiyle
yaşamak geride kalana Allah rahmet eylesin hayatın içinden bir yazıydı
...Saygı ve selam ile Selamettin bey hayırlı ramazanlar