- 945 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
VUSLAT SEVİNCİ...
Hoş geldin, ruhumun sevdası, Safalar getirdin gönlümün derinliklerine, vuslat şerbetini içene kadar, seni içime çekmek, tadını çıkarmak istiyorum. Bizim vuslatımız öyle sıradan ve basit olamaz. Sen gelene kadar ben hazırlanmalıyım, sabahın erken saatlerinde bekleyiş üzüyor beni. Zaman biraz ilerlediğinde umutlarım artıyor, türlü hayaller kurmaya başlıyorum sonra…
Mesela, senin gelmene bir saat kalmış, hemen mutfağıma koşuyorum, elimden geldiğince sevgimi katıp, senin için hazırladığım yemekleri kontrol ediyorum, salata, ayran, pilav vs işte, gönlümden kopan ne varsa onlarla soframızı donatıp, gelişini bekliyorum, off nasılda sabırsızlanıyorum. Akşama kadar rengarenk elbiseler içindeydim, çok sıkıldım bundan, seni bembeyaz saf ve tertemiz bir elbiseyle karşılamalıyım. Eminim bunu sende seveceksin. Ruhumun çeşit çeşit lekelerini, o beyazlar içinde ki halimle temizlemeliyim. Sen geldiğin de önce o sıcacık ellerinden tutup, dudaklarına samimi ve huzurlu bir öpücük kondurasım var. Ve sımsıkı sarılmak ne güzel olacak. Masaya koyduğum kırmızı gül aşkımın ifadesi, sana her bakışım vuslat duamız, ve elimde bir kadeh sevda şarabı, yudum yudum seni içiyorum sanki. Gelişin neşe sevinç verdi, gözlerim görmüyor başka bir varlığı, sen ve ben, ne gerek var başka birilerine…
Her zerrem SEN oluverdi, tüm bedenim ve ruhumun esrarı çözülüyor, gizemler, hayaller gerçekleşiyor. Şunu tekrar söylemeliyim sana sevgili, o gelmene ramak kalan an vardı ya, onu her yaşadığımda, her defasında daha heyecanlı ve daha bir arzuyla karşılıyorum seni. Kıskananlarımız çok, bunu biliyorum, onlarda şunu bilsin ki; ben seninle vuslata kavuşacağım diye çok zahmet çekiyorum, nefsime hakim olup, kendimi sana adıyorum, elimin altında olan güzellere arkamı dönüp bakmıyorum bile. Daha neler neler, anlatmaya ne zaman yeter ne de kelimeler, sen anla yeter, gül yüzlüm, sen bil gerisi boş benim için. Sen de bana gelene kadar epey çile çekiyorsun değil mi? Bir tanem…
Gece ve gündüz, seni beklerken hep güneşli hep aydınlık, sana veda ederken zifiri karanlık. Gelişinle cenneti yaşatıyorsun, gidişinle dünyamı yıkıyorsun, bence gel ve hiç gitme. Kalbimin, ruhumun çaresi ilacı sensin, sen varken arı duru biriyim, sen olmayınca kendimi yalanlarla avutup, kötü biri oluyorum. Görüyor musun? Varlığın ne kadar kutsal, ne kadar hoş, bunca güzellikleri bırakıp gidemezsin, gidersen de eminim her yıl yine geleceksin… Sen varken düzenli bir hayatım var, nerde ne yapacağımı biliyorum, yokluğun her şeyi alt üst edecek..:(((
SENİ ÇOKK SEVİYORUM EY ORUÇ…
YORUMLAR
Sessiz çağlayan ...
İnceler incesi , hanımefendiler numunesi ve baharın ta kendisi olan nazenin bir gönlün , kendisiyle hasbihali ...
Sanki ; manâ Yusuf'unu dışarıda aramak zahmetinden kurtulan , onu gönlünde bulan Zeliha'nın vuslat sevinciydi ...
Hasrette yanarken , vuslatta da yanışın feryadıydı sanki ...
Ne kadar güzeldi ...
Bir ehli dilin ;
Görün Salih bihemtayı ,
Gezerken kûhi sahrayı ,
Gönül buldu Dilara'yı ,
Bu kavgayı neder yahu !.. buyurduğu gibi , başkalarıyla kavgasını bitiren bir gönlün sukûnetiydi sanki ... Vuslatta yanan bir gönlün sükûneti ...
En kalbi tebriklerim ve selamlarımla ...
Abin ...