Sizinle bugün bir gezi yazımı paylaşmak istiyorum.

Yûşa Tepesi ve Hz. Yûşa...

Yûşa Tepesi mutlaka gidip görülmeye değer bir yer. O çam ağaçlarını güzelliği, o muhteşem kokular inanılmaz.

Hayata yeniden gelmişliğe benziyor. Gidin, İstanbul’da yaşıyorsanız ve görmediyseniz yazık derim. İstanbul’a gelmeye niyetiniz de varsa, küçük bir zamanınızı Yûşa Tepesine ayırmayı unutmayın lütfen.

Ve şimdi gelelim Hz. Yûşa’ya (Yeşua) İbranice bir isim. İbranice Ye Allah. Yani, Allah kurtarsın demekmiş. Bu isim daha sonra Yeşû, sonra da Yûşa olmuş. Hz. Yûşa’nın babası Nun, İsrail’in Firavunlardan kurtulması için onun doğduğu tarih olan M.Ö 1082 de koymuş.

28 yıl İsrailoğullarının başında komutanlık yapan Hz. Yûşa, için çeşitli rivayetler vardır. Buna göre üç dine sahip insanlar Yûşa’ya (as) sahip çıkmışlardır. Bunlar Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar olmuşlardır.

110 Yaşında ölmüştür...
Dünya İslam’la tanışınca, Kıble ve Kabe insanlara tanıtılınca, Yûşa Hazretlerinin rastgele gömülü duran mezarındaki baş tarafı o zamanlar Kudüs’e doğru imiş. Kendiliğinden yer değiştirip kıbleye doğru yönelmiş olduğu söyleniyor.


17.m Uzunluğun da, bir mezar yeri diye söylerlerdi, hep merak ederdim. Araştırmalarımda bazı yazılarda çobanın kuzularını otlatmaya yolladığını ama bazı kuzuların, bu mezar yerine dokunmadan bir sağından, bir de solundan geçtiğini ama hiç bir ota dokunmadıklarını otlandıklarını okumuştum.

Çocukluğumda ise, hangi savaştı hatırlamıyorum. Telli Baba ile Yûşa Hz. lerinin, yattıkları yerden bile el ele verip, çelik zırh olup Boğazı kapadıklarını, hiç bir düşman gemisi İstanbul Boğazı’na girememiş diye dinlemiştim. Hep merak etmiş, bir defa olsun mezarına gidip dua etmek istemiştim.

Böyle bir insan dünyaya gelmişse ve bu kadar din ona sahip çıkmak istemiş de, o bizim dinimizi seçmişse, o halde gidip dualarımızı esirgememeliyiz.

Mis gibi ormanların içinden geçmeliyiz. Yoros Tepesini görmeliyiz. Eski adı Dev Dağları olan dağların nasıl yerler olduğunu keşfetmeliyiz. Ona olan sevgi, saygımızı sürdürmeliyiz.



Duası ile Güneş bile bir gün batmamışsa, biz de ondan bir iyi dua alabilmeliyiz.



Kabrin yanındaki mescidi ise zamanın sultanı Kanuni Sultan Süleyman yaptırmış. Hz. Yûşa’nın bugünkü mezarı size bahsettiğim Yûşa Tepesindedir.






Benim, arkadaşlarımın ve bizlerin oralara ulaşımını sağlayan değerli Belediye Başkanımız Hasan Akgün’ün ve ekibinin; bütün dualarımızın kabulü ile.