- 857 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
RAMAZAN ANILARIM-2
Bektaşi hiç oruç tutmadığı halde ne iftardan ne de sahurdan vazgeçebiliyormuş. Bu karısını çok kızdırıyormuş ve demiş ki bir gün: “Bey hem oruç tutmuyorsun hem de iftarda da sahurda da elime ayağıma dolaşıyorsun!”
Bunun üzerine Bektaşi der ki: “Hanım, farzı yerine getiremiyoruz, bari sünneti yerine getirelim.”
Ramazanın en güzel yanı şüphesiz ki iftar sofralarıydı.
Oruç tutsak da tutmasak da şüphesiz ki haz alırdık bu sofralardan.
Batlama Deresi vadisinin yamacında ve Giresun’un görülebileceği bir konumdaydı evimiz. İftar yaklaştığında pencerelere oturur, heyecanla beklerdik topun atılmasını. Giresun kalesinin eteklerinde bir caminin ışığı yanardı önce. “Caminin ışığı yandııı!” diye bağırırdık sevinçle. Bilirdik ki biraz sonra top atılacaktır. Topun sesinden önce patlamasından oluşan kıvılcımı görürdük ve sevinle “Top atıldııı!” diye bağırırdık. Yaklaşık 15 saniye sonra da sesi duyulurdu.
Bizim oralarda yerleşim dağınıktır. Hele çocukluğumun geçtiği 60 lı yıllarda evimizin yanında yöresinde başka ev yoktu. Ancak dere vadisinde bulunan evler topun sesini duymazlardı. O nedenle bize bir görev düşerdi; çan çalmak. Genellikle topun kıvılcımını gördüğümüzde çanı çalmaya başlardık ve topun sesi gelinceye kadar çalardık…
Çanı biz çocuklar çaldığımız zamanların ertesinde aşağıdaki ailelerden azar işitirdik, çanın sesi çok zayıf diye… Ama özellikle rahmetli babam veya dedem çalarsa böyle bir şikayet olmazdı.
İftar akşamlarının şüphesiz en güzel yanı radyo programıydı.
Dr. Faruk Ermemiş’in hazırladığı programın sırası ve kapsamı tam aklımda kalmadı ama aklımda kaldığı kadarıyla Kur’an okunur, sonra okunan Kur’an’ın Türkçe meali okunurdu. Belki bir de din ve ahlak konuşması olurdu. Biz iftarımızı yapmış olurduk ama Ankara veya İstanbul’un (hangi radyoyu dinliyorsak) iftar saatinde ezan okunur, sonra da iftar duası okunurdu… Aklımda kaldığı kadarıyla iftar duasını sizlerle paylaşmak isterim:
“Allah’ım, senin rızan için oruç tuttum. Sana inandım, sana dayandım. Senin rızgınla orucumu açtım. Hamd olsun verdiğin nimetlere; sağlık ve afiyete. Ey, bağışlaması bol rabbim! Beni, anamı, babamı, tüm sevdiklerimi ve inananları koru. Rahmetini ve yardımını esirgeme ülkemizden. Bizlere yaşama sevinci ver. Her türlü güçlüğe karşı dayanma gücü ver. Senin her şeye gücün yeter. Amin…”
Bir ara da Fatiha Suresinin meali okunurdu.
Tüm bunlar içinde en fazla dinlemekten haz duyduğum da ara müzikleri olurdu.
Bu ara müziklerinin bende uyandırdığı huzur ve huşu duygusu öylesine yerleşmişti ki, bunun bende oluşturduğu etkiyi bir anımla anlatmak isterim.
İş hayatına ilk başlayışım Ankara’da PTT Genel Müdürlüğü NATO dairesinde olmuştu. Aileden uzaktım, öğle yemeği dışındaki tüm yemek ve kalacak yer masraflarım cebimden gidiyordu. O nedenle masrafını düşünmeden yiyebildiğim tek yemek olan öğle yemeklerinden vazgeçmemek adına oruç tutmuyordum. Ama o iftar programlarının ve özellikle o ara müziklerinin heyecanını hissetmek için her akşam iftar saatinde bir lokantada olurdum.
Şimdilerde TV var. İlk zamanlar TV’de de benzer iftar programları olurdu. Ama çok kanallı yayınlara geçtikten sonra birkaç kanal dışında iftar programları göremez olduk. Olanlarda ise asla o eski programların kalitesi olmuyor…
O eski programları özler dururum.
Hele de o ara müziklerini…
(devam edecek)
Kadir Tozlu
YORUMLAR
Defterden uzak kalışım bu güzel anılarınızı kaçırmama sebep oldu Kadir babam bu gün zamanımı tamamen sizin sayfanıza ayırıp zevkle okuyacağım zira o kadar hoş bir anlatımınız var ki yazınızı okuyunca bitmesin dedim ama madem devamı var okuyacağım sahur vakitlerinde çocukluğuma bir an gittim eski ve yeni ramazanlar arasında ki fark kaleme yansımış keyfle okudum hayırlı ramazanlar Kadit babam ellerinizden öperim. saygı ve yürek dolusu salam ve sevgilerimle
o ara müzikleri
ve iftar programını ben de çok dinledim.
haklısınız
önce Kur'an okunur
ardından Türkçe meali verilirdi
Demek o yıllar Türkiye daha ilerideydi.
Konumuzla ilgisi yok ama
1994 yılında Silvan'daydım(Diyarbakır). Hep kahvehane. Birisi demişti 80 li yıllarda burada 3 sinema var ve tiyatrolar geliyordu sık sık.
Sanırım Ülkem gittikçe içine kapanıyor.
tebriklerimle