- 582 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
H E K İ M ve H A S T A
Dünyanın en zor mesleklerinden biridir doktor olmak, küçükken hedeflenir ama ALLAH herkese nasip etmez, kalbindeki merhamet ve insanlık güdüsü yaşamın yükünü sırtlamaktır adeta. Şansın varsa birde halin vaktin varsa liseden sonrada pat diye de sınavı kazandın mı dünya durur adeta doktor olacağın üniversiteye kayıtla başlar, öncelikle kitaplar pahallıdır, oraya gelmiş insanların tıp öğrencisi olması ise ayrıcalıktır diğer fakültelerden.
İlk dersler amaçlar hedefler gayet normal gözükse de kimse kimseye içini belli etmez sadece bildikleri uzun bir eğitim sürecinde kaybedecek zaman yoktur. Öğrencinin her yılı kaybediş maliyeti aileye yük getirir, öğrenciye de stres, bir yandan git gelleri olan ve de ağır kitapları gözünü korkutur, çok öğrenci var yarısında ortasında sonu da bırakmak isteyip kitapları yere fırlatır gitmek istemez. Ama çaresizdir geceyi geceye gündüzü gündüze katmaya başlamıştır artık. Uyku düzeni değişmiş kontrollü zaman kullanımına birde hızlı ye, hızlı düşün, hızlı hareket etme eklenmiştir. Öğrencilik bu ya ,kafanı kaşıyamayacak hale gelmiştir. Keyifli kısmı ah bir mezun olsam, şöyle bir rahat uyku çeksem deyişleridir. Hafızada dolu dolu terimler, bir gördüğün diğerine benzemez zoru moru yüzlerce soru çözmeler, davul sesi uzaktan hoş gelirlerle dopdolu yaşam. Allahtan sosyal yaşam destekler “Maşallah tıp okuyor ha gördün mü aferim pekte efendiymiş” deyişler. “Onu, bunu anlamam Doktor olunca bana iyi bak demedi deme şimdiden diyorum sana” söylemlerinde uzun ve meşakatli bir yoldur yolculuktur.
Kemik peşinde koşmalar, kadavrayla ilk tanışmalar, kafatasında ölürsem ne olacağını görmeler. Uykuda irkilmeler. Hekimliğin ilk adımı mezuniyet kepleri fırlatmalar artık tıp bayramları ve hiyerarşik saygı, sosyal saygı kendine özgüven ile pratisyen hekim olunuvermiştir bir anda. Yan dallar, ikinci meslek arayışları gel gitlerle yinede devam denmekte. Mesleğini seven hekim yeni şeyler öğrenip, uygulama peşinde klasik bir tarzdan öte adanmışlıkla yol kateder. Oku ömür törpüsü gibi oku.
Sosyal sorumluluğu içtiği Hipokrat yeminiyle hareketini ve davranışını ortaya koyar ki işte kutsallık anasından emdiği süt kadar helal ve zelaldir. Bu sütün yansıması ise birikir, birikir günün birinde kendisine kendisi anlatılmak zorunda kalır benim gibi. Onun artık söz hakkı yoktur, kara verme yetisi hastaları ve mesleği adına mücadele etmesi gerektiği söylenir. Yaşadığı şeyler ikinci plandadır. Öncelik insan hayatlarıdır. Dosdoğru yaşamın insana olan hizmet yolunda ilerlemesidir. Seviyesini düzeyini bozmadan stabil olarak tutarlı kalabilmesidir. Düzene duruma göre değil insana dair olanı tercih etmesidir.
Hekimin en fazla yaşam standardı yüksektir en fazla yediği giydiği ve kullandığının kalitesini artırır. Kafasını kaygısız koyabileceği bir evi birde arabası vardır, bunları değiştirir durur. Tam anlamıyla yaşayamaz sevdiklerine yeterli zamanı ayıramaz ama ihtiyaç olduğunda hep yanlarındadır. En büyük özveriyi ailesi yapar. Tek beklentisi ise sadece onu anlayacak insanlardır. Yorgunluğunu bir bardak kafesiyle alırken amaç onun uyanık kalmasını sağlamaktır. Teli hep açıktır yanıtları hep kontrollüdür. Ölçme ve değerlendirme yapar bilimsel yapı gereği acaba sorusuna emin cevap verir. Fikir verir fikir sorar fikir alır. Kuşkularını giderir. Yansız karar verir. Sonuçlarına katlanır. Ama hastalarını hiçbir şeye değişmez. Ekip olma anlayışında en alttaki insanın bile tamamlayıcı unsur olduğunu en üstün destekleyici olduğunu unutmaz, verdiği ve verilen emeğin hep farkındadır. Biri olmadan diğerinin olmayacağı anlayışına hakimdir. Daima bir sorun varasa bir çözüm mutlak vardır. Bunun adı teşhis tedavi ve sonuç ilkesidir. Vazgeçmek yakışmaz hem değil mi insana dair olandan.
Dayanıklılık testleri, psikolojik sosyal travmalar olay ve olgular karşısında tek dayanak kutsal meslek insanın hayatını kurtaranın iki eli, bir çift gözü ve de telkin eden bir dille dayan diyene sahip olmakla hastayı yaşama çeviriverir. Sonuna kadar mücadele edilmeli vazgeçmeyişler, örnek alınan hocaları vardır. Aile etken, hoca etken, arkadaş etken ama insanlığın üzerinde mi, altında mı olunacak bir meslek. Derken etkileşimler sonucunda alçak gönüllümü, mütevazimi, iyi niyetlimi, koplekslimi, bencilmi, havanda su dökenmi, havadan atanmı, havada yakalayanmı, sonuçlarıyla ben neyim, kimin, ne, neden dedirten insana can verirken insana can katan teşekkürlerle dopdolu bir yaşam; önce ALLAH’a sonra size güveniyoruz diyen vatandaşlar. Minnettar bakışlar ve öncelikle iyiki varsınız deyişlerin arka plandaki kısmı soğuk sıcak alın teridir emek dolu. En değerli şeydir emek emeğe dair olmak, bu alanda bir işin ucundan dahi tutuyor olabilmek. Adınızdan öte hocam deniyor. Hocam; işin ehli bu işi bilen bu alanda her şeyi bilen, bizlerden daha iyi bilen, üstün yetenek hem de mürekkep yalamış, yutmuş demek.
Bir hastanın ne yaşadığını anca hasta ve hasta yakını, doktoru ve de birde ALLAH bilebilir, bir doktor ancak empati yapabiliyorsa empati sonucunda hasta ihtiyacını tespit edip gerekeni ve üzerine düşeni birçok yönlü araştırıyorsa sonuca ulaşabilir. Hekimin tedavisinin %20 si hastaya davranışsal yaklaşımdır, % 50’si hastaya verilen tedavi, kalan%30 uda hasta ve hasta yakını çabası ve gayreti kendine gösterdiği özenli bakış ve moral gücüdür. Başarı hepsinin başarısıdır ki işte bu dedirtir insana. “Anasına ve Babasına Rahmet gerçekten Hekim’miş. Hekim isminden çok mesleğine sunduğu katkıyla anılır namı ulaşır ilden ile dilden dile. Ulaşırsan ne ala.
Tüm birikimler zaman zaman sevgiyle döner, saygıyla döner, hiç ummadığın yerde ve zamanda döner hanene. “İşte bu dedirtir Hekime emeklerim boşa çıkmadı” dedirtir. Yanımda en değerli şey olan insan var, var mı bundan ötesi der. Bize yeryüzünde en büyük değerleri sunsalar dahi değişemeyeceğimiz tek şeyin insan hayatı ve önemi olduğunu ve bir hastanın acısını dindirme çabamızın hiçbir şeyden üstün olmayacağını unutmamalıyız. Hekimlerimiz kutsallık içeren bir mesleğin ona bağşedilmiş olduğunu unutamaz. Her bir organın maliyetinin en pahalı ölçüt olduğunu unutmayan değer veren, değer bilen, değer gören tüm hekimlere saygılarımla.
Bir hasta yakını olarak yazdım tüm bunları...
Yazan/Hülya COŞKUN
YORUMLAR
gerçekten çok güzel tesptlerde bulundunz hani okulu bitirir ve çoğu ınsan baksana filankesin oğlu doktor oldu paraya para demiyor deniliyor,lakin okurken otobuse binme parası olmayınca kimse bişey demiyor(!)..sonra sabahlara dek kıpkırmızı gözlerle ders çalışmlar hani diğer fakülteler gibi diyemezsinz ben son hafta son gün ders çalışırım diye tum zamanınızda çalışmalısınz .. diğer gençler gibi aşık olmazsınz sonuçta sevgilinize zaman ayırmazsınız ..ve bazı hekım adayları aileleri onların bir an önce okulu bitirmesi beklenir çünkü aile fakirlikten kırılıyor ve doktor olunca aıleye yardım yapmasını beklenıyor....sonra ve doktor oluyorsun neden mı amelıyathanenın kapısındaki ağlamaklı eş ve cocuklarna güzel bir haber vermek için .. düşünsenize ameliyathane kapısında eş ağlıyor cocuklar yetım kalacak ve bu ınsanlara kım dıyebılır ALLAH RAHMET EYLESIN HASTAYI KAYBETTİK DİYE ....bu söz söyleyin cogu ınanmaz .....ve sızce o gun doktor hastayı kaybettıgı anda dogru durust yasamına devam edebılır mı o gun ..bazıları dıyor duyguszlasır doktorlar dıye hayr tersıne duygu yogunlugundan guc kazanmıstır ....duygusuzlaşma deıl de artık o kadr duygu yasamıstır kı duygularını kontrol edebılmıştır .....ve sızın cok guzel tespıtlerınız var saygılar..