- 747 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yeryüzü çok renkli;
Bu yüzdendir ki insanlar artık sevgiyi bile kendi renginde göremiyorlar.
Ne domatesler eski renginde, ne hava;
hatta dünya son durağına yaklaşırken, tenimiz bile renkten renge şekilden şekile giriyor, makyaj mucizeleriyle.
Değer vermemek, kıymet bilmemek te dünyanın renkli ışıklarının ve sonu gelmez teknolojik gelişmelerin sonucu olarak görülebilir.
Teknolojiyle "yeni" dostlarımız olan heryanımızdaki küçük aletleri:
içinde kan dolaşan, bir can taşıyan en kötüsüde şuan çok uzaklarda yaşayan; "eski" dostlarımıza saymışız,
arkalarından bir maşrapa su dökmeden uğurlamışız çoğunu hatta gittiklerinden e-postalarla,
kısa mesajlarla haberimiz olmuş.Tenden sarılmalar gözleri okumalar yok olmuş. Her duygu önce elektrik sinyallerine, elektrik sinyallari ise
günü birlik arkadaşlıklara, günü birlik aşklara, çıkar ilişkilerine dönüşür olmuş çevremizde.
Kırmak, kırılmak sözcükleri artık sadece sert kırılgan maddelerde kullanılırken maalesef ki çok yakında sözlüklerimizden tamamen çıkacak.
Ortapedi terimleri sözlüklerinde rastlanması bir ihtimal olan bu sözcükleri;
hiçbirgün, hiçbir kimse "kardiyoloji" sözlüğünde yada "insanlığın tanımlandığı kitaplar’da" göremiycek.
Seviyorum, seviyorum çünkü sen diye başlayan iletiler,
eğer sen diye son bulan kısa mesajlar herşeyi bir şarta, şartlarsa bağlaçlarla uzatılarak sonu gelmez mutsuzluklara adanmış adeta.
Olasılık bilimince bile tanımlanamayan ihtimaldeki, eskiden beri meleklere has olan sorgusuz sualsiz sevmeler:
Dünyanın bu en renkli döneminde de karşımıza çıkar mı?
Acaba, o rengarenk insanlar bizlere görünmek için yüzlerini allayıp morlayan, ne olursa olsun sadece seven melekler olabilirler mi?
Ağlamaklı zamanlarımızda sarılabilir miyiz onlara gözyaşımızla,
silinecek boyalarına rağmen?
Düşünüp dürüst olmanın zamanı geldi.Birkaç yıl sonra sevecek kendimizi bile bulamayabiliriz,
başka gezegenlerden sevgi ithal edemeyeceğimizden yada "sevmedim terkediyorum dünyayı" diyemiyeceğimize göre,
aklımızı başımıza toplayalım.
Yapmamız gereken şeyler çok basit;
insanları sevmek,insanlara güvenmek,insanlarla paylaşmak,insanları anlamak,insanları duymak, hissetmek,koklamak kimi zaman
bir anlamda bugüne kadar yaptılarımızın tersi.
Şuan gerikafalı olarak nitelediğimiz fakat onların toprak yollarının asfalt halinde yürüdüğümüzün farkında olmadığımız Atalarımız.
Onlar binlerce yıl çok kolayca yapabildiler,
yoksa biz beceremez miyiz?
yoksa biz beceremiyecek miyiz?..
Levent Bal
06.04.2008 (18.40)
Eskişehir