- 717 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
Bana Cennetin Yerini Söyle
(Merhaba. Tanıştırayım sizi. Bu sevgilim. Bu sevgilimin eski sevgilisi, bu eski sevgilimin yeni sevgilisi, bu yeni sevgilimin eski sevgilisi.)
Yılmaz Erdoğanın haybeden gerçek üstü konuşmalar adlı oyunundan alıntıdır. Tam 12 yıl önce benim de içinde yer aldığım bir tiyatro grubu tarafından sahnelendiğinde, eğer yanlış anımsamıyorsam oyunun prömiyeri sahnedeydi. Yani daha önce bu oyunu kimse sahneye koymamıştı.
Bilgi eksiğim varsa düzeltiniz lütfen. Oyun pek çok başka hayat donesinin sahnelenmesiydi, gerçekti. Bir yazarın karısıyla ve karısı karısı olmadan önce sevgilisiyken aralarında geçen diyaloglardı.
Yukarıdaki alıntıda, yazar ve karısı bir davete katılacaklar. Daveti, yazarın karısının eski sevgilisi tertiplemiş. Adam da mecbur katılacak. Fakat orada kimler var? Kadro tam yukarıdaki gibi.
Bu kadar kalabalığa can mı dayanır? Altı üstü köfte yemek için ne diye böyle süslenildiğine de anlam veremiyor zaten yazarımız. Çok renkli başka başka konuşmaların da yer aldığı diyalogları mutlaka duymalısınız. Oyunu şimdilerde izlemeniz mümkün. Hatta sanıyorum dvd ortamında bile bulabilirsiniz. Yılmaz Erdoğan ve Demet Akbağ oynadılar çünkü.
Düşündüm de, ipe boncuk dizmeye benzememiş benim sevilerim. Uzun sürmüş çokça. Hep acı yüklenmişim sonralarında, ama hep mutlanmışım anımsarken mazimi.
Çok sevgilisi olanlara yüksek hizmet ve övünç madalyası takılıyorsa, ben o madalyadan yoksun öleceğim demektir. Etrafımda gördüklerim duyduklarım hep farklı olanı seçip yapmanın erdemini gösteriyor bana.
Karşılaştığım insanlara bakıyorum örneğin. Anlamayı deniyorum onları. Onlar da karşılaştıkları insanlara bakıyorlar kesin. Sonra hatırlıyorlar işte tıpkı yukarıdaki alıntı gibi. Sevgilim, sevgilimin eski sevgilisi, sevgilimin eski sevgilisinin yeni sevgilisi... Nasıl bir zincir bu? Acaba bazılarımız kalabalık bir aşk grafiği sayesinde cennete gidileceğine mi inanıyoruz?
Her şey biter kuşkusuz. Sonsuz yoktur. Sınırsız, tükenmeyen, yok olmayan yoktur. Fakat her şeyi aşındırmak ne diye? Bu olmadı öteki demek için zaman ve fırsat ve kelime gerekli. Üçü de kaçırıldıklarında tekrar yakalanamazlar. Zaman, fırsat, kelime.
Çok eşlilik, eşcinsel evlilikler, kimin kimle ne yaptığı filan umurumda değil sakın böyle algılanmasın. Herkesin özgür bir birey olarak her şeyi yapmak hürriyeti var. Benim derdim kandırmacayla. Aynı şeyleri kerelerce başka başka insanlara söyleyenlerle bir derdim var benim. Ama onlar da haklılar belki. Seni seviyorum sadece on üç harfli bir söyleyiş. Her söylendiğinde başka bir anlama gelmesi beklenemez değilmi ya? Ama herkese de söylenmesi beklenmemeli. İşte benim bu yazıdan muradım bu. Ağrıttım başınızı. Gidip şu barbekü partisinde neler olduğuna bir bakayım. Etler ve yürekler yanmadan az önce. Esenlikler dilerim efendim...
YORUMLAR
Komşun hakkında hüküm vermeden önce, iki ay onun makosenleriyle yürü!
Cheyenne Boyu
Ben hayatımı yetiştirildiğim ve hayatın içinde öğrendiğim doğrularla yaşarım.Benim kendime yakıştıramadığım bir hayatı başkalarının yaşayıp bundan gurur duymasını da doğal olarak kendimce doğruda bulmam.Bu yüzden objektifte bir bakış açısı olmaz bu yaptığım.Ne yapmalıyım ?
Evet, evet başkasının ayakkabılarıyla ne kadar rahat yürüyebilirseniz bende o kadar rahat yürüdüm emin olun.Üstelik iki ayada gerek kalmadı ! Ben rahat edemedim bana uymadı ama o da böyle mutlu ise diyecek bir sözüm yok ama benim cennetime bu ayakkabılarla gidemeyeceğim kesin...