DUDAKTAN ÇÖZÜLEN CİNAYET
Uzun zamandır kafasını meşgul eden ,kendisini üzen konuyu artık çözme şansını yakalamıştı. Üniversite’yi kazanmış ,hayalleri gerçek olmuştu.
Kazanıp okumak umurunda değildi aslında.Tek amacı sağır ve dilsiz olan kardeşi için büyük şehirde işaret dilini ve dudak okumayı öğrenebileceği bir kurs bulmaktı . Kız kardeşi sağır ve dilsizdi ,doğru dürüst anlaşamıyorlardı,bu onu çok rahatsız ediyordu.Onun hayallerini duygularını tam anlayamamanın üzüntüsü vardı içinde.Gözleri uzaklara her daldığında, kafasındaki tek düşünce köyden kurtulup büyük bir şehirde okumak ve kardeşi için dil öğrenebileceği bir yer bulabilmekti.
Üniversiteyi kazanınca köyden ayrılmış çoktan okuyacağı şehre yerleşmişti.Şehre yerleşir yerleşmez kardeşi için düşündüğü adımları atmak için dolaşmaya çıkmıştı.Artık o şanslıydı ,şehirdeydi.İmkanlar daha fazlaydı köye göre.Yardım edemediği kardeşi vicdanını sızlatıyordu.Fakat artık ümit doluydu ,kalbi heyecandan çarpıp duruyordu.
Araştırmalar sonucu dudak okuma ile ilgili bir kurs bulmuştu.Çok mutluydu.Okul saatleri ile ders saatlerini ayarlar ayarlamaz kursa başlamıştı.Çok heyecanlıydı.Yıllardır birbirlerini anlayamadıkları kardeşiyle, neredeyse yeni tanışır gibi olacaktılar.Onun gerçek duygu ve düşüncelerini çok merak ediyordu.Annesi ,babası ve kardeşleri en çok da kendisi hakkındaki fikirlerini bir an önce öğrenmek istiyor , gelecek bu günlerin hayali onu heyecanlandırıyordu.
Az çok anlaşıyorlardı fakat bu ona yetmiyor ,kardeşinin her konu hakkında fikirlerini anlamak ,ona yakın olmak istiyordu.
Büyük bir hevesle ilk dersini almış notlarını tutmuş ve eve gelip çalışmıştı.Artık tam bir aydır bu kursa gidiyordu.Bir yandan derslere bir yandan da dudak okuma eğitimine önem veriyordu.Yoruluyordu elbette ki, fakat kardeşi için bir şey yapabilmek ona huzur veriyordu.Onunla hiç konuşamadan ,anlaşamadan ölmekten korkuyordu.Bir an önce öğrenip ona da öğretmeli ve kaybedilen yılların hesabı sorulmalıydı.
Güzel bir günde yine masasını öğrenci evinin balkonuna kurmuş ders çalışıyordu.Derse bir gömülünce zamanın balkonda nasıl geçtiğini anlamıyordu. Ailesinin gayretlerini boşa çıkarmıyor , başını derslerinden kaldırmayarak , emeklerini boşa çıkarmamaya ve şehirde kalabilip, hayallerini gerçekleştirme zorunluluğu hissediyordu.. Başarısız olup köye çağrılmak en büyük korkusu olmuştu.
Karşı apartman çok yakındı.Aslında ev arkadaşları balkona çok çıkmaması gerektiğini söylese de balkon ona ders çalışırken çok cazip görünüyordu.Öğrenci evi olduğu için karşı apartmanda oturan aileler rahatsız olup, şikayet ederlerse oralarda kalma şansları yoktu .
Yine bir ders çalışma esnasında, tam karşı balkonda çamaşır asan genç bir kız ilgisini çekmişti.Sürekli söylenen kız acaba şarkı mı söylüyordu? Ya da birisine kızmış da ona mı söyleniyordu?Bakamıyordu da . Baksa adı baktı olurdu.Bekar çocuklar karşı apartmana bakıp rahatsızlık veriyor diye bir şikayet gelse ne yaparlardı! Zaten zor ev bulmuşlardı.Arkadaşlarına da sebep olmak istemiyordu.Üstelik sıcak günler yavaş yavaş bitmek üzereyken ,kış günü nereden ev bulabilirlerdi .
Karşı balkondaki kız sürekli konuşuyor ,ilgisini çekiyordu.O ne genç bir kız olduğu biçin ,ne güzel olduğu için bakıyordu.Sıkıntılı bir hali vardı ,acaba deli olabilir miydi ,yada kötü bir şey yaşamış . Zamanla bu kızın derdi dert olmuştu ona .Belli etmeden onu izlemeye karar vermişti.Dudak okuma konusunda da aslında kendini sınayacağı bir ilk olabilirdi.
Kitabı önüne tutan genç ,kitap okur gibi yapıp kızın dudak hareketlerini okumaya çalışmaya başlamıştı.Ne dediğini cidden çok merak ediyordu.Çaktırmadan dudaklarına odaklanmıştı.
İlk kelimesi:
’’ Suç ben de mi’’idi.
Çocuk daha çok merak etmiş ve ilk kelimeyi hemen defterine not etmişti.
Gece yatınca onu düşünüyordu artık.Suç ben de mi derken ,şarkı sözü gibi gelmişti biraz da .
Boş şeylerin peşine düşmemeliydi .Okumaya gelmişti ama bir hedefi daha vardı ki, bu onun için iyi bir çalışma olabilirdi.Balkona çıktı ve yine dersinin başına oturdu.Genç kız o gün balkona çıkmadı.
Dersler yavaş yavaş ağırlaşmaya başlamıştı.İlk günler gibi değildi.O gün genç kız yine çamaşır asıyordu.Bakmayacağım ,saçma bir şey bu evden de atılacağım bunun yüzünden dedi ve bakmadı. Birkaç gün bunu denedi ama merak yakasını bırakmıyordu.Havalar serinlemişti artık .Balkon havası çoktan bitmişti.İçeride çok sıkılınca hırkasını sırtına alıp yine çıkmıştı.Köy çocuğu olmak başkaydı .Dört duvar arasında herkes gibi oturamıyordu.
Balkona kurulmadan kocaman bir kupayla çay almıştı .Hiç beklemediği bir anda yine o kız çıkmıştı balkona.Ağlayarak çamaşır asıyordu.Genç şaşırmıştı.Hiç bakmak istemediği kız sayıklıyordu.Gencin gözleri ister istemez genç kızın dudaklarında kilitlenmişti.
‘’Böyle yapmasaydı olmayacaktı,bunu ben istemedim ,ben istemedim asla istemedim böyle olmasını ‘’diyordu.
Genç ne kadar istemese de kilitlendiği dudaklar onu bir dehlize çekiyordu.Merak ve acıma hissi de eklenmişti gencin duygularına.Karışmamalıyım başım belaya girecek diyor ama kendini alamıyordu.Ne sıkıntısı vardı ,neler oluyordu acaba ? O gün kızın tek söylediği buydu:
’’Böyle yapmasaydı olmazdı ,ben istemedim böyle olmasını’’
Soğuk havalar kıyamayıp bazen düzeliyordu sanki öğrenciler için .Kış onlar için daha zordu.Böyle günlerde havanın tadını çıkarmak isteyen ve kızı merak eden genç hemen balkonu buluyordu.Genç kız da zaten soğuk olunca içeri aldığı çamaşırlığı ,güneşi görür görmez dışarı çıkarıyor ve çamaşırlarını asıyordu.Genç kızın yüzünde yine hüzün vardı.Çamaşır asmak belki de yalnız kaldığı tek andı.Onun için mi hep o asıyor, diye düşündü genç .Sanki çamaşırları asma işlemi hiç bitmesin istiyordu.Dertlerini asar gibi özenle ve ağırdı elleri.Yüzü gülmüyordu.Dünyası yıkılmış, bir daha hiç mutluluk uğramayacak ve ya onun için bitmiş gibiydi.
Ağır ağır uzattığı çorabı asarken bir kelime çıktı ağzından:’’Öldürmek kolay mı ,kolay mı can yakmak,kim ister’’ diyordu.Bu kelimeden sonra genç donup kalmıştı.Artık karışmamalıyım ya altından kötü, taşıyamayacağım bir sır çıkarsa diye düşündü ve bir daha bütün kış o balkona çıkmadı.
………….
Yaz geliyordu.Kış zordu bir öğrenci için .Genç gittiği kursu bitirmiş başarıyla belgesini de almıştı.Okul ve sınavların bitmesine daha vardı.Baharın güzel yüzü kendini gösterince balkon safaları yine başlamıştı.Kafasında hep o kız vardı.Fakat korkuyordu.Kitap okuduğu bir zamanda aniden yine o kız çıktı.Bu sefer balkon yıkıyordu.Genç belli etmeden kıza baktı.Yüz ifadesi biraz değişmişti.Sanki daha rahattı.Fakat yine konuşuyordu.Genç artık daha iyi dudak okuyabiliyordu.Çiçekleri balkona taşıyan kız ,onları suladıktan sonra balkonu yıkıyordu.Balkonu yıkadıktan sonra içeri girdi ve bir sepet dolusu çamaşırla tekrar balkona çıktı.Söylenmesi değişmemişti,sürekli söyleniyordu :’’Ben ona yapma dedim dinlemedi yine yaptı ne yapmalıydım,ben haklıyım,ben suçlu değilim ,ben bu yükten kurtulacağım’’diyordu.Anladığı kadarı ile birisi ona zorla kötü bir şey yapmıştı o da onu öldürmüştü ,bunu düşününce ilk önce korkan genç sonra hayal gücü yüksek veya hasta birisi olabileceğini düşünmüştü.Hasta gibi görünüyordu aslında ama deli de olabilirdi.Bunların hepsi bir delinin sayıklamalarıydı belki de.Onu takip edip deli olup olmadığına karar vermek istiyordu artık.Genç kız söylenirken:’’Asansör boşluğu senin sonun oldu ,durmalıydın’’ dedi.
Genç bu söz üzerine etrafta bir araştırma yapmaya karar verdi.Arkadaşlarına ve çevresindekilere bir bahane ile kaza geçirenlerden bahsedip ağızlarından laf almak istiyordu.Bakkalda açtığı bir muhabbette bir yıl önce asansör boşluğuna düşüp ölen bir asansör ustasının bahsi geçmişti.Bu ölümün nedenini araştırınca tam olarak bilinmediğini ,yorgun ,başı dönmüş gibi sebepler ortaya sunulduğunu öğrenmişti. Ayrıca oturdukları binaların birinde ikamet ettiği bilimiyormuş.
Genç bu olayın bu kız yüzünden olabileceğini düşünerek dikkatini kızın dudakları üzerinde yoğunlaştırmıştı.O yine konuşuyordu: ‘’O gün kimse yoktu o katta’’
Genç artık olayı çözüyordu. Sanırım asansör ustası sarkıntılık etmiş ve boşluğa itilmişti genç kız tarafından .Ne yapmalıyım diye düşüncelere boğulan genç çok zor bir duruma girmişti.
Balkona artık neredeyse onu beklemek için çıkıyordu.Gelince kalbine bir heyecan doluyordu çaresiz.Bu sefer balkonda onu otururken bulmuştu .Sayıklamalar çoktan başlamıştı .Başı biraz önde ,dizlerini kendine çekmiş ,ellerini bağlamıştı.’’Ben onu itmek istemedim ki ama durmadı ‘’ diyordu.Bu artık belliydi birisini bir yerden itmiş ve belki de ölümüne sebep olmuştu.Tekrar konuşmaya başladı ve ‘’sürekli aynı şey hiç durmadı ‘’ dedi.Artık bu şey neyse genç çok merak etmişti .Ne yapmıştı ,niye öldürmüştü?
Genç kız ağlarken tekrar sayıkladı ve ‘’ onu sevmek en doğal şeydi, sevmeliydim,o benim amcamdı ama olmadı’’dedi.
Genç garip olmuştu amca kelimesi geçmişti .Heyecandan yüzünün kızardığını hissetti ve yanaklarını tuttu.Anlam veremiyordu amcasını mı öldürmüştü yoksa?
‘’Çocukları her taciz ettiğinde bunu istemiştim,o çoktan hak etmişti.Kimseye söyleyemedim ,ona bile neden yapıyorsun diyemedim ama kendim hallettim ,ben suçlu değilim , bana yıllardır yaptıklarının cezasını çekmeliydi o çocuklara da aynısını yapmasını izleyemezdim ’’dedi.
Son noktaydı bu.Genç kız gözyaşlarını silerken karşı daireden donmuş halde kendine bakan genci gördü ve çok korktu.Anlamış olabilir miydi?
Korkuyla içeri girdi .Anlamış olamaz dedi ve rahatlamaya çalıştı.
………..
Akşam ekmek almaya çıkan genç kız ,balkonda gördüğü gence rastlayınca çok korktu ve hızlı adımlarla ilerledi.Genç kızın peşinden koşan delikanlı kızı çok korkutmuştu.Sonunda yetişen genç , sabahtan beri beklediği kıza elindeki papatyaları uzatırken :
‘’Gözlerindeki hüznün ,hüznüm olsun bu aramızda bir sır artık ‘’ diyerek onu asla ifşa etmeyeceğini ,belki de hak verdiğini ,yanında olduğunu beyan ederek genç kızın acısına ortak oluyordu.
YORUMLAR
Yazanın kafasındaki mutlu son. Adalet yerine gelmiş, her şey yolunda. Gündelik yaşamın kelimeleri kullanılmış yazı boyunca. Örneğin hep genç diye tarif edilmiş karşı balkondaki delikanlı. Gerçi yazıları deşmemeye, okuyup geçmeye karar vermiştim. Fakat bu yazıya ilişmeden edemedim. Konu çok açmazlı, her yanda karşımıza çıkmaya başlayan ve artık insanların kanıksamak üzere oldukları bir dram. En kötüsü kanıksanması. İşte her yönüyle bu konuları ele alan yazılar belki bu yüzden gerekli.