- 1722 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
CENAZE NAMAZINDA SORULMAMASI GEREKEN SORULAR
Cenaze namazı kıldıran imam, nasıl oluyor da mevtayı nasıl bilirdiniz ve cemaatin iyi bilirdik cevabına, imam nasıl oluyor da mevtanın iyi bir Müslüman olduğuna şahitlik eder misiniz demesine, yine cemaat şahitlik ederiz demesini aklım almıyor.
Ey imam, cenaze namazında böyle bir soruya gerek var mı? Cenaze namazı kıldırma kuralları kapsamında böyle bir soru sorma şartı var mı? Böyle bir soru sorarak oradaki insanları neden sorumluluk veya yalancı şahitlik yapmasına neden oluyorsun? Has bel kader bir cenaze namazına katılan biri, tanımadığı biri hakkında nasıl diyecek mevtayı iyi bilirdim ve iyi bir Müslüman olduğuna şahitlik ederim diye,.
Şu soruyu "belki" sorabilir imam, mevtaya hakkını helal eder misiniz ? diye, bu soru dahi gereksiz aslında... işin asıl önemli tarafı orada bulunan cemaattekiler de hiç tanımadığı ölen kimse için nasıl iyi bilirdik ve iyi bir Müslümandı diye? Şunu biliyorum her imam bu soruları sormuyor.... doğrusu da bu.. orada tanıyan veya tanımayan cenaze namazına katılan insanları zor durumda bırakmak doğru bir şey değil öyle sanıyorum , cenaze namazı kurallarında böyle bir şey yok,. cenaze namazının kılınmasıyla ilgili belli şartlar vardır kılarsın ve işi bitirirsin gerisi gereksiz şeyler,..
YORUMLAR
cenaze namazıyla ilgili iki önemli meseleyi ele almışsınız.."nasıl bilirdiniz ?" sorusunun çıkış sebebi belki aşağıda yer alan hadis olabilir..
enes bin malik şöyle dedi: "Rasulullah'ın yanından bir cenaze geçirdiler. sahabeler bu cenazeyi hayırla anıp övdüler. Rasulullah: "vacip oldu" dedi. sonra başka bir cenaze daha geçirildi. sahabeler bu cenazeyi de şer ile anıp kötülediler. Rasulullah yine: "vacip oldu" dedi. bunun üzerine ömer: ne vacip oldu diye sordu. Rasulullah:"önce geçen cenazeyi hayır ile anıp övdünüz, işte ona cennet vacip oldu..sonra geçen cenazeyi şer ile anıp kötülediniz, ona da cehennem vacip oldu. çünkü sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz" buyurdu...
hadisten şunu da anlıyoruz, demek ki Peygamber efendimiz zamanında böyle bir soru sorulmuyormuş..bu soruya verilecek cevap gerçekten de ölen için bir kurtuluş vesilesi olabilir ancak hangi niyetle çıkmış olursa olsun din'de bidat bidat'tir..
"hakkınızı helal ediyor musunuz ?" sorusuna gelince: bence esas sıkıntı yaratan soru budur..çünkü ölen kişi artık helalleşme yapacak durumda değildir ancak hakkını halal eden cemaatin bundan vazgeçme şansı yoktur..peki, ahirette ateşi uzaklardan görülen cehennemin korkusu insanları sardığı zaman, hakkımızı helal ettiğimiz o şahıs acaba bize hakkını helal edecek mi..hiç sanmıyorum...!!!.. "kardeşim sen hakkını kendi rızanla verdin; kafana silah mı dayadılar" demez mi..tek taraflı hak vermek insanı ahirette sıkıntıya sokar..kendi şahsıma katıldığım cenaze namazlarında şayet öleni tanımıyorsam imamın "nasıl bilirdiniz" sorusuna susuyorum.. imamın "hakkınızı helal ediyor musunuz" sorusuna da asla "helal olsun" demiyorum; sadece susuyorum..çünkü söz ağızdan çıktığı andan itibaren yazıcı meleklerin de şahidliğinde hakkınızı vermiş oluyorsunuz..bu işin şakası yok...
belki imam arkadaşlar alınacaklar ama böyle soruları sormak, ölenin avukatlığını yapmaktır ve oldukça da tehlikelidir....diyanetin bu konuyu ciddiyetle ele alması ve bizleri bilgilendirmesi gerekir..
saygılarımla...