- 1440 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
"Savaş birgün biterse ölüleri ne yapacağız?"*
Onlar savaşın katliamın simgesi haline geldiler. Onların acılarından doğan çiçeklerle beslenen mavi kelebekleri** simgeleştirdiler. Onlar acının tarihe kayıtsızca gözler önüne serilmesinin simgesi oldular. Onlar "Srebrenitsa Katliamı"nın kurbanları.
Takvimler 11 Temmuz 1995 senesini gösterdiğinde tarih unutulmaz bir katliama şahit oldu. 12 bin insan sadece ve sadece "Türk" ismi taşıdıkları için öldürüldü. Tarih Nazi Almanya’sından beri tekrar faşizmi yaşıyordu. Hiç bir suçu olmadan, müslüman olması bu insanlarının sonlarını getirdi.
Bu akıl almaz, mantık kavramaz katliamı kimler neden işledi, hala kafalarda soru işaretleri. Ama akılda kalanlar katliamda faşizanca atılan sloganlar ve katil nağraları. Sırp ve Hırvatlar, Boşnaklara "Türk" diyorlardı ve bu insanlar "Türkleri burada istemiyoruz, bütün Türkleri Türkiye’ye göndereceğiz" şeklinde sloganlar atarak bu insanları öldürdüler.
Savaştan sonra katledilen insanların kimlikleri bile tespit edilemezken, bir isim var ki, savaşın unutulmaz isimlerinden biriydi, General Ratko Mladiç. Mladiç, "11 Temmuz 1995 yılında Sırpların milli bayramları arifesinde Srebrenitsa’yı Sırp milletine armağan ediyoruz. Türklere karşı olan isyanın anısına, Müslümanlardan intikam almanın vakti geldi" şeklindeki sözleri vahşetin unutulmaz cümleleri haline geldi. Mladiç bu katliamın ardından 6 sene saklandıktan sonra 26 Mayıs 2011 yılında Sırp istihbaratı tarafından yakalanmıştır.
Yaşanan bu olayları anlatmaya kelimeler, cümleler yetmez. Yıllarca konuşulsa unutulmaz. Ama unutulmayan ve unutulmaması gerekenler vardır ki onlar;
-Sırplar 11 Temmuz-17 Temmuz 1995 tarihleri arasında kadınları ve çocukları ayırt ederek, yaklaşık 8 binden fazla genç ve yetişkin erkeği katlettiler,
-3 gün içerisinde silahsız 8372 sivil insan işkencelerle öldürüldü.
-Üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen, sadece bu yıl 409 yeni cesede ulaşıldı,
-Ölenlerden en küçüğü 10 aylıktı,
-Sırp askerler cesetlerin kimlikleri belirlenmesin diye cesetleri parçalayarak 64 bulan toplu mezarlara gömdüler,
-Ve en önemlisi Eski Yugoslavya için Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi 6 yıl aradan sonra Bosnalı Sırpların "soykırım" suçu işlediğini kabul ederek, katliamdan sorumlu komutanlardan birisi olan Sırp General Radislav Krstiç’i 46 yıl hapse mahkum etti.
Ama dilenen hiçbir özür, yapılan hiçbir girişim bu cinayetleri unutturamaz.
Adını "gümüş" anlamına gelen "Srebren" kelimesinden alan bu şehir, değerli maden rezervleri ve şifalı sularıyla ünlü olan kasabadan geriye sadece acılar ve kimliği belirsiz canlar kaldı.
Yazımı bitirirken şunlara değinmeden de geçemeyeceğim: Birçok ünlü medya kuruluşunun yaşanan bu katliamı ekranlarına ve sayfalarına taşımasına karşın, Türk medyasının aynı duyarlılığı gösterdiğini pek söyleyemeyeceğiz. Bu katliam Türk medyasında yeterince anılmamakta, her yıl 11 Temmuz’da bir kaç satırlık haber ve ya yaşananlara kısa bir lanet okuma ayininden öteye gitmiyor. Lütfen bu katliama karşı biraz daha duyarlılık. Unutmayalım, unutturmayalım.
Ve en önemlisi bütün savaşlar adına; "Savaş bir gün biterse kendimize şunu sormalıyız, peki, ya ölüleri ne yapacağız, neden öldüler?" sorularını sormalıyız...
*Özcan Alper "Gelecek Uzun Sürer"
**Mavi kelebekler, mezarlarda açan ölüm çiçekleri ile beslenen mavi kelebeklerdir. Bu kelebekler Bosna Savaşı’nın ve Boşnak halkının acılarının simgesi haline geldi.
YORUMLAR
Aynı duyarsızlığın buralarda da kök saldığını söylemek her halde yanlış olmaz.
Yazıyı okurken geçtiğimiz günlerde okuduğum bir başka yazı geldi aklıma. Sevgili Adem Dursun'un yazdığı yazıda bir tiyatro oyunundan söz ediliyordu. Ne yalan söyleyeyim, bir vesile bu oyunu izleyebilmek isterdim. Oyun, savaşta ölen askerlerin toprağa gömülememesini anlatıyor. Askerler toprağa girmiyorlar. Çünkü yaşamlarının baharında savaşa kurban verilmişler.
Savaş bitince ölülerimizi ne yapacağız? Kimse savaşırken bunu d üşünmüyor galiba. Kutladım düşündüren ve vefakar yazınızı.