- 755 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Dekoratif Bulutlar
Efendim yıllar önce yani yıllar önce dediğime bakmayın bir kaç yıl kadar önce Cnn Türk adlı televizyon kanalının ekonomi haberlerini sunardı Yiğit Bulut. İşte ne olduysa oldu, sunduğu programlarda sözünü ettiği ekonomik parametreleri değiştiriverdi kendileri.
O programları izleyince bilgilenir, hatta söyledikleriyle ilgilenir, ekonomideki gerçek görünüme dair fikirler edinirdi izleyici. Hükümet icraatlarının kimi yanlışları doğurduğunu göstermekten de çekinmezdi Yiğit Bulut programlarında.
Bir gün uyandı, bambaşka bir adam oldu. En iyi faiz bizde, en yoğun yatırım girişi bizde, sülvansyonlar alaşağı, kredi notumuzu düşüren kredi kuruluşları tükaka, hükümet en iyisini bilir.
Sihirli değnek kalemine değdikten sonra uçmaya başladı. Uçtu, uçtu, uçtu. İstanbul’un nemli havasından bunalmış olacak, Ankara’nın rüzgarına binip Başbakanlık Baş danışmanlığına atandı.
Mizah dergileri kendisini karikatürize etmekten gayet memnunlar. Onunsa umurunda bile değil. Gezi olaylarını faiz lobilerinin tezgahladığını söyledi beri Başbakanımızın da fikirlerini daha bir önemsediği ekonomi adamı oldu, her şey yolunda.
Dalkavukluk her dönem yöneticilerin enselerine yapışmış bir sülükleşme hali. Benim anlayamadığım, yönetenlerimiz neden severler bu dalkavukları? Soytarıları sevmelerini anlıyorum gülümsetiyorlar onlar. Ama dalkavuklar sürekli pohpohlayıp gaz dolduruyorlar deriyle et arasına. Sonunda o gaz deriyi yırtıyor, et çürüyor, dalkavuklar başkalarına dalkavukluk etmeye yollanıyor. Film hep aynı.
Geldiğimiz nokta sahiden acı. Geçenlerde üniversitede öğretim görevlisi olan bir kadın, İstiklal caddesinde yürüyor. Bir grup polisle karşılaşıyor. İddeaya göre polislere doğru dönüp hepiniz geberin inşallah diyor. Polisler buna çok sinirleniyorlar. Hepimizi gebertmeye kalkıştıklarını unutuyorlar, sen bize nasıl hepiniz geberin dersin diyorlar. Haklılar. Devletin memuru onlar. Gebermek, gebertilmek insana has bir terim değil ayrıca. Hem o polislerin ölmelerini istemek çok canice. Bu cümle kurulmuşsa gerçekten, yazık.
Fakat madem polis halk dayanışması isteniyor ve polis kendisine yönelen eleştirilerden rahatsız, aynaya bakmalı bir an önce. Zira eğer aynaya bakmakta gecikirse artık devletin polisi olmaktan vazgeçip hükümetin koruyucusu olduğu düşünülecek. O zaman da böyle nefret dolu ve nahoş söylemler artacak. Halkın içinden çıkıp halkı korumak adına görev yapan memurlar gidecek, yerlerini Yiğit Bulut gibi dönüştükçe zenginleşen, ama aynı zamanda azalan insancıklar alacak.
Uygulamalarıyla bazılarının alkışlarını, bazılarının eleştirilerini toplayan polisle geçmiş yıllarda ihtilal dönemlerinin bekası için bir sürü insanın canını yakan kimseler ne kadar da benziyor değil mi birbirlerine? O dönemlerde de sorulsa, işkincehanelerde cereyan eden hadiseyi kimileri destanlaştıracaklardı belki. Tıpkı bu gün Başbakanımızın gezi olaylarında polisin destan yazdığını söylemesi gibi.
Polis, gazeteci, bir de siyasetçi lazım şimdi bize. O ben değilim yalnız. Çünkü dekoratif bulutları gökyüzüme yerleştiremiyorum. Esenlikler dilerim herkese...
YORUMLAR
Çanakkale'de toplara, makinalı tüfeklere göğsünü siper etmişti Mehmetçik...
Ne günlere kaldık ki...
Elinde bayrak ve Atatürk posteri olan kendi vatandaşına panzerlerle, tomalarla, biber gazıyla saldıran, ama molotof kokteylli PKK karşısında sinen kişileri o destan yazan mehmetçiğe benzetebiliyorlar...
Ama çok görülmez...
Onlara göre Kurtuluş savaşı, Anadolunun işgal edildiği, Sakarya, Kocatepe v.s. yalanmış...
Böyle insanların eline kaldı Türkiye...
Yazık...
superbaba tarafından 7/11/2013 11:58:12 AM zamanında düzenlenmiştir.
Zannımca yiğit bulutun başdanışman olmasının pek bir önemi yok. Çünkü başbakan ne yalakalara danışır ne halkını dinler gözkapaklarının tahtadan olduğunu düşünüyorum.. biz yazalım çizelim çıkalım bağıralım dayak yiyelim ölelim gördüğü yok..Hele yiğitbulut gibi bir çiğnenmiş sakızın nesine ne danışacak? Buradaki esas mesaj gazetecilere: "yiğit gibi olursanız siz de ödülünüzü alırsınız"