- 965 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Pardon Sizinle Daha Önce Tanışmış mıydık ?
Sokağımızın köşesinde kalan hatıralar, apartman boşluklarından yankılanan gülümseyişler, merdivenlerde kalan buluşmalar ve duvarların üzerindeki silikleşmiş yazılarımız...
Geçmişi ve geleceği birbirine bağlayan bugünle ilgili kayda değer tek bir şey dahi yok; bugün, dün olduğunda mazinin verdiği anlamla değer bulacak. Güldüğüm, neşelendiğim o kadar çok zaman var ama onları hatırladığım zaman içimde oluşan burkulmanın açıklaması henüz keşfedilmedi. Tek sorun ilk yanlışımıza adım attığımız gün aslında. İlk hatamızı uyguladığımız günden bu yana işlerin pek rast gitmediği aşikar, acaba bizim ilk hatamızın hayatımızı bu kadar derinden etkilemesinin "yasak elmanın yenmesiyle" alakası var mıdır (ilk günah & ilk hata), where is the metafizik ?
•Masallarınızı anlatan kişi bu dünyayı terk ettiğinde, kendi masallarınızı kendiniz anlatmaya başladığınız vakit büyürüz ve artık masallar yaşanmaya başlar. Ölüm; insanı önce azarlar, sonra teselli edip büyütür.
Başka dünyaların kapılarını aralamak yaşamadığımız çoğu şeyin tecrübesini yaşatıp sonra da "dünya da ne kadar acı varmış, kahretsin" dedirtir. Sahi, tek bir çocuğun feryadı bütün gökyüzünü kırmızıya boyama yeterli değil mi ?
- Güçlü kadınlarla ilgili duyulan her safsataya inanılmaması dileğiyle...
- Sabırla yürüyeceğimiz zorlu yollar dileğiyle...
- Yine bir yerde okumuştum "insanlar aklında taşıdıklarıyla nereye giderlerse gitsinler değişen bir şey olmaz sadece iklim değiştirmiş olurlar", tebdil-i mekanda ferahlık vardır felsefesi duymasın.
♦ Bunca yıldır tanıyorum seni hâlâ neyi sevip sevmediğini anlamıyorum o kadar garipsin, dedi.
Nasıldı o şiir; bir ileri bir geri yok değil -ne ileri ne geriydi-
Yavaşça ölebilsem,
Yeni baştan dirilsem,
Duysam, görsem ve bilsem!
Ne ileri, ne geri,
Ne geri, ne ileri!
www.youtube.com/watch?v=VSYxkQNAIVQ