- 1163 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
içinde olmayı istedim..
suskunluğundan geldim şimdi...
valizlerimi bile açmadım..
kırış kırış yokluğunda boynuna geçireceğim kravatım ki yağlı ilmek gibi kelimeler..içine girmeyi istedim..yokluğunda is/te/mek özürlü bir eylem gibi duruyor ardında..kemiksiz dillerin ucunda..isterdim..orda olduğunu bilmeyi..kaldırıp derinin altına bakmayı..dem tutmuşken yüreğin acının 3-5 nöbetlerinde..gözlerinden uzak kalmamak isterdim..suskunluğunun keskinliğinde vücudumdan her kopardığın parçada gözlerine bakmak..acıysa acımak..güldüyse gülmek ama gözlerine bakmak..gülenin olmak..sence neden isteyebilirdim bunu ve devamında neden istiyorum..şayet bu ikimizin de bildiği bilindik bir senaryo ise yaşanacaklar zaten yaşandı..alınacaklar alındı ve verildi verilecekler..peki neden bu diş bilemeleri..düşe geçirdiğimizi mi dişe geçiriyoruz?...yem olmak mı bu? Yenmek mi? Yoksa tam ortasında olmak mı sıcağının? Veya yetmedi yüreğinde hiçbir tanıma ait olmadığını bilmek mi? İtmek mi? İtelemek mi bu? Sahi sen..ağaçta seyrettin mi meyveleri? Olgunlaştığına inanır mısın zamanla? kuşların misal olgunlaştığında şahin olduklarına..yalnız kuşların değil martı ve serçelerinde..peki sen zamanın kendi içersinde olgunlaştığına inanır mısın? İnsanların zamanla olgunlaştığına? Bir insanın bedeni yedikleri ve içtikleriyle mi olgunlaşır..sahi bunun adı büyümek değil midir? zamanın nezaretinde büyüdüm..zam/an benim yaşımdaydı...aynı boydaydık..omuzları omuzlarıma denkti ki elleri ellerim kadar..peki bedenimin olgunlaşması için zaman kadar gerekli olan kavram neydi? iz/ler mi?..olgunlaşma beraberinde neyin habercisidir? ne olursun olgunlaştığında? misal elma olgunlaştığında yenir..yüreğime düştü elmayı sever miydin sen? veya erik sever misin sen? sana bir tane erik versem..bana öyle geliyor ki kokusunu daha çok seversin sen ve anladım ki bir son içindir tüm bu serüven... lakin sen tenimde biriktirdiğim tüm izler/imi ölüm için mi sanıyorsun? O zaman hiç öpmediğin alnımın tam ortasında telaşsız duran bir tırpan izi olmaz mıydı? ne içindi peki yüreğimde bu ürperti hala neden di ve neden di tırnaklarımı tenine geçirmem kasık ağrılarına inat...sözlerim düşüyor ıslağına ve gözlerime teninin teri bulaşmış..inandırmaya yetmiyorsa her uzvuna bulaşmış mavi yaşatmayada mı yetmez sanıyorsun? Orada olduğunu bilmeyi istemek..zihnimin her yerinde..her dem..sürekli ve sapık bir fikir gibi eğreti durmak...ama orada olduğunu bilmek..bil/mek..baktığım her objede ve her boya kokusunda..içtiğim suda boğulduğumda bir şey olmak seninle orada olduğunu bilerek bir şey yapmak.hani elle tutulur..bilinebilir bir şey..basit bir şey..misal senin işlerinin yoğunluğunda maskeni hazırlarken ben ihmal ettiğin aynaya senin yerine uzun uzun baksam..sen pencere kenarında yağmuru izlesen..ben eşiğinde izlesem seni..ne delice öpüp içine girdiğim olur yüzün, nede dışında kalabildiğim..asla olmayacak bir şey gibi gözüken lakin olanı biteni bilen..göğüs kafesindeki kemiklerle seninle bir tuzak yapmalı mesela ve hiçbir şey sağ kurtulmamalı ki ardımızda bırakabileceğiz tek iz kemiklerimiz olacak unutma..yetmedi seninle bir cümle yazmak yüreğindeki kırılmayı ve suskunluğu tamamlayan bir ses olmak için beraberce ki yüreğime çizdiğim cemalinden başka bir şey yoktu ortada..ve bil ki sevgili derinin gözenekleri içinde olmayı isterdim kokunu duyunca ilk ve sonra tenimin altında olmanı suskunluğunda...
(...)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.