AŞK
Her evde yaşanılan olayları tahmin etmeye çalışarak yaptım, çıktığım tüm yolculuklarımı..
Bazıları şanslı doğardı dünya dediğimiz bu boşlukta..
En büyük pişmanlığım aşka doğru yaptığım bu yolculuktu.. Beni yoran şeyleri sevdim.. Arkamdan saf diye adlandırdıkların da mutlu olurdum.
Kötü olmaktan daha iyi gelirdi Saf olmak.
Bilmezdim ki saflığın salaklık olarak adlandırıldığını.. Bilmezdim ki bana safça gelen gülüşlerin küçük düşürücü kahkahalar olduğunu..
Çocukluktan gelmeydi direnişlerimiz belki de..
Belki lüks oyuncaklarımız olmadı,olmadı gelip geçici heveslerimiz.. Bize ne öğretildiyse kıymet bilmekten, hep sevgiden yana olmamız gerektiğiydi belki..
Belki o yüzden yandı bu kadar canımız..
Olsun.. düştük evet, var bizden büyük yaralarımız..
ama biz seninle yine bir bedende tek CAN’IZ..
Hayatımda yeniden isimlendirdiğim insanken, o insanın , senin bi anda çekip gitmen değil miydi beni yanlışlıklara iten ?
Evet yeniden isimledirilmiştin dünyamda..Adın AŞK’tı benim dünyamda.. yaşadığın bu kalpte eşsizdin..
Benzerin yoktu dünyada, dünyamda..
Sende onlar gibiymişsin ; kötüymüşsün aslında..
Nasıl kıyabilir insan sevdiğine ?
Derdim,sevmediğini bilmediğim zamanlarda..
Tüm sevgimi verdim dediğim insanın bir anında bile olmamanın acısını, ayrılık adını verdiğimiz o duyguyu yaşadığım gün tattım..
Büyüdüğümü, terkedildiğimi farkettiğim an hissettim..
Terkedildiğim gün, bitti dediğin gün değildi benim için..Başkasının olduğunu öğrendiğim gündü..
Değişmezmiş insan ben yine o saf kız..
Yeni yeni yürümeye başlayan o çelimsiz,cılız kız sana ağlayan..
Yazmıyordum uzun süredir , hamlaşmış kağıdım, zorsunur olmuş kalemim..
Ama yine de vazgeçemez olmuş anlatılmaya, şaha kalkmış duygularım..
Bagımsız ama bir o kadar birbiriyle bütün halde kelimelerim..
Unutulmuştun, ama akan kanımda bile hissettiğimdin.. Dedim ya AŞK’tın ve anlatılmaya değerdin..
Ve bir kez daha anlatıldın..