"Oldies but Goldies" Party
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Anlamakta zorluk çekiyorum. Oysa son derece anlamaya iştiyaklı bir yaratılışım vardır. Evet yazık ki anlamaya uğraştıkça imkansızlaşan bir kaosun derinlerinde kıvranıyorum bu meselede.
Her millet kendi asaletiyle hayatını sürdürür. Diğer milletlerden daha üstün tutar mevcudiyetini. Hep bir numaradırlar kendi dar çerçevelerinde. Hayatlarına bakarım fertlerinin. Benim hayatımdan daha iyi yaşadıkları konular varken, daha fazlasının tadını çıkardığım yanlarımı bulurum. Sonra aralarındaki kavgaları izlerim uzaktan. Zira yakından bakabilecek mesafede değilim. Kendimi bildim bileli süren savaşlar gördüm. Kendi iç savaşlarımızın dışında.
İsrail-Filistin savaşı başlayalı kaç yıl oldu hatırlayan var mı? İsrail bir parmak dokunuşuyla kırdıkça Filistin halkını, yağmur bereketi gibi yeni bebekler doğup büyüyüp elleri sapan tutar oluyorlar çarçabuk. Analarının babalarının büyüdüğü gibi büyüyorlar. Ellerinde sapan, hangi dakika öleceklerinden habersiz, kelle koltukta bir hayat bekliyor daha doğdukları anda.
Bugün canımı acıttı aklıevvel bir efendi. Elbet beni bilenin benden bekleyeceği o kibar üslupla, aldığı cevabı kulaklarına küpe etti inşallah.
Efendinin konuyla ilgili yorumu bire bir şuydu: “Vallahi bir şey söyleyeyim ben, bu Filistin İsrail meselesinde İsrail’i haklı buluyorum. Topraklarını İsrail’e para ile sattılar. Bilmem kaç yüz milyon tanesi bir araya gelip üç milyonun hakkından gelemiyorlar.
Soruyorum; hanginiz hükümet politikasıyla ilgili halk olarak birebir sözünü nazını geçirebiliyor Milletin Meclisine. Ne kadar zam verirlerse ona rıza etmiyor musunuz? Ne yiyeceğinize, ne giyeceğinize varana kadar hükümet efendi karar vermiyor mu? Siz de çok canınız sıkılırsa bir iki Güven Park’ta yahut Abdi İpekçi parkında toplanıp meclisin yoluna doğru yürümüyor musunuz en fazla. Kim dinliyor peki sizi? Rahmetli* Süleyman Bey’in lafını bilmeyen var mı yeni neslin dışında : “Yollar yürümekle aşınmaz”, derdi ya hani. Yapılan eyleme ne kadar saygı duyduklarına en tipik örnek.
Kime sorsanız hükümete oy veren başkaları. Peki, oy verenlerin tepesini attıracak kadar ortalığı gerenler kimler. Bangır bangır meydanlarda toplanıp sloganlar atıp "ya bizim gibi olacaksınız ya hiç var olmayacaksınız" türü meydan okumalarıyla. Mazlum gibi görünmesini sağlayıp başımıza getiren muhalefet yanlıları şimdi niye bir şeyden haberleri yokmuş gibi sersem sepelek siyaset yapmaya uğraşıyorlar hala…
Bugün Filistin meselesine bu minvalde bakan sözde okumuş, mürekkep yalamış, memleketimin aydını geçinen “oldies but goldies party”lere katılan sonradan olma burjuvalar, çıktıkları kabukları beğenmez hallerinden vazgeçip gözlerini açarlar mı bir gün acaba?
Ortadaki satıştan Filistin halkının payına düşen sorumluluk, bütün bir sorumluluğun yüzde kaçıdır acaba? Hükümetleri de sorumlu görmüyorum artık. Zira hükümetler değişiyor ama yazık ki benim ülkemdeki kokuşma ve bozulma bir türlü düzelmiyor. Bir sorumlusu olmalı bu gidişin mutlaka. Ülkeye tepeden bakanlar, aşağıda yürüyen küçük insanlara “aptallar, size müstahak” bakışları atmaya devam ediyorlar yazık ki.
Halk her sorunda kendini sorumlu hissediyor. Aşağılık mahlûklarmış gibi ezik, çaresiz işsizliği, enflasyonu siyasi skandalları, hortumlamaları bile kendi hatasıymış gibi sinesine çekmeye mecbur oluyor. “Biz adam olmayız” diye düşünmeye alıştırılalı uzun zaman oldu.
Topraklarımız bir silahlı saldırıyla ellerimizden alınmıyor, tersine gözlerimizin içine bakıla bakıla parsellenip hediye ediliyor yabancılara. İşin sonu nereye varacak peki. Bugün hak etti denilen Filistin halkı yalın ayak, başıkabak mücadele veriyorken topa tüfeğe karşı sapanla, yarın aynını biz yaşamayacak mıyız Fırat havzasında sanıyorsunuz. Vaadedilmiş topraklar diye gördükleri sınırların bir ucunun bize dokunduğunu bilmiyor musunuz?
Bugüne dönüyorum şimdi. Suni gündemlerle ottan betten meselelerle haber bültenleri çok büyük meseleler varmış gibi doldurulurken, meselelerin konuşulması gereken kısımları ört bas ediliyor sürekli. Buzdağının altındaki kısım çok büyük. Ekonomik politikası bile olduğuna inancımın kalmadığı bir memleket burası.
Hangi kurulu sistem işliyor, eğitim sistemimi, sağlık mı, adalet mi hangisi? Ben size söyleyeyim amelelik eden halk eşek gibi çalışmaya devam ediyor ama hiçbir politikası olmayan hükümetlerin biri gidip biri geliyor başımıza. Provokatör Türkiye düşmanları için bulunmaz bir zemin. Derin devlet denilen yapılanma kendi arasında memleket kurtarıyor veya belki de batırıyor bilen yok.
Her dönemde görevinin başında durduğunu bildiğimiz tek bir yapılanma kalıyor, işleyişin sorumluluğu ile ilgili elimizde. Türk bürokrasisi. Yani, hangi hükümet gelirse gelsin Başbakan’a mihmandarlık eden hukukçular, ekonomistler yahut başka sözde memurlar. Memleketi yönetenleri yönetenlerden bahsediyorum. Her satış anlaşmasını yöneticinin önüne hazırlayıp koyarken bir kaç dakikalık brifingle özet geçenler. Her sayfasını tek tek okuyup neye imza attırdığını bilen o kıymetli ve sarsılmaz yerlerinde "kimler geldi, kimler geçti" şarkısını en iyi söyleyen insanlar.
Çok manidar bir söz geldi şimdi aklıma "Hükümetler gelirler ve giderler, bürokrasilerse hep aynıdır ve hep varolacaktır."
Filistin’den sorumlu olan bürokrasinin kardeşi olan Türk bürokrasisi…
Üst perdeden gazel okuyan özel üniversitelerden mezun kabuğunu beğenmez şımarık züppelerle doldu memleket. Şimdi işimiz eskisinden de zor maalesef...
YORUMLAR
Sevgili Noa buyurmuş ki :
BU SİTEDE KULLANICILARIN BAŞKA KULLANICILARI ENGELLEME MEKANİZMASI VAR.
KULLANICILAR BAZI KİŞİLERİN DÜŞÜNCELERİNİ VEYA BAZI DÜŞÜNCELERİ KENDİ ESERLERİNİN ALTINDA GÖRMEK İSTEMEYEBİLİRLER.
OLABİLİR.
ANCAK, BİRİNİ HEM ENGELLEYİP HEM DE ENGELLEDİĞİNİZ KİŞİNİN YORUMLARINI ALIP EDİTLEYEREK VE CIMBIZLAYARAK İŞİNİNE GELENLERİ KENDİ İLETİNİZ ALTINDA SIRALAMAK SURETİ İLE MEKANİZMANIN BU ŞEKİLDE KULLANILMASI YAZIN SANATI VE İLETİŞİMİNİN AHLAKINA DA, ERKANINA DA HEM SIĞMAZ HEM DE YAKIŞMAZ.
BUNUN BU ŞEKİLDE UYGULANMASI, BUNA SEYİRCİ KALINMASI...
...
YAZIN ADABININ BU DERECE SUİSTİMAL EDİLMEBİLECEĞİ AKLIMA GELMEZDİ.
BİR ORTAMI YANSITAN ÜYELERİDİR, BİR ÜYEYİ YANSITAN ORTAMDIR.
DÜŞÜNCE VE FİKİRLERİN EMEK HALİNE DÖNÜŞTÜĞÜ BU ORTAMLARDA İNSANLARIN YAZILARINI HEM ALIP KIRPACAK DEĞİŞTİRECEKSİN HEM DE GÜNÜN YAZISINI YAZMIŞ OLARAK ÖDÜLLENDİRİLECEKSİN.
BANA GELMEZ BÖYLE İŞLER.
HOŞÇAKALIN.
Muhatabı olmadığım bir konuda neden benim yazımın altından böyle bir yorum yaptığınızı anlayabilmiş değilim. :) Meselelerinizi muhataplarıyla çözebilecek kadar olgun olmasınız bana kalırsa. Engelleyen ben olmuş olsam yorumunuz görünüyor olmazdı öyle değil mi :)
Sıkmayın ama canınızı zaman zaman bahsettiğiniz insanlarla bizde karşılaşıyoruz ya da cidden engellenmesi gerekenler çıkabiliyor haddini bilmeyen karakterde olanlardan.
Sıkmayın canınızı Sayın NOA :)))
"Hükümetler gelirler ve giderler, bürokrasilerse hep aynıdır ve hep varolacaktır."
Öyle maalesef...
Baştan sona katılıyorum yazdıklarınıza sevgili dost...
Yorum değil imzamı bırakıyorum bu satırların altına...
ASRAN yazar da günün yazısı olmaz mı...
Yürekten kutluyorum sevgilerimle...
DÖRT DÖTLÜK ÖZELLİK !..
FETİH SON AYET DER Kİ:"EY ÜMMET-İ MUHAMMET!"
KAFİRE KARŞI ŞİDDET;İMANLIYA MERHAMET;
ALNINDA SECDE İZİ TEVRAT’TAKİ İŞARET...
İNANÇLI BAŞAKTIR DER, İNCİL’DEKİ BİR AYET !...
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
SİYASİ – SOSYAL HAYAT !...
Kutsal değerleri reklam misali ,
Parti parti yaptık şaştı ahali ,
Sözde aynı önder : Muhammed - Ali ;
Bektaşi-Mevlâna semah dön aynı !
Hoca Ahmet Yesevî’yiz yön aynı!...
???????????????????????????????????????????????
İki şiiri tam anladığımızda ne demek istediğim anlaşılacaktır.Reaksiyoner hareketler daima davanın dışındakilere zaman ve zemin kazandırır.Davanın sahiplerini ise birbirine düşürerek kendi silahlarıyla intihara mecbur eder.1973 yılından itibaren İmam-Hatip Lisesi öğrencisi olmam sebebiyle İsrail düşmanlığıyla akıncılık yapan "DON-KİŞOT" ların içinde bulundum.8 yıl da İmam-Hatip Lisesi'nde öğretmenlik yaptım.Hep aynı terane...Kahrolsun İsrail ...Yaşasın Filistin... Sonuç resmi belgelerde.İsrail'le hiçbir sivil hükümetin yapamadığı anlaşmaları hatta Kenan Evren'in bile ERBAKAN HOCAEFENDİ imzaladı.Hocanın bir bildiği vardır diye yalayıp yuttular münafıkça te^vil ettiler.Amerika Saddam'a elçi atadaın beni dinlemiyorsun diye çoğunun dudak büktüğü zavallı Ecevit'i alaşağı edip Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanı sıfatıyla talebesini iktadara taşıdı.İsrail hiçbir hükğümette bulamadığı imkanlarla Irak ve Güneydoğu'ya yerleşti.İşi bittiğinde hocaları gibi bunları da tedavülden kaldıracaklardır.Bu zihniyet Türkiyedeki 80 öncesi bütün komünistleri yetiştiren Flistin Kurtuluş Örgütü'ne canını verme narası atarken Doğu Türkistan'da,Azerbaycan'da,Bosna'da ölenler için sadece yardım parası toplayıp onu da her zaman olduğu gibi gizli kasalarında kaybetmişlerdir.
SAKIN FİLİSTİNLİYE YÜREĞİMİN YANMADIĞINI DÜŞÜNME...BENİM İÇİN HA KARABAĞ HA FİLİSTİN HA SUDAN..BENİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN ÖNCE MÜSLÜMAN SONRA DA HER MAZLUM İNSAN...
İNSANLIĞIN DÜŞMANI SİYONİSTE - MASONA
LÂNET OLSUN BUNLARLA SAVAŞMAYAN İNSANA
;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;
DUYGULARINIZI İNCİTMEMEK EKSİK DE OLSA İYİ NİYETLE YAZILMIŞ BU YAZINIZI GÖLGELEMEMEK İÇİN FAZLA UZATMIYORUM...KUR'AN'A DAVET EDİYORUM....
BU SİTEDE KULLANICILARIN BAŞKA KULLANICILARI ENGELLEME MEKANİZMASI VAR.
KULLANICILAR BAZI KİŞİLERİN DÜŞÜNCELERİNİ VEYA BAZI DÜŞÜNCELERİ KENDİ ESERLERİNİN ALTINDA GÖRMEK İSTEMEYEBİLİRLER.
OLABİLİR.
ANCAK, BİRİNİ HEM ENGELLEYİP HEM DE ENGELLEDİĞİNİZ KİŞİNİN YORUMLARINI ALIP EDİTLEYEREK VE CIMBIZLAYARAK İŞİNİNE GELENLERİ KENDİ İLETİNİZ ALTINDA SIRALAMAK SURETİ İLE MEKANİZMANIN BU ŞEKİLDE KULLANILMASI YAZIN SANATI VE İLETİŞİMİNİN AHLAKINA DA, ERKANINA DA HEM SIĞMAZ HEM DE YAKIŞMAZ.
BUNUN BU ŞEKİLDE UYGULANMASI, BUNA SEYİRCİ KALINMASI...
...
YAZIN ADABININ BU DERECE SUİSTİMAL EDİLMEBİLECEĞİ AKLIMA GELMEZDİ.
BİR ORTAMI YANSITAN ÜYELERİDİR, BİR ÜYEYİ YANSITAN ORTAMDIR.
DÜŞÜNCE VE FİKİRLERİN EMEK HALİNE DÖNÜŞTÜĞÜ BU ORTAMLARDA İNSANLARIN YAZILARINI HEM ALIP KIRPACAK DEĞİŞTİRECEKSİN HEM DE GÜNÜN YAZISINI YAZMIŞ OLARAK ÖDÜLLENDİRİLECEKSİN.
BANA GELMEZ BÖYLE İŞLER.
HOŞÇAKALIN.
noa tarafından 5/1/2008 1:11:39 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili Asran...
Seni şiirlerde gördüm,tanıdım hep;böyle muazzam bir bakış açın ve nesir kalemin olduğunu ilk kez şimdi far ettim;affet...
Ben bu yazını;12'den sonra günün yazısı olarak görmek ve haklı yerinde salınışını izlemek istiyorum...
Eline,diline,fikrine ve cesur kalemine sağlık...
TEBRİKLERİM VE SEVGİMLE...
Ben derim ki: bizi bize düşürenler yine başarıyorlar.
her gelene hain dedik ve diyeceğiz. çünkü birileri dememizi istiyor.
her yapılana kötü dedik ve diyeceğiz..
kim gelirse gelsin yaranamayacak...
pireler deve yapılacak ve dağlar paspasların altına saklanacak, böyle yapılmasa da yapılıyor gibi gösterilecek..
millet tam anlamıyla korkutulacak.
milletin güven duygusu ayaküstü bir ameliyatla şimdiye kadar alınmış ve şişmdiden sonra da asla verilmeyecek.
her ob yılda bir alınıyordu bu duygu kalplerimizden şimdi her sene hatta her ay bir şekilde alınıyor.
neden hiç kimse birbirine güvenmiyor?
herkes mi hain?
gerçekten mi?
...
..
.
meselenin bu yönü bilindik bir yön olmasına karşın asıl olarak ekonomik bir yönelimimiz var oda kendimizi küreselleşmeye entegre etmek ki bunuda bir hayli başarmış bulunuyoruz..
o nedenle ben burada sevgili yazarla ayrılıyorum bizim gibi kapitalizminin devlet eliyle yarı çarpık geliştiği ülkelerde ekonomik yapıyı hep ekonomik yapıların en üstleri belirler buda bizim dışımızda olan birşeydir o nedenle "küresel saldırı küresel direniş" denir...
filistin meselesine gelince keşke biraz daha yazsaydınız dün israille tank anlaşmasını imzalayan ülkelerden biri olduğumuzda yazsaydınız 1994 yılında hani şimdilerde siyonist israil müslümanları katlediyor diyen cenah...sizce ne kadar tutarlıdır...
mühür kimdeyse süleyman odur efendim o yüzden burjuva kalemşörlerinin dönemsel değişikliği hep ola gelmiştir
bu ülkede hep farklı değerlendirilen marksistlerin çokça dediği gibi "ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığınızı elde edemezsiniz"
ama o sapan tutan ellerin büyüklüğü mutlaka yenecektir namluların soğukluğunu beyrut'un harebe sokaklarında çocuk yaşta savaşan aslanlar kazanacaklar özgürlüklerini ...ki özgürlük parayla alınıp satılacak bir şey değildir...herhalde bunu en iyi bilenlerin Türkiye'de yaşayan insanlar olması gerekir...
kalın sağlıçakla
Ayaklarımızla doğunun (ortadoğu) topraklarına basarken, yüzümüzü batıya çeviririz.
bir yanımızda kesif bir ortaçağ karanlığı...( bu tabir bile durduğumuz yeri ele veriyor ; doğudaki ortaçağ batıdaki kadar karanlıkmıydı ki ?...)
Öbür yanımızda saldırgan haçlı seferi mantığı..
işi kolay, ikisinin yanında SAF tutanların ...
Usta bu konuda o kadar çok söz söylene bilir ki , seni kimin incittiğini bilmiyorum ama sen ZÜPPE diyorsan öyledir o bir züppe dir...
Safını tutmuş bir züppe ...
Sadece siyonist bir düşüncenin renklerini taşıyan bir züppe...
Benim aklıma çok duygusal bir açıklama geliyor gerçi....ama onu da söylemeye utanıyorum....
sevgiyle kal usta ,
Umudumuz var bir gün ağlama duvarında gerçekten ağlayacaklar ...
sevgili ASRAN , yil 2003 ben kackarlar'daydim . ( zirve icin en son kamp bölgesi ; dilberdüzü'nde ) orada israilli'lerle tanistim . öyle anlattik onlarla .. o kadar coktular ki sastim kaldim ben .
israil'den cantasini alan iki genc kiz yalniz basina oralara gelebiliyor düsün yani .
sabah erken kalkip kayalarin üzerinde ibadet lerini yapiyorlardi .. sonra da zirveye tirmanisa gidiyorlardi .
nedir bu dedik , inan 100 - 150 kisi kadar vardilar . bunu pek kimse bilmez . iste onlara V a d e d i l e n t o p r a k l a r mis ya .. onlar oradalardi ondan ..
bu yazin mutlak bir gazetede veya bir dergide yayinlanmali ...
canigönülden kutluyorum.
sevgilerimle .
anlamlı yazınız; benim diyen en kral köşe yazarının yazısından bile daha anlamlı, aklıcı, daha gündemci, daha yaratıcı, daha cesaretli..
yazıya olduğu gibi katılıyorum.. hatta ekleme bile yapmak istiyorum.. yahudiler urfadan da toprak almaya başladılar.. fabrikalar kuruyorlar, hastaneler açıyorlar, işyerlerine zemin hazırlıyorlar.. bankaları satın alıyorlar.. çocuklarını buradaki hastanelerde doğuruyorlar..
aynen filistinde olduğu gibi.. sıra bize mi geliyor demek için geç kaldık.. sıra bize çoktan gelmiş.. devletle el ele vermiş oturmuş seyrediyoruz..
Güzel...Az ama çok az...Kifayetsiz...Belki sizin nezaketiniz el vermedi...Son zamanlarda çevremde sürekli çoğalan beyin ve ruh fukaralarını gördükçe ben, daha ağız dolusu şeyler geçiriyorum içimden...
Bu kavga her şeye rağmen insan kalabielenlerle güce tapınan ve kendini koruma iç güdüsüyle -bencilce saf değiştirenlerin kavgası...Ve hiç bitmeyecek...İnsanlar ancak gerçek bir testten geçerken tanınır olabiliyorlar maalesef...Kimin adam olup olmadığı diplomasından, marka elbisesinden ve aptal huzurundan deği, haksızlık ve zulüm karşısında net tavır alıp alamamasından ölçülüyor...
"Dönen dösün ben dönmezem yolumdan" diye haykıran duyarlılığınız ve asaletiniz karşısında saygıyla eğiliyorum...
"Hadi toplanın yer yüzünün bütün şeytanları
Kalan tek gözünüze İsmailler çok bizde
Atacak Filistin kadar taşımız var..."