- 791 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SEYYİD AHMET
Karşıma çıktı, paylaşmak istedim. Hakan Albayrak- Ebu Zer’den alıntıdır.
KURTULUŞ SAVAŞI’NDA BİZE DESTEK OLAN BİR LİBYALI: SEYYİD AHMET
"Yıl 1915: Libya’da işgalci italyanlara karşı savaşan Senusi Tarikatı, Mısırlı Müslümanların aralıksız erzak ve teçhizat sevkiyatı sayesinde mevzi üstüne mevzi kazanıyor. Mısır’a hükmeden İngilizler, italyanların hırpalanmasından hoşnut oldukları için bu yardımlara göz yumuyorlar. Derken Osmanlı Devleti Almanya’nın yanında Büyük Savaşa giriyor ve Padişah, Halifelik sıfatına dayanarak, Senusileri Mısır’daki İngiliz kuvvetlerine saldırmaya çağırıyor. Senusi lideri Seyyid Ahmed’e elçiler gönderen ingilizler, "Tarafsız kalırsanız Senusi Tarikatını Libya’nın meşru siyasi iktidarı olarak tanırız. Ayrıca size Mısır’ın Batı Çölündeki bazı vahaları veririz" diyorlar. Seyyid Ahmed’in yardımcılarına göre çok iyi bir tekliftir bu. Halifenin ilan ettiği cihad Almanların güdümünde bir saldırısavaşı olduğu için aslında cihad değildir, üstelik Hilafetin adı var kendisi yoktur, ayrıca Türkler 1912 yılında Senusileri italyanların karşısında yalnız bırakıp gitmişlerdi... Bunları anlatıyorlar Seyyid Ahmed’e. "Türklere borcumuz yok" diyorlar; "Kendi işimize bakalım" Ne var ki Seyyid Ahmed, Muhammed Esed’in tabiriyle "şövalyece" bağlı olduğu Halifenin emrine itaat ediyor. Bedeli çok ağır oluyor bu kararın: italyanların yanısıra İngiliz ve bilahare Fransızlarla da savaşmak zorunda kalan Senusiler, Libya’da kazandıkları mevzileri birer birer kaybediyorlar...
Yıl 1919: Büyük Savaş bitmiş, Osmanlı yenilmiştir. Fakat Anadolu’da bir kurtuluş hareketi filizlenmektedir. Seyyid Ahmed derhal Anadolu’ya gidiyor. Mustafa Kemal’le beraber direnişi organize ediyor. Şehir şehir dolaşıp Anadolu ahalisini cihada çağırıyor. Kuvvacıların pek dindar olmadığı yönündeki propagandalardan etkilenmiş olan Anadolu, sarıklı ve sakallı bir şeyhi de aralarında görünce onlara güven duymaya başlıyor...
Ve 1923: Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanmış, Cumhuriyet kurulmuştur. Türkiye siyasetinde İslamî söylemlere artık yer kalmadığını dehşetle fark edenSeyyid Ahmed derin bir hayal kırıklığı içinde Suriye’ye hicret ediyor.
Orada ne yapıyor biliyor musun? Mustafa Kemal ve arkadaşlarının politikalarını tasvip etmediği halde Türkiye’yle birleşmeye çağırıyor Suriyelileri. Bu yolda gayret sarf ederken ölüyor. Ve unutuluyor. Daha doğrusu unutturuluyor! Bize karşı İngiliz iş tutan Şerif Hüseyn’i her gün bin kere anan zevat, bizimle beraber İngilizlere karşı savaşan Seyyid Ahmed’i bir kere bile anmıyor. Çünkü devir fitne devri. Seyyid Ahmed fitnenin çarkına çomak sokar!"
Hakan Albayrak’ın ismini duyunca yazmış olduğu bir şiir geldi aklıma.
Her şey bir rüzgara bakıyor ağabey
Bakma esrar çekip mayıştıklarına
Bir gün var ya bu mağripli çocuklar
Bir gün yakacaklar Paris’i
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.