- 882 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RAMAZANDA İFTAR SOFRALARI
RAMAZAN AYINDA İFTAR SOFRALARI
Müslümanlarca kutsal sayılan 11 ayın sultanı Ramazan ayını bitirmek üzereyiz. Gelecek ramazanlara sağlıklı bir şekilde tekrar ulaştırmayı Allah cümlemize nasip etsin.
Yazımın başlığından anlaşılacağı gibi Ramazan aylarına mahsus olmak üzere akşam ezanının okunması ile birlikte o günün orucunun nihayet bulmasına iftar denir.
Ülkemiz insanlarının yaşam şartlarına göre iftar yemekleri bazı ailelerin lüks otellerdeki astronomik ve gösteriş meraklısı iftar sofraları ile Anadolu’da bazı yörelerin kendilerine özgü iftar sofraları arasında çok çeşitlilik arz ederler.
Birkaç gün evvel bazı kendilerini Müslüman olduğunu zanneden bir gurubun Conrad Otelinde herkesi kıskandıracak bir iftar yemeği veriyor. Meclis başkanımız Sayın Cemil Çiçek ise “Ramazan’da herkesin kendine özgü sorumluluklarını hatırlatması gerektiğini söyleyerek iftarda yenilen bir çok yemeği görmeyen ve ihtiyacı olan insanların var olduğunu söyledi. Yemeyip mutfağa geri gönderdiğimizin zerresine muhtaç olan insanlar var. Böyle iftarları bu ramazanda iptal edelim” diyor ve bizlerde Sayın Cemil iç ek’in sözlerini alkışlıyoruz ve takdir ediyoruz.
Ülkemiz insanlarında iftar sofralarına ait iki örnek vermek istiyorum.
Birincisi; Karabük Kadastro Müdürlüğünde görevli iken mahalle bir mahalle muhtarı Vali, Vali yardımcısı, Müftü, Daire Müdür ve yardımcıları ile kendilerine özgü bürokratlara iftar yemeği için davet ederken ister istemez muhtara “Valinin, Yardımcılarının veya Daire Müdürlerinin iftarda ne işi var. Bu binada mevcut gariban insanlar, şoförler, odacılar ile mahallendeki fakir fukara halkı niçin iftara çağırmıyorsun” dediğimde “Ya Necati Bey .Bana makamına vardığım zaman işlerimi anında bitirecek kimseler olması lazım, benim zibidi takımı ile ne işim olur” İste Sayın Cemil Çiçek’in açıklamak istediği konu budur.Yani günümüzdeki iftar sofralarının kimlere açık olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek Bakın büyük şehirlerde ki şatafatlı iftar sofralarında ekabir takımı tabir ettiğimiz insanlar ile din alimlerimiz baş köşede, İçlerinde muhtaç bir tek kişi bile bulamazsın. Bu mudur? İslamın istediği ramazan iftar sofraları.
İkincisi ise Anadolu’nun bazı yörelerinde ise iftar adetleri ise bambaşka güzelliklerle dolu. Örneğin İstanbul’da Pastacılar ve Şekerciler oda başkanı ve çok sevdiğimiz abimiz Muzaffer Şener’’in Safranbolu’da görüştüğümüzde Araç ilçesine bağlı Pınarören köyünde iftar yemeğini vermesi için geldiğini, Köy Muhtarının mali durumu iyi olan hemşerilerine ramazan ayına mahsus olmak üzere belirtilen bir günde iftar yemeği vermeleri için işi organize ettiği. Sıranın da kendisinde olduğundan bahisle, dost, arkadaş, zengin, fakir, herkesi iftara davet ederek üzerine düşen görevi eda etmenin mutluluğunu yaşaması her insana nasip olacak bir hadise değildir. İnsan olmanın, insanca yaşamanın ve yaşatmanın onur ve gururu budur. Ülkemiz yoksul insanlarının fakirliklerini omuzlarından alıp akşam iftarın tokluğu ve hafifliği ile böyle gelenek, görenek, örf ve adetlerimiz de varmış diyerek Allah’a şükrediyoruz. İste iftar sofraları zengin fakir gözetmeksizin Pınarören köyü örf ve adetleri örnek alınarak yapılması Anadolu kültürü ile yetişmiş insanlar olarak İslamın ve inancı gereği de budur diyoruz. Selam olsun böyle Anadolu kültürü ile yetişmiş insanlara, örf ve adetlere saygılı olanlara:
İnsan olarak şereflendirdiğimiz bu alemde insan kalabilmek için “insaf” diyoruz. Şatafatlı iftar sofralarına açlığın kol gezdiği dünyada böyle iftarlar sofralarına nasıl bakılır. Bu insafsızlığın, merhametsizliğin, vurdumduymazlığın ve görgüsüzlüğün en temel şahididir.
Ramazanda oruç tutmak, sahur vaktinden akşamın iftarına kadar aç durmak değildir. Lüks otellerin lobilerinde, muhteşem manzaralı kulelerde görkemli iftar açanlara şunu söylemek isterim. Oralarda hizmet eden hizmetçilerin garsonların emeklerini düşünün, fakir fukarayı düşünün, israfla çöpe attığınız yemekleri hayatında bile görmeyen insanların varlığını düşünün, akşam iftarında ağzına aldığın bir zeytin tanesini tanımayan insanları düşünün, yarın ne yiyeceğim diyen yoksulları düşünün, Afrika’da açlıktan ölen insanları düşünün.
Fatih Sultan Mehmet’in bir ramazan akşamı Edirne’deki sarayından fakir bir aileye akşam iftar açmak için misafir olduğunda sadece içecek çorbası bulunan aileye çorbasının çok lezzetli olduğunu söyleyip bunun ne çorbası olduğu söylediğinde ailenin “darhane” yani fakir çorbası olarak kabul edilen Tarhana çorbasının olduğu kabul edilirse. Koca Osmanlı padişahı bir iftar yemeğinin tarhana çorbası ile yetindiğini hatırlatmak isterim.
Hangi dinden olursan olursanız olun. yeter ki akıl ve vicdan sahibi olun..
Sağlık ve mutluluklarla dola nice ramazanlar dilerim.
Görüşmek üzere hoşça kalın
Necati KESKİN
[email protected]
04.Temmuz.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.