- 1071 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Diren
İtham edilen (açık iftiradır aslı) taş atma, yakıp yıkma, camide içki içme gibi iğrenç örneklerin aslında can çekişen iktidarın kendisini kurtarmak için kurguladığı politik bir karşı hareket olduğunun herkes farkında... Bunu anlamak için çok zeki olmak gerekmiyor objektif ol yeter... Bu nedenle atılan iftiraların açıklanmaya çalışılması veyahut kanıtlanması bence gereksiz bir iş artık çünkü halkın en az %50 sini temsil etmeyen bir hükumet aslen hükmünü de yitirmiştir. Kağıt üzerinde bir evrak iktidarıdır gerisi lafı güz ah... Hükumet eliyle devlet ve makam olanakları kullanılarak Cumhuriyete karşı açılan savaş açık ve nettir. Hükumet meclise girerken ettiği yemini tutmamıştır. Dini değerleri de buradan ölçülebilir... Gerek cehaletten, gerek çıkar amaçlı ya da dini duyguları sömürüldüğü için iktidarı destekleyen güya bir %50 var ki onlar da bu ülkenin vatandaşıdır ve Cumhuriyet karşıtı bu eylemi doğru tahlil edemedikleri için desteklemektedirler. Bu direnişte Sanatçıların, Aydınların, Bilim insanlarının, Akademisyenlerin ve özellikle de Üniversite öğrencilerinin hedef alınması da aklın yolunun bir olduğunun açık kanıtıdır. Aldığı kararların, politik hatalarının ve Cumhuriyet düşmanlığının vatan hainliğine eş değer bir suç olduğunun bilincinde olan iktidar geri adım atmayacaktır zira bu vebalin altından kalkamaz ve işlediği ağır suçun bedelini ödeyemez. Bu sebeple de kazanmaktan başka bir seçeneği olmayan iktidar bu yolda atılan her adımı mubah görecektir... Polise zulüm emirleri veren iktidar kendi halkına verdiği zarardan ötürü polisi ödüllendirmiştir. Çılgın Türklerin (çapulcu da deniyor) beklenmeyen tepkisini büyük çabalar ve şiddetle bastırdığını düşünen iktidar şiddete olan inancını arttırmış ve; TSK dan Cumhuriyeti koruma yetkisini kağıt üzerinde kaldırmıştır. MİT i operasyon el bir güce dönüştürme kararı almış, personel sayısını arttırmış ve "yargılanamaz" yasasını çıkartma yolunda adımlar atmıştır. Bu açıkça Mit yani devlet görevlisi insanlar verilen emirleri yerine getirir ve yasalar önünde yargılanamaz demektir. Yani yasal emirler almayacaklarının bir diğer adıdır. Korku, şiddet, baskı ve sindirme politikası krallıklarda ve emperyalizmin orta doğuda kurduğu suni Arap ülkelerinde görülen bir uygulamadır. Orta doğunun durumu da gözle görülür şekilde ortadadır. Bunu objektif bir gözle 10 yaşındaki bir çocuk bile çok net anlayabilmektedir. Tüm orta doğunun örnek almaya çalıştığı, hem Müslüman hem de Demokratik olma örneğinden orta çağ karanlığına sürüklenmekte olan Türkiye Cumhuriyeti vaktiyle yabancı ülkelerin ve işgallerin karşısında dahi tüm olanaksızlıklara rağmen dimdik durabildiği gibi bu gün çok daha vahim olan ve kendi içinden çıkarttığı düşmanlara karşıda dimdik ayakta kalabilmeyi başaracaktır... Yol haritası ve önderi Mustafa Kemal Atatürk olan bu ülkenin gençleri "Gençliğe Hitabeyi" ezbere bilir. Makam ve devlet saygısı olan bu millet sert bir tepki vermediyse, bu ancak iktidar sarhoşu olanların şımarmak için değerlendirebilecekleri bir konu gibi görünebilir. İş Özgürlük, Bağımsızlık ve Cumhuriyet söz konusu olduğunda ne gaz bombaları, ne de top tüfek bu milleti durdurabilir. (Kıssa) Söz konusu olan Vatansa gerisi teferruat oluverir...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.