- 675 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KAHVEME DÜŞEN
Gözlerim kapalı , kahvenin kokusunu çekiyorum içime. Sıcaklık dağılıyor yüzümde. Derin bir nefes alıyorum . Karıştırıyorum dönen dünyayı görmek için. Kocaman bir çember oluşuyor.
Fincandan dışarı yüzlerce kelebek kanat çırparak çıkıyor. Kirpiklerimin etrafında kendi çapında bir fırtına. Bir acayip tınıyla , renkli bir orkestra.
Başımın etrafında dönüyor onlarcası . Çemberi genişletip daraltıyor renkli kanatlar. Kulağıma fısıldayıp çekiliyorlar. .Sonra , yek bir vücut oluyorlar olanca hızlarıyla ; uzaklaşıyorlar ufukta.
Yutkunuyorum.
Kahve yakıyor boğazımı . Küçük bir çocuk fincan uçurumunda ayaklarını sallıyor boşluğa. Mırıldanıyor ince sesiyle. ‘benim güzel annem , ninniler söyle bana’
Yüzünü görüyorum yakından . Acıyla büyümüş çocuk tebessümü yerleşmiş gözlerine. Korkuyla karışık , anne özlemi hayallerinde. Kendi çizdiği anne resmine söylüyor şarkısını. Hayalindeki anneye. Hiç sahip olamayacağı anneye...
Bir o yana bir bu yana savruluyor fincan. Buz gibi bir tat var şimdi boğazımda. Ama devam yudumlamaya diyor ensemde bir melek , dokunuşuyla…
Bir yudum daha alıyorum şimdi olabildiğince acı kahvemden. Bir adam şarkı söylüyor yankılanan sesiyle. ‘Sen benim hiç sevmediğim sessizliğimsin. Sen benim hiç ısınmayan ellerimsin’
Aşk kokuyor kahve , aşk kıvranıyor çırılçıplak ruhların gezinen eleriyle.
Acı duyuyor adam . Uzaktan sevişlerin yakan kavuran özlemiyle. Satırlara döküyor , satırları öpüyor ,satırlarda uyuyakalıyor…
Dönüyor fincan masada. Savruluyor üzerime soğumuş kahve. Yüzüm gözüm , giysilerim kahve lekesiyle doluyor bir anda. Diniyor sonra bu fırtına. Bitiyor her şey. Açıyorum gözlerimi.’ Hanımefendi ,iyi misiniz ‘ diye bakan endişeli garsona cevap veriyorum.
Evet, şimdi iyiyim…