- 603 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HİÇ Mİ ONURUNUZ YOK
Sizden öncekiler 40 yıl aynı teraneyi tekrarladılar.
Siz de oniki yıldır kafa ütülediniz:
Avrupa Birliği de Avrupa Birliği...
50 küsür yıldır sizin yüzünüzden boynumuz hep büküldü. Ne tavizler vermediniz, ne kılıklara girmediniz ki...
Kıbrıs’ta geçmiş mücadeleyi karalarcasına onursuz bir sayfa. Evet-hayır cambazlığı yaptınız, masaya koyduğunuz tüm tavizler gitti. Devamını istediler, yine istediler, ver, ver, ver! Ama alınanlar hanesi kocaman bir sıfır. Kaç defa itiraf ettiniz, Kıbrıs konusunda BM, ABD ve Avrupa bizi aldattı diye... Hala KKTC’ni tanıyacaklar diye bekliyorsunuz.
Bekleyin bakalım!
Avrupa sevdanız yüzünden İslam düşmanı NATO’ya boyun büküp gerdan kıvırıp Müslüman ülkelerinde Müslüman katliamına ortaklık ettiniz. Dökülen kanlar her tarafınıza bulaştı. Halen bu garabete devam etmektesiniz.
Bakın Türkiye’de biz iktidar olduk, biz sizin medeniyetinize hayranız, sizinle hareket edeceğiz, biz de artık sizdeniz diye gözlerine girmek için İslam düşmanı papa heykelleri altında teslimiyet belgeleri imzaladınız. Bu bizim en büyük utançlarımızdan biri olarak tarihe geçti. Silmek ve yok saymak ne mümkün?
Bizi artık kendilerinden olarak kabul ettiler diye bayram bile ilan ettiniz. Gündüz gözüyle havai fişekli, anlı, şanlı bayram...
Medeniyetimizi domuz, şarap, zina, lutilik medeniyeti seviyesine indirebilmek için kanunlarımızı hallaç pamuğu gibi attınız.
Ömürleri İslam düşmanlığı için fırıldak çevirmekle geçmiş bulunan iki yüzlü Haçlı liderleri ile al takke ver külah, aile mahremiyeti seviyesinde dostluklar kurdunuz.
Medeniyetler arası, dinler arası, kültürler arası, eşbaşkanlıklar almayı büyük onur kabul ettiniz. Geçmişteki Haçlı vahşetlerini medeniyet alışverişi gibi göstermeye kalktınız. Bu uğurda daha nice naneler koklanıldı. Her defasında tamam bu son, artık bizi kendilerinden kabul ederler diye umuyordunuz. Ama gördünüz ki özlediğiniz vuslat hep başka bahara, başka kışa erteleniyor..
D-8 in önünü tıkadınız. Avrupa Bakanlığı bile kurup egemenlik bağışlamaya amade hale geldiniz yine yaranamadınız!
Ama o da ne?
Üç beş bin kişilik -sizin deyiminizle- aktivist ile “gezi” olaylarında ülke yangın yerine çevrilmek istenmiş, kapısında nöbette durmakta olduğunuz Avrupa çevreleri devletimize ve sizin şahsınıza ateş edercesine acaip garaip kararlar almaya başlamışlar. Tamamen Haçlılık gaye ve karakteri ile...
Bir sabah baktık ki, Avrupa hakkında yüzseksen derece çark ettiniz. Hadlerini bildirdiniz. Kararlarını yüzlerine çarparak iade ettiniz. Sizi tanımayanı siz hiç tanımadığınızı söylediniz. Bunların düşman olduğunu anladığınızı ifade ettiniz. Sözlerini de şahıslarını da alıp alıp yere çaldınız!
Ne yalan söyleyeyim, heyecanlandık. Alkışladık. Tamam artık düzelirler, Avrupa konusunda oniki yıldır kırdıkları onurumuzu bundan böyle tamir ederler diye düşünmeye başladık.
İki gün geçti geçmedi ki, sizden aynı teraneler gelmeye başladı:
Avrupa yolumuzu kimse engelleyemez!
Ey Alman ey Merkel, Avrupa Birliği’ne girişimizi engellersin ha!
Gelirsek oraya şöyle yaparız, böyle yaparız! Bizim kim olduğumuzu öğrenmek için Fransa’ya bak Sarkozi’ye bak!
Zaten şaşkındık, şimdi iyice kafalarımız karıştı:
Size göre Avrupa Birliği nedir, karar verin?
İdeal bir medeniyet mi?
Hıristiyan birliği mi?
Egemenliğimizi teslim edebileceğimiz emin bir kuruluş mu?
Haçlı ruhunun hayata geçirilmesi için kurulmuş bir birlik mi?
Faiz lobisini kalkan olarak kullanan düşmanlar topluluğu mu?
Burnumuzu yere sürtmeye çalışan zalimler birliği mi?
Yeni anladığımız düşmanlar topluluğu mu?
Karar verin artık!
Hergün başımızı bir o yana bir bu yana çevirmekten boynumuz yalama oldu!
Onurumuz yerlere serildi!
Yeter artık bir karar verin!
Allah rızası için bir karar verin!
AVRUPA SEVDASI
Bize uymaz domuzu, kilisesi,
"Sömür, öldür" dür en etkili sesi!
Yetti Avrupa sevdanız, durdurun,
Bu çiğnenen milli onurdur, durun!
Ekrem Şama
[email protected]
YORUMLAR
Aynı olumsuzlukları pek çok üyeliğimiz için söylememiz mümkün. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin dahil olmadığı avrupa birliğine kıbrıslı rumlar alındılar. Hiç kimse alınmasın, ırkçı filan değilim. Ankara antlaşmasına bakınız, sonra garantör devletler sözleşmemize. Orada kıbrıs konusunda şu denilmektedir: Garantör devletlerin tümünün birden üye olmadığı bir topluluğa o devletlerin dahil olmadıklari herhangibir yapıya rum veya Türk tarafının dahil edilmesi mümkünsüzdür. Mealen böyle bir ibare var ve bu kesin.
Ak denizde petrol aranması hadisesine ne demeli? Daha pek çok konu var ve en önemlisi, gezi olayları ülkemizin gündemini haklı olarak meşgul ediyorken, israil natoya üye oldu. Bu haberin doğruluğundan tam emin değilim. Ancak sanıyorum doğru olsa gerek. Biz veto edebilirdik, hani bir dakika bir dakika diyorduk ya. Biz bir dakikalığına ışıkları kapatıp açarken, birileri yine bir dakikada hallediverdi meselesini.
İsrailin natoya üyeliği niye önemlidir? Çünkü artık israilin düşmanları bir nato üyesi olan ülkemizin de düşmanlarıdır. Yani Filistinliler düşmanımız bizim biline.
Hiçbir ülke ile kurulan ilişkileri doğru temellere oturtabildiğimizi söyleyemiyorum kendi adıma ben. Pek çok politik hata yapılmakta, bunları dillendirenlerin akibetleri ise malum. Vatan haini ilan edilmem içten değil bunları yazdığım için. Cadı avında avlanmama da şaşırmam. Fakat hakkı ve haklıyı tutup kaldırmaksa insana yakışan, değer bütün bunlara. Çoğuna katıldığım yazıyı kutluyorum. Tabi yazıdaki dip ve satır arası mesajları da okudum. Yazının yazanı şu an karşısında durduğu ekolün bir ton daha başkasını savunuyor, benim aksime. Ancak yine de ülke memfaatleri bağlamında aynı yerde durabildiğimiz sürece herkesin dilediği ekolün savunucusu olmasında bir behis görmüyorum.