Düşselim
Öteki benden eksilen sözler yırtsın bakalım soytarı gece karanlığını...
Bir zerdali ağacı altında düşselleşmek miydi gerçeğe düşen yaprakların aniden savrulması uzak bir kente... durulanabilir miydi insan yağan yağmurla , karartılmış bir ruha nasıl hükmedebildi o insan...
Anlayamıyorum iklim gerçekten değişti mi bu kentte yoksa ben o kentin ikliminde mi yaşıyorum hala.
Ben sancıtırken her bir yerimi , sende hep yüceldi utancın kırmızı tonu...
Ama sanırım karartmak yetmedi sahipsizliği... Giz perdeleri ardı ardına açılır mı sandın ekranlar çoğalırken... savamam yüreğime yerleşen ihaneti...ekran ne kadar da yazsa hükmü yok yaşımıza.
Zaman iletisi aslında ne dündü ne de yarın ...zaman neydi söyleyeyim mi sana ; sallanır sanılan o bayrağın esintisinde yitirdiklerimizin öyküsündeki karanlık sokakları aydınlatan lamba altlarındaki duaydı..
Buhurlar yükselirken ki sahipliğimize düşerken cemre somurtmak aceleciliğinde yüceltmiştik ya sabrımızı şimdi çekilen eziyete kimin ruhu edilgen bilmiyorum... öteki benden eksilen sözler yırtsın bakalım soytarı gece karanlığını...
(duvarı istediğin kadar beze renklere , ihtişamı yıkıldı gitti 12 Mart depreminde...)
Ne çıksa da dudaklarımın arasından ,sana ulaşmadan vurulur gider bir ay doğuşu vaktine bile yetişemeden...
Gündoğuşu ismimin anlamıysa ; turuncu adamlar şaşkındır ya kapımda , ayın doğuşu bende tariflenmez ; ben kilidi olmayan bir kapıda ısrarlıyken...diyiveriyorum gecenin bir vakti uzak kentteki yabancıya. Yabancı, tabii ki ne demek istediğimi anlamıyor belki de hiç kimse anlamıyor...beni her boşluğumda dolduran sen bile belki artık...
kargalar...o gece bir an düşündüm senle ilgisi olup olmadığını... boşuna düşünmüşüm kelebekler ölürken , martılar susarken kargalara neden senden bir şeyler yansısın ki... evet koca adam sen de küçüldün sonunda... her dağa çıkılmazdı ama her dağın bir doruğu vardı çıkılıp yüceltmek için ruhu... biz o dağa çıktık ama yolda o kadar yara aldık ki , oraya yığılıverdik ne geri dönecek ne de ilerleyecek gücümüz kalmıştı.. bir süre devindik karayla , mücadele ettik, olmadı... kaybettik birbirimizi.
Sonra yıllandık , yıllandırdık ...
Duvarlara ve sayfalara yansıyansa sadece koca bir hiçti...
Roda Uyanık
"