İnsanlar köprü kuracakları yerde, duvar ördükleri için yalnız kalırlar.-- newton
büyükharman
büyükharman

Olanaksız

Yorum

Olanaksız

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

749

Okunma

Olanaksız

Olanaksız

Eğer tutunduğun halatın diğer ucu bir yere bağlı değilse yandın demektir.

Yapay ve hayali siyasi açılımların, paketlerin, hareketlerin sonu fiyaskodur.

Dünyayı küreselleştirmeye çalışıyorlar. Özgür devlet yapılarını törpülüyor, ortadan kaldırıyorlar. Bir yandan tek sistem, tek dil, tek para birimi ve tek yönetime zorluyorlar. Öte yandan Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Afrika’da, Uzakdoğu’da, Ortadoğu’da, Hindiçini’nde küçük küçük devletler oluşturmaya çalışıyorlar. Bunda bir şeytanlık sezmemek aptallıktır.

Bir millet oluşturuyorsun ve ona bir devlet bahşetmek için yırtınıyorsun. Üstelik halkın isteği ile değil, halkın zaaflarını kullanarak. Ne amaca yönelik bu tür gayretler içine giriyorsun. Elbette babanın hayrına değil. Sen sömürücüsün, amacın daha kolay sömürmek. Bunu anlamak için akil olmaya ne hacet.

Türkiye’nin genelinde yurttaşların her biri kendisini farklı köklerden gelmiş bilir. Bunun sakıncası yok. Açıkça ve mertçe sorulması gereken; o farklı yurttaşların devletleri içinde onurlu, güçlü, mutlu ve özgür yaşama şanslarının olup olmadığıdır.

Net ve kesin olarak bilinmesi gereken şudur: Doğu Türkiye insanı için açılım veya mutlu yaşam; başkalarının dayattığı, ittirdiği, zorladığı hüsranla sonuçlanacak oyunlar değildir.

Tarihe iyi bakınız, toplumbilim sentezlerini etüt ediniz, bölge etnografisini noktasına virgülüne varıncaya kadar ezberleyiniz. Öyle büyük savaşlar olmadan, yüzbinler ölmeden, dünyanın altı üstüne gelmeden bölgeyi hayalinizdeki şekle sokamazsınız. Yeni dünyadaki hayalperestlerin kayığına binip okyanusa açılmaya kalkmayınız. Onların tuzu kuru. Savaşları kendi ülkeleri dışında yapıyor ve o savaşlara kendi asil (!) vatandaşlarını değil, toplama/ paralı askerlerini gönderiyorlar. Bu işten de iyi para kazanıyorlar. Yenilmek de, yarı yoldan dönmek de pek hayati değil onlar için.

Sakın aklınızdan çıkarmayınız, Kürt davası diye ortada dolaşanlar halktan kopuktur, dönektir, sizi de kolaylıkla satarlar, zaten kendileri de satın alınmış kişilerdir.

Ortadoğu’da güçlü bir devletsiniz. Birileri Lice’de size karakol yaptırmıyor, birileri Cizre’de farklı bir ordu kuruyor. Yani devlet mevlet ortadan kalkmış. Bu bölgede bu kafayla fazla yaşatmazlar seni kardeşim. Ben AKP hareketi saf, iyi niyetli ve toy olabilir diyorum. Çünkü o denli aptal, o denli hain olabileceklerini düşünemiyorum.

büyükharman

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Olanaksız Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Olanaksız yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Olanaksız yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
büyükharman
büyükharman, @buyukharman
1.7.2013 03:00:27
"Hakkı verecek olan devlettir, hükumettir." önermesine katılmıyorum. Bu toplumcu yönetimlerde olabilir. Toplumcu yönetimlerde ise devletin gerçek yöneticisi yani hükum/eti halkın kendisidir.
Çağımızın egemen yönetimlerinde hakkın olanı zorlayarak alabiliyorsun.
Teşekkürler.
Etkili Yorum
Müsadenizle
Müsadenizle, @musadenizle
30.6.2013 20:56:41
10 puan verdi
Uyuşturulan insan, ne tarihi okur, ne de gerçekleri kabullenir.
Cahil gelmiş, cahil gider.
Türk; aynı haklara sahip olan halkların uluslaşmış adıdır.
Oysa hiçbir zaman aynı haklara sahip olmadık.
Ne aynı yoldan geçtik, ne aynı şarkıyı söyledik.
Ne aynı yemeği yedik, ne aynı çeşmeden su içtik. Ne de öyle rahat yaşayabildik. Hepsi yalan. Toklar açların halinden anlamadı. Lüks yaşayanlar, sefillik içinde boğulanları görmedi..
Eşekler çalıştı, atlar yedi.
Aynı haklara sahip miyiz diye sorun bir garibana; “ben bilmem devlet baba bilir.”diyecektir. Aç kalsa da açız diyemiyor. Bugün bile yetkililer “ananı da al da git” diyebiliyorlar garibana.

Bizler “küçük kalkar büyüğe bakar” kültürüyle yetiştik. Çocuk aileyi, aile toplumu, toplum devlet büyüklerini örnek aldı. Ayrıca büyüklerimiz kime oy vermişse, biz de spor takımı tutar gibi parti tuttuk.
Çünkü cahildik, cahil kalmamız siztemin işine geliyordu.
Sistemlerin kurbanı olduğumuzun farkında bile değildik. Sistem bizlere neyi dayattıysa ona inandık ve uyguladık.
Kimin ne çektiğinden habersiz, ülkenin çirkinliğini-güzelliğini, acısını-tatlısını yaşadıklarımızdan ve gördüklerimizden ibaret sandık.
Oysa insanlar sınıflandırılıyordu, insanlar dışlanıyordu, hatta öldürülüyordu, katilleri kah aklanıyor, kah suçları örtbas ediliyordu bir yerlerde, ama biz göremiyorduk. Birileri ülke güzelliklerinden mahrum ediliyordu biz göremiyorduk.
Çünkü sistem bizi kör etmeyi çok güzel beceriyordu, bu onun işiydi.
Hala da öyle. Örneğin sisteme hizmet eden medya, bize ne sunarsa o bilgiyle sınırlı kalıyoruz. İyiyi kötü- kötüyü iyi gösterse inanıyoruz.

İşte geldiğimiz nokta.
Hiçbir suçu olmayan halklar birbirini suçlayıp duruyor, çektikleri eziyetleri birilerine ödetmeye çalışıyorlar. Eşeğe gücü yetmeyen, semerini tekmeliyor.
Ülkece ölüm kalım savaşı vermekteyiz.
Küçükken eline harita alıp şehircilik oynayanlar, şimdi dünya haritası üzerinde oynuyorlar oyunlarını. Kimse engel olamıyor. Bu yüzden artık hiç kimse güvende değil. Her an birileri bir komploya kurban gidebilir. Kurbanların katilleri de çok kolay örtbas edilebilir.

Ülkemizde(her kesimde) halk; bilgi, eğitim ve okuma oranı çok düşük olduğundan ve cahil kalındığından bir arada yaşamanın güzelliğine erişemedik. Bu yüzden herkes herkesi çok kolay harcayabiliyor.
Cahil insanlar acıma hislerini de zamanla yitiriyorlar.
Yüzyıllarca cahil bırakıldığımızdan, mantıkla değil, duyguyla hareket ettiğimizden dolayı da, ırkları (türk-kürt-alevi-sunni)suçlamaktan öteye gidemedik.

Irkçılık yapmakla ve birilerinin oyununa alet olmakla bir yere varılmaz. Bilgiyle, teknolojiyle, akılla hedefe varılır. İğrenç oyunlarla, içten pazarlıkla değil. Bunlar sadece yıkım ve felaket getirir, ki bunun da hiçbir kesime faydası olmaz.
Eğer özgür olmak istiyorsak, zorlukları yenmek istiyorsak bütün olmalıyız. Parçalanmanın kimseye faydası olmaz.
Bu oyunların kurucu olanlar da yine bizim ülke yöneticilerimiz.
Son yıllarda Abd nin parçala-böl-sat oyunu bizim ülkemizde iyi oynanıyor, bu oyun güzel tuttu. Bir başka oyun da, insanı aç bırak, kendine muhtaç et ve kişiliğini satın al. Bu da iyi tuttu.

Hem millet bölünüp parçalanıyor, hem ülke. Belki Türkiye yıkılmaz ama zayıflayacağı kesindir. Araziler, yollar, köprüler, kurumlar bir kılıfına uyduruluyor ve satılıyor. Türk-kürt-alevi-sunni biribirne düşürülüyor, ayrıştırılıyor-kutuplaştırılıyor.
Çok büyük oyunlar oynanıyor ki, bu kadar küçüldü topraklarımız.
Çok büyük oyunlar oynanıyor ki, bu kadar koptuk birbirimizden.
İsterse devlet içinde bir değil, beş devlet kurulsun.
Bu kin, bu nefret, bu adilik, bu hainlik bölünmeyle de bitmeyecek.
Oyunlar devam edecek.

Hak, hiç bir suçu olmayan garibanı öldürerek alınmaz.
Hak, halkı suçlayarak, kaba kuvvet uygulayarak ve de cezalandırarak alınmaz.
Hakkı verecek olan devlettir, hükumettir.
Sen sömürücü sisteme yalakalık yap, halkı cezalandır ve hak iste.
Bu sadece art niyetliliktir.

Teşekkürler
Saygılar


Müsadenizle tarafından 6/30/2013 9:49:23 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.