- 719 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Hep Hiç
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hiç Hep
Tüm, hep noktalar hiçten yansır, hiçi göstermek için.
Bu yazımda size “Hiç” in “Hep”i göstermesi; “Hep” in “Hiç”i göstermesini anlatacağım!
Evvela yanılgıları belirtmeliyim; bizzat şahit olmadığımız her şey yanılgı listemizde bulunmalı. Bunlar, şimdiye kadar öğrendiğimiz tüm nakli, kutsal veya bilimsel öğretilerdir! Bunlardan bizzat kişinin bilinç edindikleri kalsın, diğerleri bir kenarda konuyu anlayana dek dursun!
Evrensel algıyı açmak için kişi önce kendi zatını bilecek! Kendimizi seyredeceğiz, “İlim kendin bilmektir”; ruh, beden ve boyutlarda bir tur atacağız!
Kişi kendini seyre başladığında miraç başlamış demektir! Bu şuur haliyle olur! Şuur hali ne zaman olur? Bu şuurun ne zaman olacağı da kişiye göreceli, çok erken de olabilir çok geç de hatta hayatta iken olmayabilir de… Hayatta iken olmamışsa zaten “Dünya ahretin tarlası” olmasının sonucu olarak ahrette de olmaz! Halk arasında reşit olma yaşı olarak bilinen, kanunen kabul edilmiş 18 yaş olmadığını bilirsek daha net bakarız olaya.
İlmi anlayışta sınıflamalar konuyu öğrenmek içindir yoksa sınıflamaya gerek yoktur. “İlim bir noktadır, cahiller onu çoğaltır” ….
“Ben” nedir?
Ben bir noktadır! Vücuttaki noktalara ben denmesi manidar değil mi? “Bir ben var benden içeri” Bir ben var! Tek ben! Yani “Ben” dediğinde kişi zahiren ya da kullanılan dil ile kendini işaret eder oysa anlatacağım “Ben” ben değil “O”! Şöyle ki “Ben” ile bilinen “O” olduğunda ancak “Ben” bilinmiş olur!
Hiç yoktan bir açığa çıkış var ki bu “Hiç” kavramını deşmemizi gerektiriyor! Bir nokta boyutsuz, boyutların sınırını aşmadan bilinmez; en az iki nokta tek boyut, çizgi; eni boyu olan noktalar iki boyut, üçgen gibi çokgenler ve kapalı şekiller; yükseklik de eklenince, küp üç boyut; hiperküp ile temsili anlamaya çalışılan 3. boyuta sarılan 4. boyut! Sinyal ve enerji boyutu. 5. boyut, Bilgi boyutu meleküt; 6. boyut, meleklerin secde ettiği orjin insan boyutu. Orjin insan boyutu; kün, ben, ene, nur üzeri, “O” boyutu. Bu boyutların tamamı boyuta tabi olmayan mahiyeti meçhul Hiçlikten gelir! Hiçten yaratma, yaratılma konusu.
Sıralayalım;
Hiçlik mahiyeti meçhul; boyutsuzluk. Nokta boyutsuz.
Birinci boyut; en az iki noktadan oluşan algılanabilir boyut.
İkinci boyut; boy ve eni olan kapalı şekiller, çokgenler.
Üçüncü boyut; yüksekliği olan küp. Bu boyut hayvansal canlı boyutu.
Dördüncü boyut; 3. boyuta sarılan enerji, sinyal boyutu. Cin olarak bilinen enerji sinyalleri.
Beşinci boyut; meleküt, data bilgi boyutu.
Altıncı boyut; meleklerin secde ettiği yani itaat ettiği orjin insan boyutu. Hepsini kapsamına alabilir. İnsanın ahsendeki boyutudur, esfele atılmış olduğundan topraktan hiçten gelmesi seyirdir! Anneden doğan insan 3. boyuta teşrif eder. Hayvansal boyuttan başlar. Miraç benzeri bir seyir. Bireysel miraç olduğu gibi evrensel miraç da var. Evrensel miraçta Dünya 3. aşamayı bitirdi “Dabbe” halinde, debeleniyor! Özel seyirde ise Miraç ile 6. boyuta ulaşmak potansiyel olarak açık…
En aldatıcı boyutun 4. boyut enerji boyutu olduğunu unutmayalım. Şeytan enerjiden yaratıldığını söyler ve topraktan yaratılan insanı alt boyutta sanır oysa insan ahsendedir orjini esfele atıldığı için topraktan gelir bunun nedeni de açıktır; eğer insan topraktan seyirle aslına ulaşmak durumuna atılmasaydı asla alt boyutları bilemeyecek şeytanın düştüğü duruma düşecekti. Bunun için en alttan başladı yolculuğu. Şimdi insanlık 4. boyutta; 4. boyut en aldatıcı demiştim ama insan en alttan geldiği için bu boyutun aldatıcılığı da kalmıyor. 4. Boyutun sekeneleri, sakinleri olan enerji ve sinyal varlıklar cinler için bu alt deneyim şansı söz konusu değil… 3. hayvansal boyutta 4. boyutun tesiriyle insanlar çok debelendi. Kan döküp kavga ettiler! 4. boyuttan gelen sinyallerle oyuncak oldular. Şimdi bu 3. boyutu bilinç ile kapatacağız! 4. Boyuttaki hileler ise alttan gelmenin deneyimi ile insana etki etmeyecek… Buna hazır mısınız? 3. boyuttaki “Dabbe” hali bitmek üzere! Terakki edemeyenler hala kavgada, onları o dabbe halinde bırakın! Taraf olmayın… Şimdi 4. boyuta kıyam zamanı! Kavga ve ayaklanmayı kıyam sananlara da Allah akıl versin ya da layığını versin!
Tüm, hep noktalar hiçten yansır, hiçi göstermek için. “Hiç”in “Hep” olduğunu nasıl anlarız? Tüm gözlemlenen varlıkların hiçten var olması ilmi ve bilimsel bir gerçek! Bunun ayrıntısına bu yazıda girmeyeceğim. İlim adamları ve dinsel metinler, her şeyin hiçten var olduğu görüşüne işaret eder. Bunu şöyle anlayalım; aynadaki görüntü asıl değildir, görüntü bir asıldan yansımayla oluşur. O halde görüntü asıla işaret eder. Aynı mantıkla asıl da görüntüye işaret eder. Biri diğerini gösterir, algılatır! Hangisi asıl, hangisi suret o dahi boyuta görecelidir. Ayna boyutunda görüntü asıl, görüntüye esas olan ise yansımadır. İzafiyet var. Suret varsa asıl vardır, asıl varsa suret onu gösterir! Buradan devam edelim.
Hiç durumunda olan muhteşem bir varlık nasıl görünür olur!
Suretiyle görünür değil mi? Kendimize bakmak istersek aslımıza bakamayız suretimize bakarız aynada ya da resimde. Her şey hiçlikten açığa çıktığına göre hiçlikte hepin potansiyeli var! Buradan bir durumu daha açığa çıkarmak gerek. Hiçin sonsuz potansiyelinden hep çıkıyor ya. Şimdi bir noktanın irdelemesini yapalım. Maddenin bilinen en küçük noktası dahi boyutludur algılanan her şey boyutludur! Geometrik olarak nokta, boyutsuzdur hiçtir! Madde olarak nokta diye bilinen en küçük parça en az iki noktadır, boyutludur! Tüm algılanabilir varlıkların boyutsuzluktan açığa çıktığı bilimsel olarak söylenir! O halde bir noktada her şey var! Bir incir çekirdeğindeki incir ağacı gibi. Ya da bir insan DNA sındaki “İnsan” gibi.
Yani evreni oluşturan her noktada bir evren var! Fotoğrafın çözünülürlük noktalarını bilirsiniz milyarlarca noktadan bir fotoğraf oluşur. Her çözünülürlük noktasını mikroskobik ortamda inceleyince fotoğrafa ulaşmak gibi. O halde evrendeki her noktadan evrene ulaşırsınız! Parça olarak düşündüğümüz bir nokta aslında parça değildir asıldır! Şöyle geliştirelim, bir noktayı bu sistemden çekmeye çalışırsak ne olur! Bu sitemden tek nokta çekmek demek sistemi çekmek demektir. Yani bu sisteme bir nokta ilave etmek demek sistemi tamamen kurmak demektir. Sistem zaten tek noktadır!
Bunlar maddi algılamadaki hiçten var oluşları anlatmak içindi. Mana alemine bakalım Mevlana’nın da söylediği gibi “Sen bir düşünceden ibaretsin….” Yani tüm bu gözlemlenen şeylerin aslı data, düşüncedir. Düşüncenin görünür olması, maddi boyut kazanması söz konusu! Bu da “Kün” ile bilinen haldir. Düşün, tercih et, evrensel etkiye dahil olsun görünsün! Buradan “Zat” konusuna da geçelim; ruh yazılım, beden donanım, ruh ve bedeni kullanan insan da esmayı yansıtarak “Zat” hasat eder. İsrafil bu zat hasadını bir üst boyuta taşır. Bu üst boyutun alt boyuta sarılmasıdır! En başa gidersek hiç var, sonra boyutlar üst üste sarılıyor. Burada esmanın seyrinden zat üreten konumundayız! Zatımız güzel ise Cennet, değilse cehennem gibi… Dünya da tarla gibi. Tüm boyutları oluşturan ilk tercih hiçten, sonraki de esfelden ahsene doğru katlanacak. İlk tercih anına elest denir. Bir andır. Ve sonsuz anlara yayılır yukarıdaki tek noktadan bir evren gibi. Sınırsız potansiyel farkındalığı ile tüm evren bir noktadan ya da bir “Zat” dan etkilenir! Birliği fark edince evren de bir nokta gibi olur! İnsan “Elif”ten “Vav”a değil, “Vav”dan “Elif”e seyirde şu an. “Vav” 3. boyuttaki hali… Elif kıyam 4. boyut! Vav ise 3. hayvansal boyuta işaret! Bazıları insanları kıyam halinden “Elif” ten “Vav” haline 3. boyuta çekme derdinde… Bunu da güya kutsal söylemlerle yapmak ister. Aldanmayın. İnsan “Vav” doğar dikelir “Elif” olur. Elif, biri temsil eder. Vav ise birin kıvrılmasını yani “Vav” açılınca “Elif” olur. Elif ise “Ben”dir, kıyam etmiş “Ben”…
İnsan tüm işleyişi “Ben” ile seyreder. Benliği oluşmamış insanın seyri de eksik kalır hatta 3. boyutta kalır. Ben, şuur halinin idrakidir! Evrensel eşit insan prensibi potansiyel olarak insanların aynı ruhu taşımasıyla izah edilebilir! Bu anlamda “Ben” olan insan olmuş demektir. Taklitte kalan ise henüz “Ben” olmamıştır. Zaten “Ben” olduğunun idraki diğer insanları kendinden aşağı ya da yukarda görmemektir. “Ben” olan “Kün” olur! Biri “Ben neyim ki eskiler çok üstte!” dediğinde kişiliği oluşmamıştır. Ya da biri ben yukardayım derse yine kişiliği oluşmamıştır. Potansiyel olarak tüm insanlar “Ben” konumundadır; kendini, benliğini inkar edenler hariç… Ben, yani nokta olduğunu idrak eden tüm evreni kapsamına alır! Taklitte kalan ise ayrıntı olarak 3. boyutta dolgu malzemesi olur!
Bu yazımı daha fazla uzatmayım açıldıkça yazarım.
Selametle,
Ahmet Bektaş