Çay mı Kahve mi ?
Meşrubat-ı umumi içerisinde birbiriyle adı anılan ikili,birinin adı söylenince diğerinin yada düşmemesi imkânsız. Bu yakınlığa rağmen her iki içecek arasında bir rekabet olduğu var sayılır.Bazı kişiler kahvenin seçkinlerin içeceği, çayınsa daha halktan olduğunu var sayar. Oysa, her birinin kendine has özgünlüğü ve özelliği; tiryakisi, tiryakiliği vardır.
Çayın da kahvenin de eşyası özeldir. Cezve,fincan, kadim zamanlarda ispirto ocağı,kahve değirmeni, kahve tavası kahveye dair avadanlık cümlesinden. Çaydanlık, semaver,demlik, ince belli çayın mütevazı dünyasına ait eşyadan. Ateş, su ikliminde hazırlanır çay da kahve de. Sanki aynı soydan gelen; ama farklı ülkelere gelin gitmiş iki kardeş gibi bu ikili. Çay da kahve de nevi şahsına münhasır, her ikisi aynı minvalde özlenir. Dudağa ve damağa hitap etmek gibi ortak yanları mevcuttur.
Başka bir pencereden bakacak olursak kahve Belkıs diyarından, çay Uzak Doğu’dan gelip hanelerimizin baş köşesine kurulmuş, Türk Çayı, Türk kahvesi adıyla simgeleşmiştir. Bizim çay ve kahve zevkimiz orjinaldir, bize özgüdür. Çay demlemenin, kahve pişirmenin, ikramının usulü ve adabı da bize aittir. Fincanın kallavisi, bardağın ince bellisi çay ve kahve kültürümüzün sevimli ayrıntılarındandır. Her iki içeceğin yeri mutenadır. Birini ötekine tercih etmek diğerine haksızlık olur. Bendeniz yerine göre hem çay hem kahve derim.
Mesela, taze bir günün başlangıcında ışıl ışıl berrak gamzeli bir bardak çaya asla hayır demem. Zihinsel bir yoğunluk gerektiren yazı çizi işi sırasında kahve yudumlamak dikkati toplamak, zihinsel zindelik için gereklidir derim.
Ankara,20.06.2013 İ.K