- 532 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Aksi Taktirde
Ölümün üzerinden kaç martı uçup gitti, kaç kez çalkalandı deniz, çingeneler kaç şarkı söyledi bilmiyorum.
Gün her gün gibi başlamıştı. Güneş doğmuş, şehir uyanmış, ağaçlar çiçekler oksijen yaymayı bırakmışlardı. Taze simit kokuyordu sokaklar. Bir kadın çıplak ayağına giydiği terliğiyle çıkmıştı dışarıya.
Fareler yine delik deşik etmişlerdi ahşap evi. Adam söyleniyor, bir yandan fare zehrini buğday tanelerine yediriyordu.
Konfeksyon atölyesini su basmış. Gece boyu uğraşmış işçiler, anca gidermişler arızayı. Meğer vana patlamış.
Tam bunlar olurken öldü ölüm. Birdaha dirilmemecesine öldü. Kimseye bir şans daha vermemecesine, yenilmemecesine. Kaçtı ve gitti. Şimdi ne yapacağız? Artık ölüm yok. Hepimiz ölümsüzüz. Mezar kazıcıları, ölü yıkayıcıları artık işsiz. Cenaze arabaları tabutsuz artık.
Ne dostlarımız ölecek, ne düşmanlarımız. Kilitli kalacağız dünyada. Ölüm olsaydı, gelir kapıları açar kurtarırdı bizi. Fakat ne çare ki, öldü ölüm. Hadi alışın ölümsüz yaşamaya...