Türkçe Olimpiyatlarına Gidiyoruz 1
Saat 08:30’da buluşacaktık 16 Haziran sabahı. Öyle demişti abi. 08:10 suları telefonum çaldı.
-Ekrem bey herkes sizi bekliyor..
-Beş dakikaya kadar ordayım.
Fesübhanallah çektim tabii.
İç sesim: Geç kalırsam öyle ara mübarek hem 08:30 deyip hem de 08:10 sularında geç kaldın ne demek oluyor?
Hanıma sesleniyorum, hadi ben aşağıya iniyorum. Sen de çabuk ol.
Gri şimşeğime bindim. Yoldan alacağım ağabeyi aradım.
-Selamünaleyküm abi.
-Aleykümselm delioğlan.
-Abi, Evden çıkıyoruz biz.. Sen de yukarıya sokak başına çıkarsan iyi olur.
-Irmak kenarından almayacak mısın?(Her zaman aldığım yer)
-Doğalgaz çalışması vardı dün orası kapalıdır. Yukarıya çık..Bekleme yapmayalım lütfen…Geç kalmışız…
-Tamam
İç sesim: Aygaz mı açık kaldı, pencere mi, elektrikler mi açık kaldı… Bu kadın milleti bizim arkamızı toplamaktan mı hep böyle bekletir kocalarını bilmem ki…
Telefon ediyorum. Zemin hizasından 4. kata…
-Hadi mübarek hatun, hadi..
Derdemez telefonu kapatıyorum.
İç sesim: En nefret ettiğim olaydır bir yere vaktinden sonra gitmek…Estağfirullah…
Ak saçlı ağabeyi görüyorum yol kenarında bekliyor. O ara hafif ciseleyen yağmur sağanak yağışa dönüşmeye başlıyor….
-Biniyor arabaya tam zamanında geldin delioğlan. Şemsiye almadım. İnşallah stattayken yağmur yağmaz…bu arada selamünaleyküm.
-Aleykümselam.
-seni de aradılar mı abi..
-Geç kalmışız çabuk olun diyorlar…
-Ben bir tüttüreyim.Abilerin yanında sigara içemiyorum.
-Yasak değil mi delioğlan. Hanım kızım hala sigarayı bıraktıramadın mı bizimoğlana..
…
İç sesim:Hocaefendi de haram dedi sigaraya. İlk sigarayla ilgili kitabındaki bölümü okuduğumda 3 gün mü içmemiştim neydi.. Keşke 2 gün sonra tekrar okusaydım o bölümü. Belki bırakırdım.Hatunlara kalırsa bu iş, yandı keten helva.. Bu keten helva da neyse…
Telefon çalıyor…
Saate bakıyorum… 08:18…açsam mı, açmasam mı?
-Kim arıyor açsana telefonu, diyor kır kafalı abi…
-efendim, buyurun…Geliyoruz 3 dakikaya kadar ordayız…
-Hadi Ekrem abi.. Herkes sizi bekliyor..
İç ses: Sizin yapacağınız program şimdiden deli etmeye başladı beni. Akşama hayırla çıkarım inşallah. Fesübhanallah. Lailaheillahlah. La Havle ….
Arabayı nereye çeksem. Dershaneye çeksem, yürüsek otobüse…Bir telefon daha gelirse o arada kesin kalp kırarım, sesim yükselir…
Arabayı çekiyorum hemen otobüsün 15-20 metre kadar ilerisine. Telefonumun yazılı olduğu kartı bırakıyorum görülebilecek yere..Pazar sabahı caddeler bomboş…
-Dersahanenin oraya bıraksaydık arabayı, diyor ak saçlı abi..
-Oldu canım diyorum. Sanki yer kalmıştır orada da..Kim bilir kaç otobüs kalkacak bu gün bu civardan.
İç ses: Sigarayı alma, kalsın arabada, hem oralarda ağabeylerin karşısında içemezsin…Utancından..
Bir ben kaldım ağabeylerin içinde galiba sigara içen. En son sigarayı bırakmamın üzerinden 1,5-2 yıl geçti galiba.. Aff be Allah’ım Afff. (offf be…demenin cemaatcesi.)
Hafif yağmur altında otobüse doğru koşuyoruz. Otobüse binince bir selam veriyoruz ön koltukların duyacağı şekilde..Ben arkalarda yer beklerken otobüse binince biraz da yüksek rütbeli ağabeymiz iki kişiye sesleniyor, onlar kalkıyor, yüzleri de tanıdık değil ama biz hanımla ön koltuklardayız. Eee yanınızda sultan olursa tabii ki ön koltuklar ayrılır size.. Bizim ak saçlı abi de en arkalara…Bakıyorum bizim grup arka koltuklarda… Bizim baş abi de bizim otobüste orta sıralarda…
İç ses: Baş abi de buradaysa programda aksama olmaz diye seviniyorum. Bakım da iyi olur. En güzel bakım: otobüsle erken çıkarsanız yol kenarında 1 saat köfte ekmek molasıdır. Geç kaldığımıza göre Öğle namazına kadar mola yok. Ee yemek İstanbul da o zaman…
Benden sorumlu Gözlüklü abiye bakıyorum saati işaret ederek 08:30 demedin mi, ne diye sırt bırt arıyorsun der gibi. O da gülüyor uzaktan tabii..
O esnada ağır toplamızdan (kilolu abi) biniyor söylene söylene..
O da benim gibi söyleniyor saat 8:30 demediniz mi diye lafları vura vura geçiyor baştaki ağabeylere, odun gibi söylüyor ama doğru söylüyor, hak ettiler ya hu…
O esnada hanımlar da gelsin bizimle dediğim abi de biniyor otobüse. İkinci abiye sesleniyor..senin tanıdık vardır okul kapısını açtırsan da arabayı bahçeye çeksek diyor…
-Oldu canım ne demek…Hadi oturun oturun…
Selamlaşıyoruz. Bizden 2 koltuk öne çaprazımıza oturuyor onlar da…
Otobüste paralar toplanıyor.. Kişi başı doksan lira.
İkinci abi paraları toplayıp, cep telefonlarını bir deftere yazarken…
Gözlüklü abi’nin sesi geliyor…
-Abiler…Yedi ayetel kürsi okuyalım….
Bir vakit sesler kesiliyor….
Gözlüklü abi yanımdan geçerken
- abi bir tesbihat okusak hep birlikte diyorum.
Aldığım cevapla şok oluyorum: bu saatte hangi vaktin tesbihatını okucağız diyor. Üstelemiyorum.
İç ses: Ya hu hiç olmazsa bir tesbihat cd koy, arabada imam yoksa diyorum. Hangi vaktin tesbihatı olduğu önemli mi ki ağa diyorum…Yolculukta kös kös gidilir mi….Allah demeyen dil ne işe yarar…
Telefondan Kuran açsana diyorum hanıma..…Kulaklıkları almışsındır inşallah….Arka arkaya üç dört süreyi de sıralayıver…
Hanım çantasından kulaklıkları çıkartıyor.
-Senin kulaklığı yanlış almışım…
-Benim kulaklıkla işim yok. Senin telefonun yeter..Hem benimki akıllı mı ki..
Hanıma laf çarpıyorum. Hanımın eski telefonunu kullandığım için. Ona akıllı telefon aldık. Foto da çekiyor, ezgi de çalıyor, Kuran da okuyor… …İnterneti aldığımız ilk gün müşteri hizmetlerinden kapattırmıştık zati..
İç ses: Allah’tan hanımların istekleri bitmiyor. İyi ki yeni telefon almışız ona…
Mikrofonda ikinci abinin sesi…
-Abiler, malum olaylar(Gezi parkı) için kişi başına 153 tefriciye düştü. Bilmeyenlerin telefonuna bûlututtan(bluetooth) gönderebiliriz….
-abi gönder diyorum. Makine ismi ayçiçek.
Gönderiyor, açıyorum dosyayı… Türkçe yazılışı
-abi diyorum seslisi yok muydu bunun…
- İyi Ekrem abi diyor…başka bir isteğin…
-Hanım diyorum benimkileri de okuyuversene..
Hanım, kuran sürelerini sırlamaya çalışıyor akıllı telefondan… Zikirmatikte elinde gösteriyor 130 küsürlerde bir sayı..
-benim okuyacağım tefriciyeler var diyor…
-Kaç tane diyorum…
…
-Rabbim kolaylık versin.. tamam ben kendiminkileri okurum. Benim zikirmatiği de versene…
-Sen almadın mı diyor…
-Bari tespih ver diyorum… Çantasına bakıyor yok…
İç ses: aygaz, kapı, pencere açık mı diye bekleteceğine arabada insan bunları alır diyorum.. Kes sesini nefsim diyorum… Estağfirullah… senin ellerin armut mu topluyordu.. alsaydın zikirmatiğinle bir iki kitap diyorum.. arabaya hemen inip hanımı bekleyeceğine…
Bu arada Rahman –Fetih-Cuma- Kıyamet sürelerini sırlamış hanım telefonda. Olanlar bunlar diyor…
İyi diyorum dursun…Başlıyorum Tefriciyeleri okumaya parmak boğumlarını tespih yaparak……Arka koltuktan bir abinin çocuğunun sesi geliyor: baba 150 tane kaldı. 3ünü okudum…
İç ses: Acaba gezi olaylarını sırf Türkçe olimpiyatlarını gündemden düşürmek için mi tertiplediler…
Gülüyorum kendime..ne alaka der gibi…
….
Galiba tefriciyeler bitti….
-Ne çay ne kahve diye sitemler yükseliyor otobüsten….
--abi şoför mahalliden gelirken söyleniyor. Abi 2 cd hazıladıydım. Bozukmuş cd çalar… yapacak bir şey yok….
Bu arada ön koltuklarda olduğum için Gözlüklü ağabeyyle muavinin aralarındaki konuşmaları duyuyoruz.
--Abi makine bozuk çay veremeyiz..
Bu bilgi ikinci abiye gidiyor…Abi öne gelirken biraz sinirleniyor galiba…Cd çalar bozuk, Çay-kahva makinesi bozuk…
İkinci abi galiba iç seslerimi duyuyor…
Yanımdan geçerken söyleniyor seslice…
-“her nefis ölümü tadacak ekrem abi.”
Neden bana taş attığını bal gibi biliyorum ya neyse…
İkinci abi mikrofanda yeniden…
Duyurularını yapıyor
-girişte şu kapının önünde toplanacağız, çıkışta şu kapının önünde, biletler şurda verilecek, yarım ekmek arası döner ve ayran dağıtılacak stada girince…Kimse ayrılmasın birlikte hareket edeceğiz… Vesair.
İç ses: Yandı keten helva. Programı baş abi yapmamış, zati yapsaydı da bu abiye havale ederdi…belki de havale etmiştir… Yine yandık diyorum.. Ne toparlanabiliriz ne de kaybolanlara ulaşabiliriz. Bekle babam bekle diyorum içimden…Rabbim sen bize yardım et…amin. Çoğumuza şu programı sen yap dedikleri zaman hep kaçarız ya sorumluluktan.. sonradan da yok şu eksikti, yok şu yanlış yapıldı…Nefis nefis diyorum sus, otur artık…
...
devamı sonra...
YORUMLAR
Rabbim bu hizmeti gerçekleştirenlerden ebediyen razı olsun.Onun davası için adım atan zerre faydası dokunan herkesi ebediyen cennet ile mükâfatlandırsın. inşallah bizlerde bu güzel hizmetin kıyısında köşesinde bir yerinde olabiliriz. rabbim bizlerede hizmet etmeyi nasib eylesin.bu güzel yazı için teşekkürler kardeşim rabbim razı olsun.