- 870 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yaş otuz dokuz hayatımın dönüm noktası (1)
Hikayemiz gerçek bir yaşanmışlıktır.
Tamamı otuz dokuz yaşıma girdiğimde bir kalp krizi sonucu yaşananlar ve sonrası dır.
Yıl 1997 kurban bayramının son günü akrabalar bize bayram ziyaretine gelecekler iadeyi ziyaret. Yemekler yapılıyor hanım telaşla koşturup duruyor bende alış verişten döndüm mutfağa yardım için hanımın yanına gittim
- Ne yapa bilirim neye yardım edeyim.
-Canım sen salatayla çiğ köfteyi yap bana yeter başkada bir eksiğim kalmadı.
Benim çiğ köfte m de aile arsında meşhur olmuştur hani, ayıp söylemesi ama her tür den yemeği çok rahatlıkla yaparım .
-Tamam o zaman salatayı yapayım sonra köfteye geçerim .
Lakin bende sabahtan beri bir sıkıntı bir daralma var sebebini bilemediğim , göğsümde bir baskı git gide de bu rahatsız durum çoğalıyordu . Salatayı yaptım çiğ köftenin malzemesini hazırlamaya başlamıştım ki misafirlerde geldiler . Hoş beş ten sonra çiğ köftenin başına geçtim ancak kollarımda derman kalmadı git gide daha çok yoruldum , neyse zar zor bitirdim sofraya koydum , hanıma yardım edeceğim ama takatim yok yavaş yavaş yürüyorum falan.
Sofrada herkes yemekle uğraşıyor ben canımla, iki lokma bir şeyler yedim ama ne zorlukla anlatamam . Sofra toplandı muhabbet başladı gülüyorum sohbete katılmaya çalışıyorum ama nafile hiç tadım tuzum kalmadı.Salonda akrabalar gülüşüp söyleşirken beni ter bastı fakat buz gibi bir terleme göğüs kafesime biri çökmüş sanki nefes alamıyorum kalktım lavaboya gittim elimi yüzümü yıkayıp açılırım diye ama ne gezer açılmak falan terleme iyice arttı göğsümdeki ağrı artık dayanılmaz bir hal aldı nefes almakta son derece zorlanıyorum .
Hanım meraklanmış bana bakmaya geldiğinde ben terden sırılsıklam olmuşum kötüyüm.
-Hayırdır İnşallah hiç iyi gözükmüyorsun canım neyin var?
-Bilmiyorum nefesim daralıyor göğsüme bir ağırlık çöküyor iyi değilim...
Bacanak bir doksan altılık bin başılıktan ayrılma bir asker .Allah onu sebep gönderdi sanırım güçlü kuvvetli bir adam.
-Hadi bacanak çıkıp biraz dolaşalım yediğin bir şey dokudu sanırım yürümek iyi gelebilir.
Zor zahmet merdivenleri indik aşağıya yakınlarda bir hastane var hastanenin zıt yönünde yürümeye başladık ancak ben git gide kötüleşiyorum daha çok terliyorum ve nefes almam dahada zorlaşıyor.
-Bacanak bu pek yemekle alakalı bir durum değil zira iki lokma yemek yedim bu durum başka bir durum sanırım şu yakındaki hastaneye götür beni lütfen. Yürüyoruz yok yok bacanak sağ olsun kendi yürüyor beni de yanında sürüklüyor.
Hastane kaşımızda elli metre var yok ben kesinlikle artık ayaklarımı hissetmiyorum.
-Bacanak ayaklarım kesildi artık yürüyemiyorum .
Bacanak ne yapacağını ne diyeceğini şaşırmış olacak ki...
-Koşalım o zaman.
Bu kadar yıl geçti bu söz hiç aklımda çıkmayan bir anı olarak kaldı bende.Her neyse hastaneye vardığımda ben artık bayılmak üzereyim sanırım hayal meyal bir şeyler hatırlıyorum tamda ne oldu bilmiyorum ancak bacanak sanırım durumu anlattı bir dahiliyeci bakıyordu bir ara .
-Kardiyolog gelsin acil acil .
Hemşire tansiyonumu alıyor birde alel acele bir elektro çekiliyor bir telaş bir telaş sorma gitsin etrafımda bir şeyler olup bitiyor ama ben tamda ne olduğunu anlamaya çalışırken doktorlardan biri bu hasta kalp krizi geçiriyor hemen bilmem ne ilacı bir ampul damardan çabuk olun ...
Meğer ben kalp krizi geçiriyormuşum da haberim yokmuş .Doktorlar bacanağa hemen yoğun bakıma alınması gerekiyor diyorlar bacanakta .
-Ben eşine ve evdekilere haber vereyim beş dakikada buradayım.
Bana dönüyor ve bombayı patlatıyor...
-Bacanak sen bir yere ayrılma ben hemen döneceğim.
Sanki bacanağının bir yere kımıldayacak hali kalmış ta .. Buda ikinci unutamayacağım anılarım arasında yerini almış oldu.
Yoğun bakım da bayağı bir zor saatler geçirdim bir ilaç encekte ettiler biraz sonra çok ciddi derecede susuzluk hissi vermeye başladı sıkıntımı unutup bana su vermelerini isteyip durdum ama vermediler çünkü o ilaç verilirken su alınmaması gerekiyormuş.
Sabah oldu beni başka bir hastaneye sevk ettiler oradaki yoğun bakımda dört gün kaldıktan sonra bana anjiyo yapıldı ve kalbi besleyen damarlarda çok ciddi derecede tıkanmalar vardı ve üç damara birer adet sten (Damar içerisine yerleştirilen tel bir boru) takılıp bir kaç gün sonrada taburcu oldum.
Bu hikayenin ilk kısmıydı devam edecek..
Talip ACILIOĞLU 2013 İSTANBUL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.