Az Buruğum!
Yaklaşık on yıl geçti görüşmeyeli. Ayda yılda bir hatır sormuşuzdur telefonla da olsa.
Seni eleştirmek ya da incitmek için yazmadığımı biliyorum şu naçiz satırları. Düşmanımın bile sıkıntıya düşmesini istemem. Kaldı ki birlikte az yiyip içmedik yıllarca aynı çatı altında çalışırken.
Başça bilemem ancak yaşça benden hayli büyüksün. Devlete hizmette ben otuz yılı ucu ucuna tamamlarken sen neredeyse kırkıncı yılını çalışmaktaydın!
Müslüman ne yaşlanmaktan ne de ölmekten korkmaz. Seni tanıyanların çoğu iyi bilir yaş takıntılı (!) olduğunu. Allah, herkese iyi sağlıklı ve hayırlı ömür nasip etsin!
Ahlakını, yaşantısını ve çalışmalarını çok beğendiğim insanlar tanıdım lakin hiç kimseyi kıskanmadım ömrüm boyunca.
Türkçe ve İngilizce kitap haline getirebildiğim beş eserimin yanı sıra şu ana kadar 702 şiirimle birlikte (bu yazım dâhil) 177 düz yazı, toplam olarak 879 çalışmamı paylaştım internette.
Elbet iman ve para gücü kulu ile Allah arasındadır yani herkesin maddi ve manevi varlığı yalnızca kendisine olup, her ikisiyle de övünmek insanı yüceltmese gerek!
Beş vakit namazında niyazında olan birisi değilsem de bazı Cuma namazlarına iştirak etmeye çalıştığımı, camide ya da evde en azından Cuma’nın iki rekât farzını kılmakta olduğumu bilemezsin kuşkusuz!
Özüyle sözü bir olan; haramdan, yalandan ve riyadan uzak duran; hiç kimseye bilerek zarar vermeyen; insanları olmayacak işlere koşturmayan (!); kıskanç, bencil ve çıkarcı olmayan; adam kıtlığında değer verilmek istemeyen birisiyim.
Yüz yüze görüşemediğimiz on yıl zarfında hacca gitmişsin. Allah, kabul eder, inşallah!
Telefondaki diyalogumuzu anımsarsın, umarım. Özetle şöyle:
__ Alo, merhaba, …… Bey!
__ Merhaba, arkadaşım! Nasılsın?
__ Sağ ol, ağabey, hane halkı da ben de iyiceyiz. Sizler nasılsınız?
__ Pek fazla yaramazlık yok, çok şükür!
__ Hacı olmuşsunuz, tebrik ederim.
__ Umreye gittik hanımla ve yarı hacı olduk.
__ Ağabey, özür dilerim ama bir şey ya tam olur ya da hiç olmaz.
__ O konu biraz farklı! Kâbe’yi de tavaf ettik.
__ Allah, kabul etsin!
__ Bir gün buluşup hem bir yerde kebap yiyelim hem de hac filmlerimi izlettireyim…
__ İnşallah, ağabey!
__ Görüşmek üzere…
Bu diyalogla birlikte aramızdaki iletişimin büyük oranda kesintiye uğradığını üzülerek belirtmek isterim.
Şuna hep yürekten inanmışımdır: Varla yetin, kendine yet ve ille haddini bil!
Her kim ve her ne olursak olalım, geçmişteki hatalarımızın muhatabından bir özür bile dileyebilme cesaretini, inceliğini ve büyüklüğünü gösteremiyorsak, yazık bize!
TDK (Türk Dil Kurumu) Güncel Sözlükte Ağabey şöyle tanımlanır:
İsim
Büyük erkek kardeş, ağa, aka, ede, efe.
Ünlem
Saygı ve sevgi göstermek üzere yaşça büyük olan erkeklere söylenen bir seslenme sözü.
Halk arasında Abi ya da Ağbi biçiminde de dile getirilebilmektedir.
Keşke, şaka yollu da olsa, sen bana ‘Ağabey!’ diye hitap edebilseydin! Hiç tedirgin olmazdım çünkü yaş takıntım bulunmamaktadır.
Yazmaya çalıştıklarım Allah’ın gücüne gitmemiştir, inşallah!
Emanetimiz yüce Yaradan’adır…
24.06.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.