6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
875
Okunma

TÜM GÖRÜKLERİ BİZLERDEN, GELECEKTE BİZLERE YANSITACAKLARIDIR .!
İnsanlığın var oluşundan itibaren olan bu olgu şu çağın olunması gereken bir modeli gibi görülmekte . Yalan gerektiğin de kullanılmalıdır diyenlerden , yalan hiç söylenmemeli diyenlere dek düşünceler kişilere özgüdür .Bir de yalanı sanat haline getirip icra edenler grubu vardır ki meslekleri gereği bu nu kullanma hakları var sanmaktadırlar .potansiyel her anlarını her saniyelerini yalanla besleyen bir grupta azımsanmayacak sayıdadır günümüzde.
Her ne olursa olsun yalan kişinin kendisini kandırmasıdır benim gözümde . Bir zaman inanılan bu anlatılar . Öyle bir an gelir ki önümüze gerçek haliyle çıkar .Gerçeğin bu ortaya çıkış anı bizim için üzücüdür karşıdaki insana saygımızı yitiririz .Ne kadar empati yaparsak yapalım içimizde bir yerlerde bir şeyler eksilmiştir.
Psikolojik açıdan bakıldığında yalana : karşı kimliklerde kendilerine bir yer edinme(ego tatmini) ,satılacak bir mal ve karşılığında alınacak para (ödül), ve potansiyel her konuda yalan söyleyenler ise patolojik vaka ve tedavi edilmesi gereken grup.
Yalan söyleyenleri artık zamanımızda beden dili denilen araştırmaların bizlere sunduklarıyla çok rahat anlayabiliyoruz . Çünkü bedende yalan söylenildiğinde değişimler olmakta . Kalp atışlarında hızlanma ve bunun beden yansıyan tepkileri . Ünlü pinokyo çocuk hikayesini hatırlayalım burada büyüyen burun boşa verilen bir örnek değildir .Size bir alıntı sunacağım bura da.. Mehmet Teber beyin GENÇ GELİŞİM deki yazısından :
<<< Yalan söyleyen veya ağzından çıkanlar konusunda yeterince samimi olmayan bir insanın elinin burnuna gitmesinin en önemli sebebi fizyolojiktir. Çünkü yalan söylediği sırada bir iç gerginlik yaşayan insanın bedeninde birçok fizyolojik değişiklik olur. Kan basıncının yükselmesi, kalp vurum sayısının artması, ter bezi faaliyetlerinin artması gibi yalan söylerken kaydedilen fizyolojik değişikliklerin yanı sıra burunda bir kaşınma duygusu yaşanır. Coldoni nin ünlü masalında yalan söyleyen Pinokyo nun burnunun büyümesi sebepsiz değildir. Yazar son derece önemli bir gerçeği yakalamış ve abartarak çocuk literatürüne geçirmiştir>>>
Görüldüğü gibi beden tepkilerini vermekte. Yalan, dünyanın yapılabilecek en kolay mesleği, icra edilebilecek en kolay sanatı, keşfedilebilecek en zor şeyleri kolayca keşfedebilmenin en kolay yoludur.
Tertemiz dünya ya gelen bir beden ve ruh nasıl bu şekle gelebilmektedir asıl mesele budur !
Aile mefhumu yine burada da devreye giren ilk kademedir . Ebeveynler fark etmeden izlendiklerini minicik bu radarlarca (çocuklarınca yani) minik bir daveti ertelerken(,gelecek ve ya gidilecek) söyledikleri yalan masum gelebilir anne ve ya babaya .Düşünüldüğündeyse yeni yetişen bu evladımız bak annem babam nasılda sıyrıldı olayın içinden ben de gerektiğin de sıyrılmak adına bu durumu kullanabilirim bağlamında modellemeyi alır .
Ne gereği vardı peki karşıya bu yalanı ak yalanda olsa söylemeye. Arkadaşım şu an sizi ağırlamaya müsait değiliz ve ya şu an sizlere katılmaya uygun değiliz dense yalan söylenene kadar. Ne değişirdi. Karşıdaki eşimiz dostumuz her kimse uydurulan mazeretin gerçek olmadığını özünde bilmiyor mu!!
Belki kendilerince kurnazlıkla o anı kırmadan geçiştirdiklerini sanan anne ya da baba ve ya ortamdaki kişi karşıdakilerin gözünde yalan söyleyen biri zaten. En güzeli doğruları söylemek ve bizi modelleyenlerin gözünde küçülmemek.
Miniği olmaz yalanın ama minik ak yalanlarla evlatlarının önünde boy gösteren ebeveynler elleriyle geleceğin potansiyel patolojik yalancılarını yetiştirirler. Çok zor evlat yetiştirmek .
Tüm gördükleri bizlerden , bizim büyüdüklerinde göreceğimiz yansımamızdır.
Sabah tan akşama kadar türlü türlü insanlarla karşılaşılmaktadır iş yaşamı sosyal yaşam gibi alanlarda . Yalanlar arık her anın içinde. Neredeyse dürüstlük geçmez akçe durumuna geldi .Akşam başını yastığa koyan birey vicdanen rahatsa problem yok.
BEN YİNEDE DİYCEĞİM Kİ KNDİNİZE YAPILMASINI İSTEMEDİĞİNİZ HİÇ BİR ŞEYİ KARŞINIZDAKİNE YAPMAYINIZ….
…………………………………………………………………..SEVGİLERİMLE-EMA —