Bazı medyatik kalemşörler başkalarının çığırtkanlığını yapmakta, onlar adına kulağa hoş gelen sözler söylemekteler.
12 Haziran 2013 12:08



•Bazı medyatik kalemşörler başkalarının çığırtkanlığını yapmakta, onlar adına kulağa hoş gelen sözler söylemekteler.

Konu nedir? Spordan toplumsal gelişmelere son yaşanan olaylar... Adanmışlar dediğimiz bu kalemşörler, söylemesi gereken ağızlara fırsat vermezler ki kitleler kimlerin neleri söylediğine yetik olabilsin. Kişiler adına altın yaldızlarla sıralanan tümceler daha önünüzdeyken asıl ağız açıldığında adlarına söylenenlerle ilgis olmadığına tanık oluyorsunuz. Burada bitmiyor bu sayın adanmış, yoluna paspas düşünürlerin icraatı; her yeni gelişmede aynı terane.. Ya bırakın adam söylesin ki yarın tersi durumlarda kimlerin yakasının tutulacağını bilsin insanlar. Kimler sahici, kimler yalancı birinci ağızdan duyarak kendileri karar versin toplumun her ferdinin. Soru sorarkende bu yanbastı lıklarından vazgeçmezler yağla çalışan bu zevat, sporcusuna, tennikdirektörüne, göstericisine, yöneticisine.. Ve sorarken, duymak istediklerini söyletme çabasında ve tamamlayıcılığında oldukları dikkati içinde olurlar; bir yanlış söz söylemesine fırsat vermemek için, sahiplerinin.. Aynı yumuşak huylular(!) bir başka kişiyi alınca karşılarına, fırsat vermeden iyiye gideceği belli sözünü tamamlatmaya, çapraz yaylıma tutar, kendi ince yorumlarını tıkıştırıp adamın söz aralarına hemen atlarlar ayrı konuya. İşte istediklerini melek istediklerini öcü gösteren bu doğaüstü yaratıklardır ( bu dünya zebanileri). Bir başka deyişle, iletken kaçağını önleyici sözel izaletörlerdir kendileri.

Adına konuştuklarını kendi süslemeleriyle aslından uzak yaklaşımlarla medyadan tanıtırlarken, kendi ağzından kendi sözleriyle barış ve kardeşliğe aleni hizmet ettiği anlaşılan kişileri, -siyasi görüşünden, kulüp taraftarlığından ters olanları- kulak ardı eder hatta ters göztermekte direnirler. Ve bu kişiler barışı, demaokrasiyi,, toplumsal huzuru herkesten yüksek haykırırlar bozgunculuklarını kapatmak, primlerine zeval getirtmemek için. Çünkü onlara göre, kötü, tü-kaka neylerse neylesinler hep diğerleridirler.

Sen bana gelmezsin, benim sana gelişimi barışa saymazsın;

Önce kendimizle barışalım beyler, renk, dil, din, takım taraftarlığı, siyasi taraftarlık ilkelliklerini birtarafa bırakıp.

E hadi, madem öyle, di gelin barışalım!

Hikmet AKSU