"Gitme artık, sevme onu."
Tuhaf. Gerçekten çok tuhaf. Sevmekten başka bir şey yapmamıştım oysa. Sadece sevmiştim, yüreğim çok sevmişti seni. Onca hakaret, onca yalan, onca umut sevgimin karşılığımıydı? Çok yaktın canımı. Çok yandı canım. Gitme diyemedim, anla beni. Gurur denilen bir illet var ve söz konusu ne zaman sen olursan yapışıyor yakama. Gitme diyor bana, sevme artık onu. Oysa benim söylemem gerek sana bunları "Gitme artık, sevme onu.". Beni sevmenin hayali beklememin sebebi aslında. Biliyorum hayaller tehlikelidir ve gerçekleşmez. Hiç bir hayalim gerçekleşmedi ki bugüne kadar. Sende gelmeyeceksin asla. Aslında bende artık beklemiyorum seni. Her seferinde yoruldum diyordum ama devam ediyordum seni sevmeye, özlemeye, beklemeye... Ama söylediğin o sözlerin ağırlığı fazla geldi omuzlarıma. Daha fazlasına dayanamazdım inan. Olur da bir gün pişman olursun belki, bilirim o gün bu gün değil ama gelme istemem. Sensizlik daha az yoruyor beni, daha az kırıyor... Senin beklendiğin yer bana acıdan umuttan başka bir şey vermiyor ki... Sen bana acıdan umuttan başka bir şey vermedin ki... Belki biraz daha beklesem gelirsin, az daha sevsem sevgilim diyeceğim günleri de görürüm. Yine umutlandım sanırım. Beni bu noktaya sen getirdin. Senin eserin var karşında. Benim ne kadar üzüldüğümü tahmin edebilirdin aslında. Bunu herkes tahmin edebilirdi. Ama düştüğün zaman seni kaldıracak kimse olmaz yanında. Biliyor musun hayat bana bir şey daha öğretti. Eğer birini seviyorsan bunu senden başka kimse bilmemeli. Sende dene istersen, ya da birini gerçekten sevebilirsen... Hoşça kal da demeyeceğim bu sefer sana.
Allah’a emanet ol sevdiğim, kim bilir belki bir kez daha görebilirim seni...
Hilal Özcimbit