Sabetayist ve Mustafa Kemal Atatürk
Sabetayist ve Mustafa Kemal Atatürk
Sabetaycılık: 17. yüzyılda İzmir ve çevresinde ortaya çıkan Sabatay Sevi’nin kurucusu olduğu, onu mesih kabul eden, Yahudi Mistisizmine ve Kabbala’ya dayanan inanç. Diyanet İşleri Başkanlığına göre Sabetaycılık bir İslam mezhebi ya da tarikatı değildir ve İslam düşüncesi içinde yer almaz.
Gizliliğin sürdürülmesi amacıyla bu inanca inananlar bulundukları ülkenin yaygın dininde görünmeyi tercih ederler. Sabetaycılar, belli kurallar dahilinde tamamen Müslüman ismi almakta ve kendilerini her bakımdan "şüphe edilmeyecek ölçüde" Müslüman göstermektedirler. Kendilerini Yahudiliğe bağlı bir fraksiyon olarak tanımlasalar da Yahudiler tarafından resmi olarak bu dine bağlı kabul edilmezler. Kur’an da ise inanmadıkları halde Müslümanım diyenler Münafikun Suresi’nde ele alınmaktadır. Taraftarları Sabatayistler, Sabatycı, Sabetaycı, Avdedî, Dönme, Selanikli, Meamin, Maminim, Takiyyeci, Munafık gibi farklı isimlerle de anılır. İlk dönemlerde Musevi ibadet ve ayinlerine sadık kalmışlarsa da asıl Yahudilerden tamamen ayrılmış ve onlara "koferim" (kafirler) ismini vermişlerdir. Yahudiler ise renkleri değişen bir balık olduğundan "Sazanikos" (Sazan) demişlerdir. Sabetay Sevi bağlıları çeşitli ülkelerde günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Kutsal şehirleri Selanik’tir.
Sabetay Sevi, 1 Ağustos 1626, İzmir - ö. (muhtemelen) 17 Eylül 1676, Ülgün (Bugünkü Ulcinj, Karadağ)
Sabetay Sevi 17. yüzyılda Osmanlı Topraklarında İzmir, Agora’da doğdu. 22 yaşında Mesihlik iddiasında bulunan Musevi din adamıdır. Dünyayı kötülüklerden arındıracağına tüm Yahudileri mukaddes İsrail’e götürerek orada yeniden tapınağı inşa edeceğine inanıyordu. Yahudiliği ikiye böldü. Her kıtada binlerce mürit edindi. Mahkemeye çıkarıldı, hemen Müslüman oldu. İnananların çoğu peşini bıraktı ufak bir grup onu takip ederek Müslüman oldu. Bunlar dış görünüşte Müslüman veya Hristiyan, gerçekte Kabbala Musevi inancına sahip günümüze kadar gelen bir cemaattir. Halk arasında Sabetaycılık adı ile bilinir. İnananları ona Amira derler.
Yahudiler, günün birinde bir Mesih’in gelerek kendilerini uzun yıllardır süren sosyopolitik tabanlı acılardan kurtaracağını düşünüyorlardı. Zor koşullar altında Yahudiler arasında mistizme inananların sayısı da giderek artıyordu. Yahudi mistizminin en önemli kaynaklarından biri ’Kabala’ idi. Görünenin arkasında mutlaka bir başka şeyin gizlendiği fikrinden hareket eden Kabalistler, kutsal metinlerde çeşitli sayılar ve matematiksel işlemlerle gizli gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyorlardı.
Ortaya çıkarılmaya çalışılan gizli gerçekler arasında kurtarıcı Mesih’in kim olacağı ve hangi tarihte geleceği de vardı. Bu görüşler içinde en çok rağbet görenlerinden birisi de milenyumda (1000’li yıllarda) bir Mesih’in mutlaka geleceği şeklindeydi. Yine Kabala’da 666 sayısının şeytanın yılı ya da sayısı olduğu şeklinde bir inanış bulunuyordu. Bu iki sonuçtan hareketle, 1666 yılının ’hayati önemine’ ilişkin yaygın bir inanış oluştu.
Mustafa Kemal Atatürk de kendisinin Sebatay Sevinin soyundan geldiğini söylemiştir.
Sebatay Sevinin Fazıl Ahmet Paşayla diyaloğu
“ Sabatay Sevi’nin (Mehmet Efendi adı ve Müslüman kıyafeti ile) İstanbul’da yine eski müritlerinden bir kısmini toplayarak ayinler yaptığını, Girit seferinden dönen Sadrazam Fazıl Ahmet Paşaya haber verdiler. Sadrazam kendini çağırtarak
- Bu ne iştir? Sen hala uslanmadın mı? diye tembih ettiği zaman Sabatay ağız kalabalığına başladı ve meşhur olan kurnazlığı ile
- Aman Sultanım, ben birtakım akrabamı, dostlarımı Müslüman yaptığım gibi bunları da dini celil İslam’a celp ve davet etmeğe uğraşıyorum, yolunda cevaplar verir.
Sadrazam ona ihtar eder:
– Aklını başına topla. Müslümanım dedikten sonra yine çıfıtlığa başlarsan belânı bulursun.
Yine de bu sözlerle bir müddet takipten kurtulur.
Fakat aradan uzun bir süre geçmeden Sadrazamın adamları Boğaziçi’nde Kuruçeşme’deki havrada Sabatay Sevi’yi müritleriyle beraber İbranice dua okurken yakalarlar. Artık hiçbir şeyi inkâr edecek gücü kalmaz, bütün foyası meydana çıkar. Bu hadise üzerine İzmirli Sevi kendisini unutturmak ve izini kaybettirmek için Kuruçeşme’yi bırakarak Kağıthane civarında ıssız bir köşeye çekildi. Fakat müritlerinin bir müddet sonra orada da etrafına toplanıp ayinler yapmağa devam ettikleri görüldü.
İş tekrar Sadrazama haber verilince Fazıl Ahmet Paşa kızdı ve onu tek bir yahudinin yaşamadığı Arnavutluk’un Ülgün kentine sürülmesini emretti.
Sevi dini tefekküre ve teorik çalışmalarına Arnavutluk’ta devam eder. Bu sıralarda sabetaycılığın ana kaynağı olan kitaplar yazılacaktır. Şahsının isteği üzere Selanik şehri kutsiyete kavuşur ve inananlar (maminim) buraya yerleşirler. İki yüz ailelik ilk sabetaycı çekirdek toplum işte burada kurulur. Nathan Levi ise din değiştirmeden onu takip eder. Daha sonra bir kısım din değiştiren sabetaycıların tekrar yahudi dinine döndükleri bilinmektedir.
Adnan Akfırat’ın evinde bulunan ülkemizde ki Sabetayistler’in listesi: Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Akfırat`ın evinde bulunan belgeler arasında yer alan Sabetayistler listesinde siyasilerden gazetecilere, askerlerden işadamı ve sanatçılara, yazarlardan televizyonculara kadar bir çok ünlü isim yer alıyor.
Ergenekon soruşturması sırasında oluşturulan dosyalardan 142`inci klasörde yer alan ve Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Akfırat`ın evinde ele geçirilen belgeler arasında bulunan 134 kişilik listede yok yok.
Gazeteciler ve televizyoncuların yoğun olduğu listede, aralarında Çevik Bİr`in de bulunduğu 10 asker, 10 üniversite öğretim üyesi, 23 siyasi, 16 işadamı ve sanatçılar da bulunuyor.
Başlığında Sabetaylist yazan belgenin başında, Türkiye`de Sabetay Sevi`nin karikatına bağlı yüzbinlerce insanın yaşadığı belirtilerek şöyle deniliyor:
Bunlar tarihte ve günümüzde hadiselerin gelişmesinde önemli rol oynayan ve çok tesirli bir güç teşkil ediyorlar. Gizli bir cemaat oldukları için kimliklerini ortaya çıkarmak oldukça zor olmakla beraber zamanla yapılmış bazı ifşaatlar, olaylar karşısındaki tutum ve dvranışları, mevki ve ünvanları ile kullandıkları tipik isimler bize bazı ipuçları verebiliyor. Bu şekilde deşifre olan yüzlercesinin arasından kamuoyunun tanıdığı sabatayistleri aşağıda sunuyoruz`
SİYASİLER
Rahşan Ecevit, İsmail Cem, Tansu Çiller, Şükrü Sina Gürel, Ercan Karakaş, Bülent Tanla, Coşkun Kırca, Kemal Derviş, Cavid Bey, Nuri Conker, Ahmet İsvan, Osman Kibar, Hayrettin ERkmen, Turan Güneş, Sebati Ataman, Emre Gönensay, Naim Talu, Salih Bozok, Turhan Kapanli, Mithat Şükrü Bleda, Sümer Oral, Ali Topuz
GAZETECİLER
Güneri Civaoğlu, Cüneyt Arcayürek, Ahmed Emin yalman, Nazlı Ilıcak, Cengiz Çandar, Canan Barlas, Altan Öymen, Örsan Öymen, Abdi İpekçi, Nail Güreli, Güngör Mengi, Yusuf Ziya Ortaç, Ali Sirmen, Aydın Emeç, Çetin Emeç, Ülkü Arman, Sedat Simavi, Erol Simavi, Ali Naci Karacan, Nadir Nadi Abalioğlu, Yunus Nadi Abalioğlu, Ali Gevgilli, Ruhat Mengi
SANAYİCİ-İŞADAMI
Nejat Eczacıbaşı, Büyent Eczacıbaşı, Feyyaz Berker, Feyyaz Tokar, Cen Boyner, Ali Koçman, Dinç Bilgin, Can Paker, Ömer Çavuşoğlu, Halil Bezmen, Dilber Ailesi, Rona Yırcali, Selahattin Göktuğ, Fuad Sadıkoğlu, Ferdi Vardarman, Öner Akgerman
YAZARLAR
Halide Edip Adıvar, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal, Muazzez Berkand, Nazım Hikmet Ran, Azra Erhat, Vedat Nedim Tör, Yaşar Nabi Nayır, Cemal Sahir Erozan, Emil Galip Sandalcı, Ali Canip Yöntem
ÜNİVERSİTE
Kemal Gürüz, Kemal Alemdaroğlu, Nermin Abadan Unat, Sulhi Dönmezer, Talat Halman, Gündüz Gedikoğlu, Eser Karakaş, H. Veldet Velidedeoğlu, Sıddık Sami Onar, İlhan Arsel
ASKERLER
Çevik Bir, Ali Fuad Cebesoy, Amiral Sait Halman, Tuğgeneral Halit Göktuğ, Yarbay Selim Soley, Tümgeneral Ömer Z. Dorman, Kurmay Albay Osmam Köksal, Tümgeneral Sırrı Öktem, General Cahit Tokgöz, General Zeki Soydemir
SİNEMA-TİYATRO
Haldun Dormen, Hulusi Kentmen, Ayhan Işık, Kenan Işık, Aziz Rutkay, Doğa Rutkay, Aziz Basmacı, Yıldız Kenter, Müşfik Kenter, Leyla Gencer, Haluk Bilginer
TELEVİZYON
Ali Kırca, Reha Muhtar, Ali Baransel, M. Ali Birand, Seher Dilmaç
EĞLENCE
Sezen Aksu, Nilüfer, Burak Kut, Neco, Sibel Egemen, Çiğdem Talu, Egemen Bostancı, Murat Arkan, Perran Kutman, Harika Avcı, Ozan Orhon
BÜROKRASİ
Gazi Erçel, Metin Yalman, Osan Olcay, Osman Kulin, Sadun Terem, Kaya Toperi
SERBEST MESLEK
Atilla Dorsay, Cemil İpekçi, Uğur Civelek, Yıldırım Mayruk
Atatürk’e ilk eğitimini veren Gizli Yahudi Hahamı Şemsi Efendi’nin Asıl adı Şimon Zivi idi. Atatürk’ün hocası gizli bir hahamdı.
Atatürk’e ilk eğitimini veren, onun zihniyetini, inanç ve aksiyon dünyasını şekillendiren kişi olan Şemsi Efendi( asıl adı Şimon Zvi yada Sevi), 17. asır içinde Yahudi kavmi arasında mesihliğini (kurtarıcı peygamberliğini) iddia eden Sabetay Sevi’nin peygamberliğine inanan, onun dinini öğreten bir gizli hahamdı...
Sabetaycılar yada sabetayistler denilen bu ekole mensup olan Şemsi Efendi, bu okulunu Selanik’ten İstanbul’a taşımış ve Fevziye Mektepleri Vakfı Işık Okulları adı ile yollarına devam etmişlerdir. Şişli Terakki Mektepleri de bu hain kliğin okulları arasındadır ve en büyük tarikat okullarından biridir.
Müslümanların tarikatları, tarikat okulları, medreseleri, hatta zaruri dini eğitimleri kökten yasaklanırken bu tarikatçılar kendi okullarına zirve yaptırmışlardır.
Kendilerinden gözüktükleri Müslüman Türk milletine, gücü ellerine aldıktan sonra inanılmaz zulümler sergilemişlerdir. Devrin süper gücü İngiltere ile de sıkı bağlar kuran Sabetaycılar, ellerine aldıkları devlet kurumları ile adeta bir devlet terörü estirmişler ve tam altı yüz sene hakim olan Osmanlı kültürünü on sene gibi kısa bir sürede Türk milletinin üzerinden silip atmışlar, ilan edilmemiş sömürge bir Türkiye Cumhuriyeti kurmuşlardır.
Mustafa Kemal’in 30 Eylül 1911’de Kudüs Kamenitz Oteli’nde yahudi Eliezer Ben Yehuda’nın oğlu Itamar Ben-Avi ile sohbeti:
Mustafa Kemal: “SABETAY SEVİ’nin soyundan geliyorum. Kendisine hayranım. Keşke bu dünyadaki bütün yahudiler onun mesihliği altında birleşse..”
Mustafa Kemal: “Evimde Venedik’te basılmış eski bir TEVRAT var. Babam onu okumam için bana Karaim Yahudisi bir muallim tutmuştu. Öğrendiğim ayetlerden bazılarını hala hatırlayabiliyorum.” dedikten sonra biraz düşünüp..
“SHEMA YISRA’EL, ADONAI ELOHENU, ADONAI EHAD!” (yani “Dinle ey İsrail, Rabbin olan Tanrı tektir”) demiştir. Bu dua yahudilerin ünlü Shema duasıdır.
Daha sonra yahudi Itamar Ben Avi’nin “Efendim, bu Yahudilerin en mühim duasıdır!” demesi üzerine Mustafa Kemal: “Benim de gizli duamdır bayım, benim de..”
Atatürk’ün Sabetaycı olup olmaması önemli değil ama şu bir gerçek ki Atatürk, Sabetaycı kültürün içinde yer almış bir insandı
KAYNAKÇA: Hürriyet Gazetesi 19.09.1998
Uluğ İğdemir Atatürk’ün Yaşamı 1 cilt s.23. Türk Tarih Kurumu
Vikipedi
Murat Menteş Makalesi
Gazete port
YORUMLAR
Babannem senin gibilere "ağzının *okunu akıtıyor, beş parmağında pislik, maksadı her yeri kirteltmek, kara çalmak" derdi...
Bir de soru sormuş olalım.
Sen hiç Kürt (görünümlü) Said veya Türk(?) görünümlü Feto'nun meşrebini araştırdın mı peki?
Ya da herşeye dost, bir tek Türk'e ve ATATÜRK'e düşman olan "başçalan" RTE'nın meşrebini?
Onları da yazamanı bekliyorum. Yazmazsan, ben yazacağım ve en müfteri insan da sensin diyeceğim...
Emperyalizmin kuyruk taktığı haysiyetsizlerin peşinden gidenler de haysiyetsizdir.
Atatürk emperyal kapitalizme ve sömürgeciliğe karşı savaş vermiştir en azından. Onların kıçına yamanmamıştır...
Oradan da gavura sata sata bitiremediğiniz, bügün yağma edip, mücahitlikten müteahitliğe evrildiğiniz cumhuriyeti kurmuştur.
Bunlar (şeyh, şıh, hocaefendi) gibi, insanları *okbeyinli ve tezekyürekli edip, Birtengri'ye yapılıyor görünümüyle, kendine" köle ve kul" da etmemiştir.
Saltanatı da istese yapabilecekken yapmamıştır.
Onlara, yani emperyalizme de "göt kıllığı" veya bit evveli **lık da etmemiştir.
Emperyalizm sayesinde, ona kıçını dayayıp oraya buraya havlayan yobazlık ve faşist mürtecilik, bir de etnik ve mezhepçi bölücülükten de nefret etmiştir.
Kinizinin dininiz olması bundan sizin !
Şimdi tekrar emperyalizmin taktığı kuyruklarınızı vakt-i zamanında kopardığı için "kuyruk acısı" da büyük oluyor tabi; büyük olunca da iftira böyle seviyesiz ve utanmazca oluyor.. çok normaldir....
Allah, hırsız ve hainler gürühuna katılmış sürü elemanlarına akıl fikir ihsan etsin !
Allah Allah (amin)
Sizden iflah olmak beklentisinde olmak, komik olacak ama yine de niyaz etmiş olalım!
İnsafın merhametin batsın senin, terbiyesiz insan (!)
Göktürkmen tarafından 7/6/2014 9:49:38 PM zamanında düzenlenmiştir.