Psiko-sosyal Bağlamda “Gezi “ve Adam Olmak
hayrettin taylan
Egolarıyla satranç oynayan ergenlerin isyanında maşa olmadı algılarım. Mihrakların güdümünde kendi vatan bağrımı yakamazdım. Aynı değerlerin, inançların, bin yıllık mazinin tortusundan geçmiş asil, aydın, inançlı, ilerici, kendini bilen, Rabbini bilen, milli şuura sahip, herkesin fikrine saygılı, sağduyunun sandığı, başarının aynası, kardeşliğin güneşi…Alnı secde görmüş, yaratılanı Yaradan’dan ötürü seven ve onların da hidayetini isteyen, bekleyen sevgi, barış, insanlık öncüleriyiz.Sabrımız bu yüzden, algımız bu yüzden sınırında, sinirinde durdu.
Yürek tüketen, beyin zehirleyen, egoları zehirleyen, bilinçaltını kirleten ,fikirlerin afyonuyla sarhoş olup kendi vatanına, insanına, değerlerine saldıran azgınlık azınlığı değiliz. İnanç insanı her şeye mayalar.İlim, insanı her olguda toparla. İnsanın temel dinamikleri beyin, kalp, midedir.Bunları inançla, ilimle, helal lokmayla, azimle, barışla , birlikle, temiz algılarla, hastalıklı egolardan arınarak, kendini bilmeye giden destekleyici güdüler lazım.
İnsan yiyici değildir.İnsan, zekadır.Zeka,insanı iyilere, doğrulara, güzelliklere taşır.Zeka, insanı bir fikrin maşası, mezesi yapmaz.Zeka, üst sınırı , mutlağı bilir.Zeka, insanı her türlü çıkarın odağından arındırır.İnanç, insanın içindeki merkezkaçtır.Sosyolojik temayül yapar.Korku besler.Allah korkusunu pekiştirir.İnanç, manevi huzur verir.Huzur, her zaman düzendir, güzelliktir, iyiliktir, arınmadır, durulanmadır.Beyin, kalp bu güzel eylemlerle sürekli besleniyorsa kendine, sonra ailesine, çevresine zarar vermez.Türkiye’nin temel sorunu
Zeka atlasımızın renksizliğidir, inanç haritamızın dağlık kısımlarında yaşayanların kendini , Rabbini bulamamasıdır. Sosyalleşmedir.Sosyal algıları açık birisi sanatla, şiirle, müzikle, ilimle, kültürle iç içe olup aydınlık anlarda demlenir.Bilinç kulesi oluşur.Bilinci yüksek insanların yüksek ruhluluğu olur.Yüksek ruhlu insan, erdemlidir , inançlıdır, ilericidir, vatanıperverdir,yararlıdır.
-Son zamanlardaki ergenlerin sokak boşalmasının temel merkezlerine indiğimizde psiko-sosyal kazalarımız böylece öne çıkıyor.Papağanlar uçtu , nesli tükendi.Çünkü insanlar doğmatik fikirlerin papağanı oldular.Kendilerinden olanı kabul diğerleri yok saydılar.Ayrıştırmayı ilericilik, öncelik, zekilik sanma hastalığı başladı. Kendini bir fikrin maşası, mezesi olduğunu farkına varmadan , başkalaşmayı temsil eden zehirli yılan gibi sürünmeyi seçtiler.
-Oysa panzehir hep vardır.İlericilik, evrensellik, mutlak gerçekler hep vardır. İnsan, özü kadar temiz olmalı, bu temiz özü yakalamak, daha da üst benliğe taşımakla meşgul olmalı.
Diş mihrakların maddi güçle beslediği aşırı örgütlere meze olmak mı yaşamak ya da insan olmak ???
-Çıkar sülüklerinin maşası olup amaçlar közünde kebap olmak ne kadar zeka bağıntılı ne kadar insani?
-Sen sokakta yılan gibi sürün, gaz ye, onlar lordlar kamarasında keyfini sürdürsünler. Otelini açanlar, sana yemek ve para verenlerin çocuğu gaz yedi mi? Gözaltına alındı mı? Ya da en önde olup ortalığı galebene getirenler şimdi bağlı oldukları gizli mihraklarla keyif yaparken sen sürüngenliğe devam ettin.
-İnsan önce insandır,sonra hep insandır.İnsan olmak için adam olmak, gerek,birilerinin adamı değil. Birilerine, bir fikre, amaca maşa,meze olmak, bağırmak, dağıtmak, yıkmak, küfretmek acizliğin son numarası.
Ölümü bekleyen idam mahkumun son sözleri gibi.Yüreğinizi, sevginizi, zekanızı idam etmeye gerek yok…
-İnsan önce insandır,sonra hep insandır.İnsan olmak için adam olmak, gerek,birilerinin adamı değil.