- 493 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYKÜ GÜNÜMÜZ OLSUN.
14 Şubat Sevgililer günü -daha çok tüketelim diye- olarak
belirlenmiş.Ancak, -yine bildiğiniz üzere- 14 Şubat aynı zamanda 2003 yılından beri Uluslararası PEN Kulübü kararıyla ve UNESCO’ nun Kültür Takvimi’ne yerleşmesiyle ülkemizde ve birçok ülkede Dünya Öykü Günü olarak kutlanmaktadır.Bu yıl 14 Şubat’ta sevdiğinize bir öykü kitabı armağan etmeye ne dersiniz ? Ya da en azından o gün sevdiğinize ,sevdiğiniz bir öyküyü anlatmaya-okumaya var mısınız ? diye bir dost sayfasına yazmıştı birkaç gün önce.Ne güzel bir anlatımdı 14 şubat.Ama şu sanal alem yokmu..?Elini uzatacak bir dost’unda olsa yakınında bazen , yalnızsan o elide tutamıyorsun.Çok güzel bir kitab olan hayat öykünü,acısıyla tatlısıyla paylaşamıyorsun.İnternet başında sabahlayan yorgun modern insanlar olduk her doğan günde.Sanal alemde dost ve sevgililer çoğaldıkça dahada yalnızlaşıyor insan.Sosyalleştiğimize inanarak dahada asosyalleşiyoruz farkında olmadan.Gerçek yaşamdan uzaklaşarak.Oysa ki,ilişkilerin olmazsa olmazı, karşılıklı sevgi ve saygıdır. İki bileşenden birisinin eksikliği durumunda ilişkinin temelinde sarsılmaların yaşanması kaçınılmazdır.Bugün dünyada milyonlarca çift ’Sevgililer Günü’nü kutlarken, acaba sevginin tarifini birgüne sığdırabiliyorlarmı?Elma şekerine benzeyen AŞK,ın ne büyük bir yanılgı olduğunu görebiliyorlarmı gelecek korkuların yanında.?
Sözün kısası,değerini bilmek lazım verilen ve alınan sevginin.Zira bu kavram kalıcıdır."Seni seviyorum"diyebilmek kadar kutsal bir şey varmıdır yaşamda.Oysa ki;hayat çok kısa..Dostum 14 şubat’ta"sevdiğniz bir öyküyü anlatmaya-okumaya varmısınız" demişti.Bende bir öyküyü siz dostlarımla paylaşmak istedim bugünde...
"Rahip mezarlıktaki işini bitirmek üzereydi . O anda elli yıllık karısını kaybeden 78 yaşındaki adam : ” Onu ne kadar çok sevdim .” diyerek çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı . Yaşlı adamın yaşlı sesi törenin asil sessizliğini bozmuştu . Mezar başındaki diğer aile bireyleri ve dostlar şok olmuslardı , utanç içindeydiler . Yetişkin çocukları alı al moru mor babalarını yatıştırmaya çalıştılar : “Tamam , baba . Seni anlıyoruz .” Yaşlı adam gözlerini dikmiş kazılan mezara yavaş yavaş inen tabuta bakıyordu ... törene devam etti . Törenin sonunda , aile bireylerini ölüm töreninin kapanışı olarak tabutun üstüne toprak atmaya çağırdı . Yaşlı adam hariç hepsi sırayla toprak attılar . Yaşlı adam hala : “Onu ne kadar çok sevdim” diye sesli sesli konuşuyordu . Kızı ve iki oğlu konuşmasını engellemek istediler , ama o devam etti , “Onu sevmiştim !”
Kalabalık mezarlığı terk etmeye hazırlanırken , yaşlı adam gitmemekte direniyordu . Gözlerini mezara dikmiş bakıyordu . Rahip yaklaştı : “Kendinizi nasıl hissettiğinizi biliyorum , ama gitme zamanı geldi . Buradan ayrılmalı ve kendimizi hayatın akışına bırakmalıyız .” dedi . Yaşlı adam çaresizlik içinde bir kez daha “Onu ne kadar çok sevdim .”diyerek söylendi . “Beni anlamıyorsunuz ,” dedi büyük bir acıyla rahibe “ama ben bunu ona sadece bir kere söyleyebildim ...” EVET bir kere,bir kere bu çok anlam ifade eden sözcük...özetle diyorum ki:
Telefon çalmadığı sürece telefon değildir.Duygular hissettirilmedikçe duygu değildir.SEVGİ ise gönlümüzde TUTSAK olsun diye verilmemiştir.Yani kısacası değerini bilmek lazım sevginin… Hayat gerçekten çok kısa… Yaşamanın, aldığımız nefesin ve hala bedenimizde olan ruhun değerini bilmeli… Unutmamak gerek; bir tekrarı daha yok bu hayatın...Evet dostum.Önerine uydum ve bir öyküyü paylaştım . 14ŞUBAT DÜNYA ÖYKÜ GÜNÜnüz kutlu olsun ...VE bende "sizleri seviyorum" diyorum.Saygılarımla.EDA(AŞİYAN0529
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.