- 4760 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Komünizm Pusuda!
Fransız Devrimi’yle beraber Materyalizm, Avrupa’da kabul ve itibar gören bir felsefe oldu. Materyalizm bir taraftan tüm Avrupa’da yayılırken, bir taraftan da çeşitli bilim dallarına uyarlandı. Charles Darwin, materyalizmi doğa bilimlerine uyarladı. Karl Marx ve Engels de sosyal bilimlere uyarladı. Materyalizmin doğa bilimlerine uyarlanmış şekli ’’Darwinizm/ Evrim Teorisi’’ sosyal bilimlere uyarlanmış şekli ise ’’Komünizm’’dir.
Marxizm ve Darwinizm’in ortak yanı, her ikisinin de evrim teorisini takip ediyor olmalarıdır. Darwinizmde canlılar çatışarak gelişir fikri hakimdir. Güçlü güçsüzü ezer, güçlü olan ayakta kalır. Bu çatışma, canlıların gelişmesine sebep gösterilir.
Marx ve Engels de aynı diyalektik yöntemi benimsemiştir. Diyalektik, çatışma teorisidir. Diyalektiğe göre evrende ve toplumdaki gelişme, zıtlar arasındaki çatışma ile olur. Ortaya atılan bir fikir veya durum tezdir. Daha sonra bu teze karşı çıkan bir anti tez olur. Bu iki görüş çatışır. Ortaya çıkan sonuca da sentez denir. Bir süre sonra sentez, tekrar teze dönüşür ve bu çatışma böyle sürer gider...
Bugün komünizm dediğinizde akla ilk Lenin gelir. Lenin, komünizmi ilk uygulayan kişiydi. Lenin’e göre Avrupalı işçi sınıfı, burjuvanın kendilerine sağladığı imkanlarla uyuşmuştu. Bu nedenle bu devrimi işçilerle yapmak mümkün değildi. Devrim ancak, işçiler/proleterya adına, profesyonel devrimcilerden oluşan, askeri bir disipline sahip ’’Komünist Parti’’ tarafından gerçekleştirilmeliydi.
Lenin, devrim için silahlı mücadeleyi benimsiyordu. Devlet görevlilerine suikast, kamu malını yakıp yıkmak komünist yöntemlerden bazılarıdır. 1917’de kanlı bir devrimle proleterya diktatörlüğü başladı.
Çoğunluk anlamına gelen Bolşevikler, zengin toprak sahiplerine çok acımasız uygulamalara başladılar. Özel mülkiyet kaldırıldı. Köylülerin elindeki tarlalar devletleştirilip ellerinden alındı. Tüm mahsul devlete aitti. Aç kalan köylü önce hayvanları ve çevresindeki otları yiyerek beslendi. Bunlar bitince ölümler başladı ve açlıktan ’’yamyamlık’’ baş gösterdi. İnsanlar kendi çocuklarını değiş tokuş edip çocuklarını yemeye başladılar! Rejime muhalif kişileri ’’Gulag’’ adı verilen, şartların çok ağır olduğu toplama kamplarına gönderdiler.
Açlık ve kıtlığın insan psikolojisinde olumsuz etkileri olduğunu bilen Lenin, bu tahribat sonucunda insanların Allah inançlarının azalıp, kiliseye karşı ayaklanmalarını amaçlamıştı. Halkın dine olan bağlılıklarını açlık yoluyla kırıp, toplumları tepkisizleştirmeyi amaçlıyordu...
Lenin, Stalin, Mao, Pol Pot... her biri devrim öncesi sosyal adalet vaadleri ile insanları kandırdılar. Devrim gerçekleşene kadar pembe bir tablo çizdiler. Ancak devrim sonrası bu pembe tablo, kanlı ve karanlık bir vahşete dönüştü. Geçtiğimiz yüzyıl, komünist ve materyalist felsefeler yüzünde 120 milyon kişinin vahşice ölümü ile sonuçlandı.
Lenin, komünizmde ’’iki adım geri bir adım ileri’’ taktiğini benimsemiştir. Şu an komünizmi benimseyen herkes kendisine Lenin’i örnek alır. Komünizm, iki adım geride durduğu anlarda pusuda bekler. Komünistler fikirlerinden asla vazgeçmezler. Bir çatışma ortamı oluştuğunda, anında o ortamı kendi lehlerine çevirecek faaliyetlere başlarlar.
Halk çatışma ortamında sanki kendiliğinden hareket ettiğini zanneder. Ancak durum farklıdır. Profesyonel komünistler, bazen yaşlı bir adam, bazen genç bir kızın ağzından, devlet ve halkı karşı karşıya getirecek provokasyonlara imza atarlar.
Komünizmde ’’örgütlü olan halk yenilmez’’ denir. Eğer halk örgütlü değilse, kriz anında biri bir tarafa gider, diğeri başka bir tarafa. Bu da komünistlerin işine yarar. Halkın bu tip kriz durumlarına karşı eğitilmesi, bilinçlendirilmesi gerekir. Çünkü halk, komünist bir ayaklanmaya karşı çok hazırlıksız.
Devletin anti-komünist, anti-darwinist fikri çalışma yapan ve halkı bu konularda bilinçlendiren birimler kurması hayatidir. Çünkü komünist ayaklanma zahiren bastırılmış gibi görünse de aslında pusudadır. İmkan bulduğu her ortamda, bir öncekinden daha ileri bir sıçrayışla ortaya çıkar. Halk, birlik mitinglerinde ne kadar kalabalık oluşturup komünist eylemlere karşı bir duruş sergilese de, komünist bundan etkilenmez. Komünist, o kalabalığı nasıl dağıtacağını bilir. Çünkü örgütlü ve planlı hareket eder. Nerede ne yapması gerektiğini bilir.
Halkımızın ’’Komünizm mi kaldı, Darwinizm mi kaldı’’ diyerek sorunu görmezden gelmek yerine; bir an önce sorunu farkedip çözüm olabilecek yollara gitmesi gerekir. Anti-darwinist, anti-komünist fikri mücadele, bu sorunu kökten çözecek tek çalışma olacaktır.
İbrahim Akın
/Allahkesinvar