KASVETLİ HAVADA
KASVETLİ HAVADA
16 haziran 2013 babalar günü. Topçam yaylası. Kentte 27 rakamını gösteren sıcaklık derecelerinin yaylada 18’e düşmesi. Yağmur yüklü parçalı bulutlarıyla o hava, o manzara, o bulut geçişli serpintiler, en güzeli de topraktan yeni fışkıran serçe bacağı boyu ve tazeliğindeki çam fidancıkları. Kozalak toplamayı yasaklayan anlayışın ne kadar haklı olduğunun göstergesiydi. Sık çamlar, yalnız çamlar, yerdeki zümrüt çimenler, yaylanın adının seçimindeki isabetini kanıtlıyordu.
Piknik yorgunluğunu üzerimizden atamadan Atatürk Kültür Sarayındaki sanat ziyafetine kıl payı yetiştik.
Seslerle Anadolu adlı müzikli oyun bir perdelikti. Biletlerde oyuncuların Samsun Devlet Opera ve Balesi’ne mensup olduğunun belirtilmesi kimi seyircilerin tereddütüne yol açmış. Vali bey’e göre opera sanatına pek alışık olmayan insanlarımızın sıkıcı bir gece daha mı yaşayacağız endişesiyle salona gelirken ayakları geri geri gidiyormuş. Ne var ki sonunda oyunu öyle beğendik ki ekibi ayakta alkışladık, coşkuyla...
Böyle etkinliklerde devlet desteği farklı oluyor canım. Işıklandırmaları, kostümleri, zengin orkestrası, olanakların sınırsızlığını gösteriyordu.
Klasik operalar, tiyatro diyalogunun bestelenmiş, melodileşmiş şeklidir. Alışık olmayan kulaklar eseri hakkıyla takip edemezler. Oysa ki bu oyunda çok bilinen türkülerimiz seslendiriliyordu. Daha derli toplu hali ve eğitimli sanatçıların ustalığıyla...
Perde içinde minik tablolarla Yeniçeriler, Karagöz gölge oyunu, müziğe eşlik eden usta ve kıvrak efelerin eşliğinde bir zeybek. Öykü ve türküsüyle kaytan bıyıklı, heybetli Köroğlu, Hekim oğlu Türküsü, Kına gecesi, rengarenk giysili, şemsiyeli İstanbul hanımlarının eşliğinde uzun setreli kâtibim türküsü, Orhan Veli’nin İstanbul, Aşık Veysel’in toprak şiiri. İki küçük Temel fıkraları, Karadeniz türküleri ve bilinen nice türkülerle vaktin nasıl geçtiğini anlayamayan ve oyun boyunca alkışlamaktan elleri yorulan bir salon dolusu seyirci.
Bu oyun ve bu piknik, Gezi Parkı haberleriyle bunalan, yorulan ruhlarımıza ilaç gibi geldi. Emeği geçenleri, bize böyle bir gün ve gece yaşatanları sevgiyle kutlar, en kötü günlerimizin böyle olmasını dilerim…
YORUMLAR
Allah biliyor ya, opera düzeyinde ben de geliştiremedim henüz sanat bilincimi.
Karadenizllik var serde. Ondan mıdır bilmem ama bir cümlecik iletiye o kadar uzun zaman, bana sıkıcı geliyor öğretmenim.
Çabuk düşün, hızlı söyle... Biz de böyle... Ama bale mesala... o farklı yaf.
Demem o ki,
aslında sanat halka inmelidir, ben yukardayım, gel beni yakala diyen sanatı da sanatçıyı da
ben neydem :(
Ki yazınızda bu mesaj da vardı, bence.
Selamım saygımla.
sosyal kültürel alan da her şeyin tıraşlandığı
ve sanatçılara türlü zulümlerin uygulandığı
günlerden geçiyoruz...gezi parkı direnişinin
ana sebeplerinden biri de bu...böyle sıkıntılı bir süreçte
sanatıyla insanlara hizmet sunan o değerli sanatçıları
kutlamamak elde değil... hele ki avuç patlatan alkış aldılar sa..
oyun ve piknik anlatım şahane ve gezi parkını unutturmayan
kalem ve yürek de şahane...ellerinizden öpüyorum hocam