- 593 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Ihlamur Kokusu
Rüzgar esiyor hafifçe. Hafifçe yokluyor saçlarımı. Özümden ayrı değilim ya, gülümsüyorum bu yumuşacık dokunuşa.
Utanmazca düşler kuruyorum. Hani duyulsalar, bilinseler ayıpsanacaklar. Omuzlarımı karıştırmıyorum düşlerime. Çünkü ağlamaklı olunca bazı gözler, omuzlarımın oyuklarında saklıyorum onları.
Öksüz kuşların başlarını okşayan biri var. Geçitsiz dağların ötesinde soluk alıp veriyor. Öğütler tavsiyeler kifayetsiz. Düşüncem onun yurdu hala. Sözcükleriyle yorgunluğumu gideriyor, dindiriyor öfkemi.
Boş arsada çocuklarla top oynarken geçen akşam, bir çalım, sonra bir çalım daha atıyorum unutulmuşluğuma. Hava kararıyor, eve dönmüyorum. Çağıranım da yok zaten.
Gemilerin bekleyenleriyle söyleşiyorum. Tuzdan ağarmış tenlerimiz. Ökse otu diyor biri, iyi geliyormuş göğüs hırıltısına. Ben biliyorum çaremi. Tütünden cayarsam, geçer bu hırıltılar. Fasülye pilakisi var tabağımda. Kaşar peyniri ince ince dilimlenmiş. Ötesine yetişmiyor dimağımdaki kelamın lafzı.
Kavlimizi kanatıyorum yeniden. Kurcalamasam olmuyor işte. Sakin denize taş fırlatmak bu benimkisi. Oyun bozanlık etmemişim, kabarıyor ben diyen yanım.
Yaralıyım çok. Asil yaralar taşıyorum aşka dair. Ağaçları özgürleştirmek istiyor çocuklar, alkışlıyorum bıkıp usanmadan onları.
Öykü zamanım geliyor. Zor sayfaları çevirmek. Zahmet veriyorum ruhuma biliyorum. Sancıyor içim, susuyorum.
Burnuma yaprak yaprak yerleşiyor ıhlamurun kokusu. Kış bir gelsin hele, hele bir soğusun ellerim deyip erteliyorum ıhlamur kokusunu. Fakat vazgeçmiyor. Sanki bir haber getirmiş uzaktan. Sanki habere kesmiş uzaklar.
Öksüz kuşları düşünüyorum yine. Başlarını okşadığını parmaklarıyla. Özlerler diyorum. Hep isterler o parmakları başlarında sonra. Eğer tekrarı olmayacaksa, alıştırmamalı onları. Üzülürler, incinirler bir de.
Oturduğum yerden doğruluyorum. Kabuğundan ayırıyorum kendimi, yürüyoruz rüzgar, ıhlamur kokusu, bir de ben...
YORUMLAR
ne güzeldir ıhlamur kokusu, anılarıma gittim okuyunca, benim de evimin önünde vardır, bir de iğde ağacı, karışınca birbirne kokuları değme gitsin içini bayıltırdı,
yalnızlık ozrdur, bekleyen olmayınca dostum, helede başını yaslayacak bir beşer yoksa,, Rabbim sağolsun deyip dalıyoruz tefekküre,