- 1374 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GELİR DE GEÇER DE...
GELİR DE GEÇER DE
Boğazımda takılı duran bir yumru bugünlerde ağlamaya ölesiye ihtiyacım var..Ah bir ağlasam, bir ağlasam gözyaşlarım söküp atar mı uykuların tutmadığı rengimi kirleten anıların sıraya girdiği haziran akşamı talanlarını..
Biz mevsimsiz gönlümüze düşen cemrelerin yanıltıcı sıcaklığında ne garip yalnızlıklar yaşadık yaprak dökümü mevsimlerde. Ne çok gözyaşı döküp ne çok zelzeleden geçtik gözyaşlarımız sel oldu acıdık hiç yok yerde…
Umutlarımız… Ne çok meğerse onlara bel bağlayışımız…Öldükçe birer birer umutlarımız, döşüme yediğim bir tekmeden daha çok acıtırken; yüreğimizin yitirdiklerimizin yasına tuttuğu bir isyandı belki de umarsızca ateşe atlayışlarımız..
Ateşte yanarken kimi zaman “aman sen de” lerle arsızca avutmuşuz kendimizi ..Güvercinler uçurmuşuz umut deryalı ufuklarda, güleç yüzlü papatyalara “seviyor” sözcüğünü ezberletmişiz. Heyhat beşere teslim ettiğimiz her dem de ellerimiz ne çok yan/ıl/dı..
Bazen öfkelerimize teslim olmuşuz..Ağular kusmuşuz her dakika her saniye her dem. Bir devri vefasızlığa avuçlar dolusu sitemler etmişiz.
Tuttuğum eller ki hep yalan Tebessümler ki bölük pörçük gülümsemelerden arta kalan.
Çehreler anlamsız bakar hepsinde ayrı bir talan
Neydik kimdik biz sahi?
Sesimize ses veren sada yok. Oysa sevdadır diye koşup sarıldığımız her yalan boğuldu yine karanlığın anaforlarında
Ne garip
Gerçekten çok garip
Her şey gelip geçiyor hüzün de öfke de, müdavimi olduğumuz sahte neşe de.
Adını sevda koyduğumuz o koskoca yalanlar da.
An geliyor içten içe yanan bir köz misali sönüyor rahmetin yağmurlarında deruni korkular.
Ya Darr derken işte boy veriyor Leyla kavlinden payımıza düşen yolculuklar…
Tüm hüzünler benim. Tüm öfkeler benim. Tüm yalanlara, acılara ödemem gereken bedel benim. Ey Rabbim değil mi ki sen istedin. İşte ben yine boynum eğdim..Dilimden döküldü tek kelam “Eyvallah” Ya Kerim....
Ben kendimle kavgalıyken bir sada yükseldi radyodan. O peşrev bayati şarkı. ”Sana kimse benzemez tavrına hayran olayım”
Tavrımın sedası çağırır getirir , benden çok ıraklara giden beni...Tavrın gelir aklına, durur düşünürsün ışığa kanat açarken bir kez daha.
Ve söz veririm bir Nasuh tövbesinde kendime;
Sözler kavlinden bir söz düşer yâdıma o an. Varsın zihnimi o yorsun. Unutayım gayrısını hiç yaşamamış gibi .
Öğretsin bana kuşdilini nicedir beklerim artık gelse ya Süleyman…
Çaresiz değilim kuyu buysa içinden çıkacak Yusuf elbette ben olurum komaz Darr’da bilirim Rabbim…
Acılar bal eylenir işte o zaman zehir zemberek olsa da tadı.
Yeter ki sen iste içimizde yeşerir yeniden bir gül bahçesi.
Dün bugün ve yarının geçmişinin türküsünde Selatu Selam/ları kucaklayıp vuslatla diriliriz öylece..
Gönlüze düşsün dileriz Ya İlahi bir aşk hecesi bereketinde…
Ah o demler o demler ne güzel demler yine geldi!
Yine geldi!
Gönlümde bir muştu ile açtı rengârenk güller…
Bir baktım ne diken ne sitem.
Yalnız O
Yine O
Hepsi O
Ve O’na döküldü cümle satırlar.
perihan kılıç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.