- 6366 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
BABAMA MEKTUP -3
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
BABAMA MEKTUP - 3
......... Merhaba Babam,
......... Artık babalar günü yaklaşmaya başladı mı sana yazacağım mektubun hazırlıkları oluşuyor beynimde. Yokluğunun verdiği acı ve yaşattığı özlem içinde bir şeyler yazmak bir nebze olsun içimi rahatlatıyor. Duygularımı, acılarımı ve yaşadıklarımı mektupla da olsa seninle paylaşmak huzur veriyor bana be babam. İnan ki huzur veriyor.
......... Bu mektubumda sana yaşadığım ilginç bir olayı anlatacağım. Çünkü beni gerçekten çok etkilemişti. Öyle ki, yaşadığım bu olay beni yaşama biraz daha bağladı. Yaşamı bana zorunlu kıldı ve sorumluluklarımı hatırlattı.
......... 27 Nisan 2013 Cumartesi günü için Sapanca’daki bir açılışa davetliydim. Aslında sağlık durumum da buna hiç mi hiç uygun değildi. Ağır bir gribal enfeksiyon geçiriyordum. Hatta gelinin Fatoş beni uyardı ve " - Gitme oralarda fenalaşır ve hastanelik olursun." demişti. Ama içimdeki o sorumluluk duygusu ve verdiğim söze olan saygım, gitmemin daha uygun olacağını söylüyordu. Ben de öyle yaptım.
....... Sonuçta dört arkadaş bir minübüs ile yola çıktık ve Sapanca Kurtköy arkasındaki dağa zorlu bir yolculuk yaptık. Bu yolculuk beni öylesine etkilemiş ki, tören alanına varır varmaz fenalaştım ve kendimden geçtim. Bayılmışım.
....... Orada bulunan doktor arkadaşların ilk yardımı ile biraz açılır gibi oldum. Ama doktor arkadaşlar kalp krizi tehlikesine karşı mutlaka hastaneye gitmem gerektiğini söylediler. Ambulans çağrıldı ve yola çıktık. Ama ben yolda daha kötü hissetmeye başladım. Artık hiç bir şey duymuyordum. Sanırım bilincimi yitirmek üzereydim.
....... İşte o an,filmlerde izlediğim bazı ölüm sahnelerini birebir yaşadım. Bir elimin kendimden geçmem nedeniyle boşluğa düştüğünü hissettikten sonra sanki masmavi bir gökyüzünde bembeyaz bulutlar içinde uçuyordum. Bir an, yumuşacık minik bir elin elimi alıp göğsüme koyduğunu hissettim. O bembeyaz bulutlar içinde torunum, can parem Ozan’ımı gördüm. Bana "- Dedecim sakın ölme!..Ne olur dedecim sakın, sakın ölme!... Sen ölürsen ben ne yaparım? Daha çok küçüğüm. Hani ben büyümeden ölmeyecektin? Benin düğünümde beraber oynayacaktık ve sen baba annem ile dans edecektin?" diye yalvaran sesini duyar gibi oldum.
....... Duyduğum bu ses ile birden irkildim ve hastane acil servisindeki sesleri de duymaya başladım. Hatta öyle ilginç bir şey oldu ki, benimle ilgilenen hemşireye; "- Çabuk olun çabuk!.." diyerek vatandaşlık kimlik numaramı ezbere söyleyerek onları da şaşırttım.
....... Acil serviste gerekli tahlil ve incelemeler yapılırken kendi kendime söz verdim. Ozan’ım için yaşamalıydım. Öyle kolay teslim olmayacaktım azraile. Onun o kara gözlerini annesinin ölümünde gördüğüm gibi olmasını istemiyordum. Sessizce; " - Tamam tosunum, tamam canım. Sen ağlama ben ölmeyeceğim ve senin için yaşayacağım ." dedim.
....... İnanır mısın babam,hastanede yattığım altı saat boyunca; " Ben ölmeyeceğim. Ben ölmeyeceğim." diye tekrarladım durdum. Azraile de; "- Kusura bakma ama ben seninle gelmiyorum." dedim. Ozan’ım büyümeden,okullarını bitirip kendiayakları üzerinde durabilecek hale gelmeden bana ölmek yasak dercesine azraile rest çektim açıkçası. Ne kadar tutar bilmem ama ben restimi çektim işte.
....... Ve şimdi yaşama daha sıkı sarılıyorum. "- İnadına yaşam ve inadına mücadele " sloganı atıyorum adeta. Bu belki de bana yıllar öncesi katıldığımız eylem ve mitinglerde attığımız; " İnadına aşk, inadına devrim ve sosyalizm." sloganından çağrışım yapmıştı.
....... Evet sevgili babam,kardeşlerim ve sen orada, azrail hemen baş ucumda biraz daha beklemek zorundasınız.. Ama ben her babalar günün de ve arada sana mektup yazarak yokluğunun acısını içimde hissederek yaşamak zorundayım. Ama söz sana sık sık mektup yazacağım.
...... Biliyor musun babam? Belki de seninle yüz yüze hiç bunları konuşmadık . Ama sen benim için hep bir örnektin. Çalışkanlığın, dürüstlüğün ve onurlu tavrın bana hep gurur verdi. Evet sevgili babam, bir işçi maaşı ile yedi çocuk büyüttün bu ülkede. Hem de namerde muhtaç etmeden. Bundan daha büyük bir onur olur mu? Bana ve kardeşlerime servet bırakmadın, yatlar ve katlar bırakmadın. Ama onurun ve onurlu davranışların bize miras kaldı. Bundan daha büyük servet mi olur be babam? Yaşadığım 61 yıl boyunca ben de seni örnek alarak onuruma hep dikkat ettim ve çocuklarıma da bunu anlatmaya çalıştım. Çok zor durumlarda kaldığımda bile nokta kadar çıkar için virgül gibi hiç eğilmedim. Onurumda hiç ama hiç ödün vermedim.
.... Canım babam!.. Hadi uzat ellerini de öpeyim ve sana sıkı sıkı sarılayım ki, kokunu taaa içimde hissedeyim. Hadi be babam, bu yıl da BABALAR GÜNÜN KUTLU OLSUN!
16.06.2013
Oğlun Selamettin
YORUMLAR
Oyyyy ,oyyyyy sizi tanıdığım günden bu güne hikayenizde, seslenişinizin tümü burda toplanmış zaten sayfanıza ilk geldiğim yazınız yine babanızla ilgili olandı o kadar yazı şiir arasında ben kendi babasızlığıma olan özlemimle onu seçmiştim bu yazınızda aralarda değindiğiniz bazı durumlar tam günün yaşanmışlıklarına güzel kapak olacak derecede öncelikle yaşadığınınz rahatsızlık için geçmiş olsun diyorum ,Evet kendimide buldum bazı satırlarda benimde azraille pazarlığım olur zaman ,zaman :)yok öyle hemen gitmek benim hayellerim var yaşamak istediklerim var bende direnirim artık omu kazanır yoksa rüyalarım gerçek mi olur Rabbimin takdiri ,(Ozan,büyümüş daha mini mini halinlede göğsünüze yaslanmıştı inşallah gençlik halinlede yanınızda omuzunuza yaslı görmek nasip olur sizin babanızın vede ahretin gerçek sahibi tüm babaların babalar günü kutlu olsun Tabiki sizede sağlık sıhhat dileklerimle sizinde babalar gününüz kutlu olsun