- 2204 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
Yine Sana
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Zarfların kağıtların bölüp durduğu uykularım sona ersin diye, yazıyorum sana. Sonuncusunu göndermemiştim, onu da gönderiyorum. Gerçi biliyorum cevap alamayacağımı ya, olsun.
Alışkınım seni yazmaya, kalem yönünü kendiliğinden buluyor. İklimlerden hangisi, saat şimdi kaç, kalabalığın arttıkça nasıl ıssızlaşıyorsun biliyorum.
Babanı dinleyip burada mı kalsaydın acaba? Sana donanımlı bir muayenehane açabilirdi. Ama sen tıp okumaya da herkese rağmen karar vermiştin değil mi ya? Baban mimar, annen resim öğretmeni olmanı isterken sen tıp okuyup doktor çıktın.
Bu çıkmak ifadesine kızdığın anları anımsıyorum. Doktor çıkmak ta neymiş deyip bir sürü dil kuralı anımsatırdın. Hep severdin edebiyatı. Kitap fuarlarını takip etmek uğruna, vizelerini kaçırmıştın bir senesinde.
Çorabın kaçmış buradan görebiliyorum. Oje ararsın sen şimdi, o da çantanın sağdaki gözünde. Hiçbir şeyin yerini değiştiremediğini, alışkanlıklarından vazgeçemediğini, her şeyi aynı sevdiğini biliyorum. Uçarı bir kız sanırdı herkes seni. Oysa olgunluklar katılırdı yaşamına günbegün.
Bacaklarına bakmama hep kızardın. Ama bu mümkünsüzdü. Çünkü ben senin bacaklarında yalnızca bir kadın teni değil, aynı zamanda taşıyan, yürüten, hızına yetişilemeyen iki kararlı pırıltı görürdüm. Evet güzel bacakların vardı, evet kimsede yoktu böylesi. Ama yalnızca güzellikleri baktırmıyorlardı beni kendilerine.
Sen aslında nerene baksam kızardın zaten. Korkardın bakışlarımdan. Saçlarına bakardım uzun ve ipeksi saçlarına. İçlerinde kaybolduğum gözlerine bakardım. Ellerine bakardım. Göğüslerine bakardım. Dudaklarına bakardım. Ben sana her baktığımda ruhuna da bakardım.
Çay demlerken seni izlemek ayrı bir keyifti. Hep ocağı açık unutur, çaydanlıkta su kalmayıncaya kadar uğraşırdın. Sevmezdin yemek pişirmeyi. O yüzden yanakların hep keççap mayönez lekesi içinde otururdun akşamları karşıma.
Konuştuğunda benimle, sır olur saklanırdın derinlerimde. Gece lambasını söndürüp uyumazdan az önce gözün ilişirdi bana. Usulca susardım, izlerdim gece boyu rüyalarına yolculuklarını.
Tek başına valizleri kapatamazdın. Hep yardım isterdin ağabeyinden. O da kıskıs güler, sonra seni valizlerin üzerine oturtup fermuarları çekiştirirdi yavaş yavaş. Herkes severdi seni kızdırmayı. Kızınca başka güzel, konuşurken başka güzel, susarken başka güzel, ama yazarken sen en güzel olurdun.
İki günlük seyahatler için bile türlü elbise götürürdün yanında. Takılarınla salınırken odanda, kim bilir kimler geçip otururdu aklının kuytularına.
Bu sana son mektubum büyük ihtimalle. Yokum artık ben çünkü. Hayli yaşlandım. Birinin beni yere düşürmesini, veya kızıp duvara fırlatmasını beklemeye tahammül edemeyeceğim daha fazla. Bu yüzden eskiciye satılmaya razı olacağım galiba. Metalimi camımdan ayırıp parçalarlar beni sanırım. Sonum kim bilir hangi fabrikanın ham madde tankına kısmet olur bilinmez. Ama sırlarım hep benimle olacaklar. Her hücremde onlar var ve her hücremde en çok sen.
İmza: Ayna
YORUMLAR
Fırat Avcı
Yazılarınızda; sıradan olayların başkalaşıp nasıl da büyüyüverdiğini görüyorum hep...
Edebiyat yapmadan edebiyat yapmak; sadelik ve durulukla beslenen bir edebiyat...
İçten, duyarlı ve dokunaklı...
Bakmak ama farklı şeyler görmek... Ve bu farklı şeylerden nice yeni farkındalıklar yaratarak insani yönünü zenginleştirmek... Çok güzel bunlar ve inanın herkes yapamaz!
Bu yüzden okuyrum artık sizi; çünkü her bir yazıdan sonra daha da bir takdir ediyorum bu mütevazı incilerin derinlerdeki sahibini...
Saygımla...
Ömür boyu yanımızda vefalı bir dost olarak kalan , sır saklayamadığımız, yalan söyleyemediğimiz , herşeyimizi paylaştığımız, kendimiz olmaktan korkmadığımız tek yansıtıcı odamızdaki aynamız. Yalnızlık duygusu onunla ortak paylaşım alanımız; sevipte yapamadıklarımız, gücenipte söyleyemediklerimiz, kırıldıkça yeniden onardıklarımız, heveslerimiz, başardıklarımız, başaramadıklarımız, umutlarımız, hayallerimiz, aşkımız, sevdamız ,zamanı gelip yok ederken de yok olurken de tek dönüşebildiğimiz...hep yalnızlık...
Çok derin bir yazı...
Tebrikler